Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Senatosu'ndan Fransa'ya kınama

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Senatosu, sözde Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasayı kabul eden Fransa Meclisi'ni kınadı.
    Fransa Meclisi Genel Kurulu, 1915 olaylarının 'soykırım' olmadığı y

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-23 12:22:06

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Senatosu'ndan Fransa'ya kınama
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Senatosu, sözde Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasayı kabul eden Fransa Meclisi'ni kınadı.
    Fransa Meclisi Genel Kurulu, 1915 olaylarının 'soykırım' olmadığı yönündeki ifadelerin suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul etti. Yasaya göre, sözde soykırımı inkar edenlere bir yıl hapis cezası ve 45 bin Euro para cezası verilecek. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Senatosu, artık 'soykırım' demeyen bilim insanlarının dahi cezalandırılacağı kararı kınayan bir bildiri yayımladı. Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan başkanlığında toplanan senato üyelerinin Fransa'yı kınadıkları bildiri şöyle:
    "1326 tarihinde Bursa'yı fetheden Osmanlı Devleti, Ermenilerle ilk temasını bu şehirde kurmuş ve buradaki Ermeniler, Osmanlı ticari hayatının dinamizmi konusunda üst düzey rağbet görmüşlerdir. İstanbul'un fethi ile birlikte Ermeni Patrikhanesi'nin kurulması ve bu tarihten XIX. yüzyıl sonlarına kadar geçen süreç dikkate alındığında "teba-i sadıka" nazarıyla bakılan Ermeniler, Osmanlı tarafından hep el üstünde tutulmuştur. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi'nden sonra değişen dünya dengelerinin etkisi, Protestan misyonerlik faaliyetleri ve Osmanlı ülkesini paylaşmak isteyen dönemin büyük devletlerinin tahriklerine kapılan Ermeniler, bağımsız Ermenistanı kurabilmek için harekete geçmişlerdir.
    Bağımsızlık için dünya kamuoyunda ezilmiş millet imajını oluşturmak ve böylece eksik olan milli birlik ve beraberliklerini de tesis etmek isteyen Ermeniler, 1880'den itibaren başlattıkları lobi faaliyetleri ile dünya devletlerini kendi politik eksenlerine çekmeye çalışmışlardır. Türkiye'nin -özellikle Avrupa Birliği sürecinde- önüne konulan en büyük handikap olarak karşımıza çıkan ve ülkemizi uluslararası alanda yalnızlaştırmayı amaçlayan bu iddiaların, tarihi belgelerin dili ile değil de siyasi ve diplomatik ilişkilerin gündelik seyri ile isimlendirilmeye çalışılması ve özellikle Avrupa ülkelerinde seçim dönemlerinde ele alınması düşündürücüdür. Ermeni sorunu ilk ortaya çıktığı yıllarda nasıl ki Avrupa devletlerinin yayılmacı tandanslarının bir aracı olarak somutlaşmışsa, günümüzde de yine aynı devletlerin iç politikalarının bir malzemesi olarak görüldüğü gerçeği ortaya çıkmıştır. Avrupalı siyasilerin bu konuyu kendi siyasi ikballeri doğrultusunda kullanmaları, aslında en çok Ermenileri düşündüren ve kaygılandıran bir kavram olmalıdır. Çünkü konunun bu şekilde ele alınması, her şeyden önce sözde "Ermeni davasına" bir hakaret anlamını içermektedir. 22 Aralık 2011 tarihinde Fransa meclisinden geçen kararın 2007'de kabul edilen AB Çerçeve Kararı ile ilgisi dolayısıyla bütün Avrupa'da temel düşünce özgürlüğü konseptine aykırı olduğu gerçeği yakın zamanda herkes tarafından idrak edilecektir. Bu da Avrupa Birliği'nin temel hak ve hürriyetler konusundaki güvenirliliğinin ve inandırıcılığının sorgulanmasını gerektirecektir.
    Osmanlı Arşivi'nin herkese açık olduğu gerçeğinden hareketle, tarihimizden asla utanmadığımızı bu vesileyle yinelemek ve -belgelere olan inancımızla- tarihi hakikatlerin bu tür gündelik mülahazalara feda edilmesini doğru bulmadığımızı da ifade etmek isteriz. Şurası iyice bilinmelidir ki bu topraklar, ancak ve ancak içerisinde birçok değişik kültürü barındıran, birçok farklı inancı taşıyan tek bir milletin vatanıdır. Bizler, güzel Anadolumuzun, bu muhteşem coğrafyasında birlik, beraberlik içerisinde yaşayan büyük bir milletiz ve böyle yaşamaya da devam edeceğiz. Aziz milletimizin zaferleri, kahramanlıkları, kudretleri, ulvî kabûlleri gibi kara günleri, yasları ve uğradığı ihanetler de olmuştur. Ama hiçbir karanlık odağın ülkemizin üzerindeki emellerine ulaşamayacağına ve Türkiye Cumhuriyet'inin ülkesi ve milletiyle ilelebet payidar kalacağına inancımız tamdır."

Haber Ara