Prof. Dr. Ünal: Amerikalılar Osmanlı'yı Türklerden daha fazla araştırıyor
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal, ABD'de Osmanlı tarihi üzerinde araştırma yapanların Türkiye'den daha fazla olduğunu söyledi. Güz Konferansları'nın ikincisi, fakültenin salonunda yapı
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-22 13:35:42
"Muhteşem Maziden Muhteşem Geleceğe" adlı bir konferans veren Prof. Dr. Ünal, Türklerin tarihte derin bir inişten sonra belli bir çıkış noktasında bulunduğunu ifade etti. "Muhteşem Yüzyıl" adlı dizi filmi eleştiren Ünal, "623 yıl süren Osmanlı Devleti, 15-20 milyon kilometrekare alanda hüküm sürmüştür. Osmanlı'da en az 10 hükümdar, askeri ve siyasi dehadır. Dünya tarihinde bu pek görülmez. Bunların arasında Fatih ve Kanuni gibi hem askeri hem siyasi deha, Yavuz askeri dehalar vardır. Bir dizi filmle Osmanlı anlaşılamaz. O dizi, Osmanlı tarihini karikatürize etmektedir. Gerçeği bütünüyle yansıtmaktan uzaktır ancak tarihin konuşulmasına vesile olmuştur." dedi. Osmanlı devlet adamlarının çaplı kişiler olduğunu da vurgulayan Ünal, "Bakmayın siz filmdeki Makbul İbrahim Paşa'nın harem koridorlarından çıkmadığına. Deha çapında bir şahsiyettir. Kanuni'nin bütün vezirleri böyledir. Kanuni, insan seçmesini iyi bilen bir şahsiyettir. Çok iyi denizciler ve vezirler seçmiştir. O çağın mimarları en büyük mimar, hukukçuları en büyük hukukçudur; denizciler ve devlet adamları da öyledir. İbrahim, Rüstem ve Sokullu paşalar; bunlar son derece idealistti." diye konuştu.
Kapitalist Batı'nın sömürme amacıyla kendi coğrafyası dışına gittiğini belirten Mehmit Ali Ünal, "Amerika'nın ve Avrupa'nın maddi kaynakları, Afrika ve Uzakdoğu'dan taşındı. Bu, büyük bir sermaye birikimi meydana getirdi. Kapitalizmi getirdi ama adaletli olmadı. Bazıları, 'Osmanlı İmparatorluğu' ismindeki 'emperyal' kelimesinden hareketle, 'Osmanlı da sömürgeciydi' demeye getiriyor. Osmanlı, kendini öyle nitelendirmiyordu, 'Devlet-i Aliye olarak adlandırıyordu. Ona imparator diyen, biz tarihçiler ve batılılardır. Sömürge, Osmanlı'nın zihin dünyasında yoktu, çünkü Müslüman, başka bir toplumu istismar edemez ama batılı bunu yaptı. Macaristan, 150 yıl Osmanlı idaresinde kaldı. Macar tarihçileri, Macaristan'dan alınanı verginin 1,5 misli yatırım yapıldığını belirtiyor. Hiçbir devlet, sömürmek istediği yere aldığı vergiden fazla yatırım yapmaz. Hindistan'da İngilizler'den kalma demiryolu, yol ve kışladan başka eser göremezsiniz, çünkü amaçları sömürmekti." dedi.
Osmanlı tarihi hakkında dünyada binlerce tarihçinin araştırma yaptığını kaydeden Prof. Dr. Ünal "ABD'deki üniversitelerde, 40-50 bölümde Türk tarihi çalışılıyor. Osmanlı, dünyada 250 sene zirvede kaldı. ABD, daha 50-60 yıldır büyük devlet. Milletlerin hayatında 50 sene çok azdır." ifadelerini kullandı.
Osmanlı kültür medeniyetinin bir inanç nizamı olduğunu da söyleyen Ünal, şunları kaydetti: "Cumhuriyet bir arayıştır, Osmanlı ideallerinde vazgeçilmiştir. Osmanlı'nın çok heybetli iddiaları vardı. Cumhuriyet denilen toy, haylaz, cahil delikanlı, babaevine küsüp gitmiş çocuklara benziyor. Baba geri kafalı oluyor ama bir taraftan baba parasıyla geçiniyor. Bir gün evine dönecek, bunun emareleri başladı. Babasından kalan servete, tarih ve kültür mirasına sahip çıkacak. Hollandalı bir tarihçiye göre Balkanlar'da Osmanlı tarafından yapılan eserlerin yüzde 98'i tahrip edilmiştir, kalan yüzde 2 bile yüzlerce eser tutuyor. Afrika'daki eserlerin de yüzde 98'i Türkler tarafından yapılmıştır, ciddi bir Osmanlı mimarisi vardır. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlar ve Ortadoğu'daki eserleri, imkanları ölçüsünde restore ediyor. Kimlik problemimizi aşarsak, güven duyarak aşağılık kompleksinden kurulacağız. Osmanlı küçük bir beylikken 100 sene içinde imparatorluk olmuşsa Türkiye de belki 100. yıldönümünde tarihine sahip çıkarak daha geniş ufuklara yelken açacak."
Konferans sonunda Dekan Özçelik, Ünal'a çerçevelenmiş bir doğa fotoğrafı hediye etti.
Haber Ara