Dolar

34,8723

Euro

36,7491

Altın

3.044,49

Bist

10.058,47

Mumcu: Muhafazakarlara çatmadım, korudum

Erkan Mumcu gündeme damgasını vuran sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi. 'Muhafazakarların hakkını aradım' diyen Mumcu'nun, Müslümanlara kapitalizm eleştirisi de var!

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-27 14:50:39

Mumcu: Muhafazakarlara çatmadım, korudum
Muhafazakarlara yönelik sözlerinin yanlış aktarıldığını belirten Erkan Mumcu, Haber 7’ye yaptığı açıklamada “Ne muhafazakarlara çattım ne de muhafazakarlığı eleştirdim.” dedi.

Eski Bakan ve Anavatan Partisi eski Genel Başkanı Erkan Mumcu uzun zamandır süren sessizliğini İsmail Güneş’in 25. Sanat Yılı gecesinde bozdu. Programda çarpıcı sosyal tespitlerde bulunan tecrübeli siyasetçi “Türkiye’de kendisine muhafazakâr diyenler bir kere önce kendi köylülüklerini itiraf etsinler.” demişti.

Özellikle sosyal medyada geniş kitleler tarafından tartışılan sözlerinin, konuşmasının bir bölümünün olduğunu ve bütünü yansıtmadığı için de yanlış anlaşıldığını ifade eden Erkan Mumcu “Ben haberleştirilen konuşmamda "Türkiye’de muhafazakarlık algısı" üzerine bir değerlendirme yaptım. Ne muhafazakarlara çattım ne de muhafazakarlığı eleştirdim. Kendisini dışarıda veya karşıda konumlandırmak bir yana tam tersine içerden konuşan ve gerçek nitelikleri ile muhafazakarlığın hakkını arayan sözler söyledim.” dedi.

Açıklamasında "özgün kimliğini yitirdiler" dediği muhafazakarların hakkını aradığına dikkat çeken Mumcu’ya göre Müslümanlar ise yaşam alanlarını kapitalizmin işgalinden koruyamadılar.

Erkan Mumcu’nun açıklamasının tamamı şöyle:

Eğer konuşmamın tamamı verilmiş olsaydı bütün bu anlamlar çok daha belirgin olarak anlaşılacaktı.
Değerli bir sanat adamı olan İsmail Güneş’in 25.Sanat Yılı münasebetiyle düzenlenen etkinlikte, daha önce yapılan konuşmalara atıflarda bulunarak yaptığım bir değerlendirmenin haberleştirilmesinde, gerçeği yansıtmayan bir algının ortaya çıkması nedeniyle bu kısa açıklamayı yapmak zarureti doğdu.

MUHAFAZAKÂRLARIN HAKKINI ARADIM

Ben haberleştirilen konuşmamda "Türkiye’de muhafazakarlık algısı" üzerine bir değerlendirme yaptım. Ne muhafazakarlara çattım ne de muhafazakarlığı eleştirdim.

Kendisini dışarıda veya karşıda konumlandırmak bir yana tam tersine içerden konuşan ve gerçek nitelikleri ile muhafazakarlığın hakkını arayan sözler söyledim.

Eleştirdiğim şey muhafazakarlık kavramının yerinde olmayan kullanımlarıdır. Tartıştığım konu Türkiye toplumsallığına dair bir meseledir. Yapmaya çalıştığım, birilerini veya bir kesimi değil genel olarak Türkiye toplumsallığını özne olarak ele alan bir değerlendirmedir. Yani şahsen benim, ailemin de içinde yer aldığı bir toplumsallığa içerden bir bakıştır.

MUHAFAZAKÂRLIK ÖZGÜN KİMLİĞİNİ YİTİRDİ

Ve söylediğim sözün özü şudur: Özellikle kapitalist iktisadiyatın toplumsal hayatımızda egemenleşmeye başladığı 60’lı yıllardan bu yana, bu sürecin çarpık bir sonucu olarak (kendi medeniyetimizin şehir kavramının yerine geçen ve adına kent denen ) yığınlaştırılmış taşralılık olgusunun ortaya çıkardığı toplumsallık, kendi değerlerinin üzerinde yükselen bir kültür olamadığı, modernitenin baskısına maruz kalarak özgün kimliğini yitirdiği için, muhafazakârlık olarak anılamaz, adlandırılamaz. O yüzden bu çarpık toplumsallığa bakarak bir muhafazakârlık eleştirisi yapmakta sağlıklı değildir.

MÜSLÜMANLAR YAŞAM ALANLARINI KAPİTALİZMİN İŞGALİNDEN KORUYAMADI

Ez cümle Müslümanlar, geleneksel yaşama alanlarını kapitalist iktisadiyatın işgalinden koruyamadıklarından, yeni kuşaklar için Müslümanlık, geleneği içinde idrak edilmiş, bir yaşama biçimi olarak içine doğulmak suretiyle içselleştirilmiş bir kimlik olmaktan çok, öğrenilmiş, üstlenilmiş bir kimlik olarak yaşama imkanı bulabilmiştir. Bu toplumsallığında kendi doğasına uygun bir tarihsel evrimi oluşacak ve o zaman muhafazakârlık anlamına uygun bir hayat ile buluşacaktır. Yaşadığımız bir geçiş sürecidir ve bu süreç kişi ve toplulukların üç beş yılı ile değil tümüyle nesillerle ilgilidir.

Biliyorum ne o toplantıda söylediklerim ne de bu açıklamam haber dili içinde kolayca ifade edilebilecek türden sözler değildir. Ama en azından "muhafazakârlara çattı" veya " verdi veriştirdi" türünden bir anlamın çıkarılamayacağı da açıktır. İşin aslı öyle değil böyledir. Eğer konuşmamın tamamı verilmiş olsaydı bütün bu anlamlar çok daha belirgin olarak anlaşılacaktı.

Haber7
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara