Azmin elinden hiçbir şey kurtulmuyor (Özel)
Sakarya'da yaşayan iki çocuk annesi Hayriye Şensu (47), deprem sonrası eşinin sürekli bir işinin olmaması nedeniyle meslek edinme kursuna katılarak 17 sertifika sahibi oldu. Evinde galoş üreterek ticarete başlayan kadın, bugün kantin işletip hem çocu
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-25 12:07:17
Başarı hikayesiyle tüm kadın girişimcilere örnek olan Şensu'nun hayat hikayesi, bir kadının istediğinde neler başarabileceğini herkese gösteriyor.
Hayriye Şensu'nun ev kadınlığından kantin işletmeciliğine uzanan hikayesi 17 Ağustos 1999 Marmara depremi sonrasında başladı. Bir vakıf tarafından açılan kursa katılarak galoş üretimini öğrenen Şensu, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDEV)'ndan aldığı krediyle galoş makinesi alarak üretime geçti. Galoş üretiminin yanında bilgisayar, ön muhasebe, ahşap boyama, takı tasarımı, aile içi iletim, diksiyon ve güzel konuşma gibi kurslara katılarak sertifikalar alan Şensu, bir kafede çalıştıktan sonra edindiği birikimlerle bir yabancı dil merkezinin kantin işletmeciliğini aldı. Tatil ve izin olmadan eşiyle birlikte kantinde çalışan Şensu, bir yandan çocuklarını okutuyor diğer yandan da eşinin sigortasını ödüyor.
Hayriye Şensu, Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na yaptığı açıklamada, hayatının depremden sonra katıldığı kurslar sayesinde değiştiğini söyledi. Çeşitli meslek edindirme kurslarına katılarak 17 sertifika aldığını kaydeden Şensu, "Depremden sonra yaşadığımı, kadın olduğumu ve bir şeyler yapabildiğimi hissettim. O zamana kadar evde el işleri yapıyordum. Eşim boyacılık yapıyordu. Kışın işi olmuyordu. Çocuklarım okula başlayınca işin ucundan tutmaya çalıştım. Deprem sonrası açılan kurslara katılarak el işleri öğrendim. Bunların içinde galoş vardı. Bu da benim ilgimi çok çekti. Bütçeme nasıl katkıda bulunurum diye düşünürken galoş üretmeye karar verdim. Mikro kredi çekerek makinemi ve malzemelerimi aldım. Galoştan bir ev hanımının ayakta durabileceği kadar para kazandım." diye anlattı.
"HER KADININ İÇİNDE BİR CEVHER VARDIR"
Bir yıl kadar bir kafede çalıştıktan sonra tekrar kredi çekerek kantin işletmeciliğine geçtiğini kaydeden Şensu, şunları dedi: "Kafede çalışmamın bana katkısı oldu. Hangi yiyecekler nasıl yapılır? Nasıl ikram edilir? Nasıl sunulur? Hangi kesim nelerden hoşlanıyor? Bunları öğrendim. Sonra kantin işletmeciliğini aldım. Edindiğim birikimlerle işletiyorum. Eşim en büyük destekçim. Günde 15 saat çalışıyoruz, tatil yok, izin yok. Hafta sonları sabahları eşim açıyor. Ben öğleden sonra geliyorum. Çocuklarım da tatillerinde yardımcı oluyorlar."
Kazançlarıyla liseye giden çocuklarının eğitim masraflarını karşıladığını ve eşinin sigortasını ödediğini anlatan Şensu, hedefinin ev yemekleri üzerine bir restoran açmak olduğunu dile getirdi. Verdiği mücadeleye çevresindeki pek çok kişinin şaşırdığını kaydeden Şensu, "Elimde hiç para yoktu. Nasıl bu kadar borcun altına giriyorsun?' diyenler oldu. Allah yardım ediyor. 'Ben çalışmıyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Kocam çalışmıyor. Ekmeğim yok, aşım yok' diyen kadınlara kızıyorum. Her kadının içinde bir cevher vardır. Ne demek 'kocam çalışmıyor, işi yok', hiçbir şey yapamazsan bir örgü ör. Kursa katıl meslek öğren." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara