Dolar

34,8957

Euro

36,6205

Altın

3.009,45

Bist

10.058,63

'Birbirimizin acılarını hissederiz'

Davutoğlu, JW Marriott Otel'de Ukrayna Dışişleri Bakanı Kostantin Grişenko ve 4. Büyükelçiler Konferansı katılımcısı büyükelçilere akşam yemeği verdi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-23 23:16:23

'Birbirimizin acılarını hissederiz'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fransa'daki 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusundaki teklifin, 1979 yılında Ermeni terör örgütü ASALA tarafından öldürülen Türk diplomatı Yılmaz Çolpan'ın ölüm yıldönümünde kabul edilmesini eleştirerek, "Dün o yüz kızartıcı yasayı çıkaran Fransız Ulusal Meclisi'ni bir kez daha burada kınıyorum" dedi.

Bakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, büyükelçiler konferanslarının her zaman yıllık bir istişare ve danışma fırsatı oluşturduğunu, aynı zamanda bir büyük aileyi de bir araya getirdiğini söyledi.

Dışişleri camiasının dünyanın her yanına yayılmış çok büyük bir aile olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Dünyanın hangi köşesinde olursa olsun birbirimizin acılarını hissederiz. Aynı olaylara sevinir, bir kriz olduğunda bir başka meslektaşımızın başka ülkede çektiği sıkıntıyı belki de en yakından anlar, idrak eder, o sıkıntının aşılması için kanaatlerimizi paylaşmaya gayret ederiz" dedi.

Dışişleri camiasının aynı zamanda 74 milyonluk bir ailenin de dışarıdaki görünen yüzleri olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bu ailenin her bir ferdinden de sorumlu olduklarına işaret etti.

Geçtiğimiz günlerde vefat eden, vazife şehidi Büyükelçi Hilmi Dedeoğlu'nun ailesinin de yemeğe katıldığını ifade eden Davutoğlu, katılımlarından dolayı Dedeoğlu'nun anne ve babasına teşekkür etti.

Fransa'da 1979 yılında teröristlerce şehit edilen diplomat Yılmaz Çolpan'ı da anmak istediğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"O da ailemizin bir ferdiydi, birçok şehit diplomatımız gibi. O acıyı paylaşmak yerine, o acının yaşandığı gün, o acıyı yaşayan aziz milletimize ve onun ailesine bu acıyı tekrar hatırlatırcasına ve o acıyı yaşatan teröristleri sanki tebrik edercesine, ASALA Ermeni teröristlerini, aynı gün, onun ölümünün yıl dönümünde, dün o yüz kızartıcı yasayı çıkaran Fransız Ulusal Meclisi'ni bir kez daha burada kınıyorum.
İnsanlık vicdanı, onuru bu tür terör faaliyetlerine karşı, hele hele dünyanın en eski mesleği olan, en kadim kültürlerde de büyük bir saygı gören ve 'elçiye zeval olmaz' sözüyle anılan bir mesleğin temsilcisine, bir milleti temsil eden bir diplomata bu saldırının gerçekleştiği gün, böyle bir yasa tasarısını kabul eden Fransız Meclisi'ni de bir kez daha, sadece Türk diplomasisi değil, bütün diplomasi ailesi adına telin ediyorum."

Afganistan ve Irak'ta kaçırılan ve yapılan girişimlerle serbest bırakılan vatandaşların da yemekte yer aldığını belirterek vatandaşlara "Hoş geldiniz" diye seslenen Davutoğlu, "Biz her sene bunu gelenek haline getirdik, nerede zor durumda olan bir vatandaşımıza yardımcı olmuşsak, o vatandaşımızla, o senenin büyükelçiler konferansında bir arada olmaya özen gösteriyoruz. Allah bir daha böyle acı tecrübe yaşatmasın. Nerede bir vatandaşımız böyle bir acı tecrübeyle karşı karşıya kalırsa, biz orada o vatandaşlarımızın kurtarılması için elimizden gelen gayreti göstermeye kararlıyız" diye konuştu.

Türkiye'nin sadece kendi vatandaşlarına dönük değil, yabancı ve dost ülkelerden böyle bir talep geldiğinde de her zaman yardımcı olmaya çalıştığını dile getiren Davutoğlu, dost Ukrayna'nın da bazı vatandaşlarının zor durumda olduğunu bildiklerini ve onlara da ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaya kararlı olduklarını kaydetti.

-"Gerçekten bir kahramanlık öyküsüdür"

Geçtiğimiz haftalarda Almanya'ya yaptığı seyahat esnasında 2001-2006 yıllarında şehit edilen vatandaşların aileleriyle buluştuğunu da ifade eden Davutoğlu, özellikle bu ailelerden birinin hikayesinin kendisi için hem acı hem iftihar kaynağı olduğunu söyledi.

Bir anne ve kızının, eş ve babaları olan Abdurrahman Özüdoğru'yu kaybettiklerini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Acı yanında gerçekten millet olarak direncimizi gösteren, benim de iftihar ettiğim iki kahraman hanımı bugün aramızda misafir etmekten de onur duyuyorum. Bundan yedi yıl önce ırkçı Nazi örgütlerinin katliamıyla eş ve babalarını kaybettiler. Büyük acılar yaşadılar. En büyük acı da, onun ölümünden sorumlu tutuldular ve soruşturma o bazda yürüdü. O bazda DNA testleri alındı, birçok çalışmalar yapıldı. O acıyı uzun yıllar yaşadılar ama bizim milletimizin zor şartlarda nasıl direndiğinin güzel bir örneği, gurur verici bir örneği olarak, boyun eğmediler, şartlara teslim olmadılar.
Anne ve kız birlikte Almanya'ya nasıl entegre olunması gerektiğini de gösterdiler. Gururla Türk olduklarını her yerde savundular ama aynı zamanda Almanya'da büyük bir direnç göstererek, Alman toplumu içinde kızımız en iyi bir şekilde eğitimini aldı ve o toplum içinde başı dik bir şekilde hayatlarını sürdürdüler. Geriye dönmeyi düşünmeden, birbirlerine dayanarak hayatlarını sürdürdüler. Ben Gönül hanıma ve Tülin hanıma 'hoş geldiniz' diyorum. Bütün Almanya'daki vatandaşlarımızı ve bu şekilde katledilen vatandaşlarımızı da temsilen aramızda bulundukları için kendilerine teşekkür ediyorum. Gerçekten bir kahramanlık öyküsüdür. Bir milletin zor şartlarda nasıl direnebildiğinin öyküsüdür."

-"Büyük bir insaniyet örneği"-

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kostantin Grişenko ile bir anısını da yemeğe katılanlarla paylaşan Davutoğlu, BM Genel Kurulu toplantılarında kendisine acil notuyla bir dostundan mesaj geldiğini, mesajda Ukrayna, Türkiye ve İngiltere'nin birlikte bir kültür değeri olan çok büyük edebiyatçı Cengiz Dağcı'nın vefat ettiğinin yer aldığını anlattı.

Dağcı'nın, Kırım'dan sürgün edildikten sonra hayatı Kırım hayaliyle geçmiş, Kırım'ı en iyi şekilde anlatmış büyük bir edebiyatçı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Rahmetli Cengiz Dağcı'nın vefat haberi ulaştığında, Londra'da defnedileceğini öğrendiğimde, Ukrayna'ya ve Ukrayna'nın çok değerli Dışişleri Bakanı Grişenko'ya tam bir güven içinde ailesine bir mesaj gönderdim. Mümkünse Ukrayna'da, Kırım'da, hayatı boyunca hasretini çektiği topraklarda defnedilmesi için izin vermelerini talep ettim. Ailesi izin verdi, daha sonra da gerçekten büyük bir insaniyet örneği gösterip, Ukrayna Devleti, Hükümeti ve Sayın Grişenko bu cenazenin Kırım'da defnine izin verdiler."
Daha sonra Dağcı'nın cenaze törenine de katıldığını hatırlatan Davutoğlu, bunu Dışişleri Bakanlığı görevinde onurla yaptığı en büyük hizmetlerden biri olarak gördüğünü söyledi.

Bu konudaki yardımlarından dolayı konuk bakan Grişenko'ya teşekkür eden Davutoğlu, Dağcı'nın hep Türkiye-Ukrayna dostluğuna katkıda bulunacağını kaydetti.

AA
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara