Dolar

34,8945

Euro

36,7495

Altın

3.005,84

Bist

10.058,63

'Sessiz katil'in kurbanı olmayın (Özel)

Türkiye'de her yıl yüzlerce kişi, ısınma amacıyla yakılan sobalardan ya da şofbenlerden sızan gazlardan zehirlenerek ölüyor. Son 20 günde değişik şehirlerde 15 kişi sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti. Uzmanlar alınac

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-21 09:35:05

'Sessiz katil'in kurbanı olmayın (Özel)
Türkiye'de her yıl yüzlerce kişi, ısınma amacıyla yakılan sobalardan ya da şofbenlerden sızan gazlardan zehirlenerek ölüyor. Son 20 günde değişik şehirlerde 15 kişi sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti. Uzmanlar alınacak önlemlerle ölümlerin önüne geçilebileceği uyarısında bulundu.
    Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Yürümez, karbonmonoksit gazının; doğalgaz, gazyağı, benzin, tüp gazı, kömür ve odun gibi yapısında karbon bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda açığa çıkan zehirli bir gaz olduğunu söyledi. Özellikle kış aylarında havalandırması yetersiz olan küçük alanlarda bacasız soba, mangal ve şofben kullanılması sonucu karbonmonoksit zehirlenmelerinin çok sık görüldüğünü kaydeden Yürümez, "Kötü baca sistemleri, yangınlar, kapalı garajlar, hava dolaşımının olmadığı yerler ve fırtınalı hava koşulları (kuvvetli lodos gibi) karbonmonoksit oluşması ve birikmesine yol açan nedenlerin başında geliyor." dedi.
    Karbonmonoksit zehirlenmesinin her ne kadar herkesi etkilese de hamileler, iki yaş altı çocuklar, yaşlılar, kansızlık, solunum sistemi ve kalp hastalığı olan kişiler için daha büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Yürümez, karbonmonoksit gazının kokusuz, renksiz, tatsız ve rahatsız edici olmamasından dolayı fark edilmesinin olanaksız olduğunu kaydetti.         
    Zehirlenmeye maruz kalan kişilerin zehirlenme sürecini fark edemediklerini ifade eden Yürümez, şunları belirtti; "Bu özelliğinden dolayı da karbonmonoksit gazı 'sessiz katil' olarak anılır. Karbonmonoksit gazı insan vücuduna solunan hava ile girer ve kana geçer. Oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin isimli maddeye bağlanır. Bunun sonucu olarak hücrelere oksijen taşınma işlemi süreç ilerledikçe azalmaya başlar. Hücrelerin ihtiyacı olan oksijen sağlanamaz duruma gelir. Bu durumdan beyin dahil vücuttaki tüm organlar etkilenmeye başlar. Süreç vücudun iflasıyla sonuçlanır."
    Zehirlenmenin hafif, orta veya ciddi olmasına göre farklı belirtiler verebildiğini anlatan Yürümez, "Hafif zehirlenme belirtilerinde baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı-kusma, bulanık görme ve yorgunluk, orta zehirlenme belirtilerinde bayılma, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, güçsüzlük, solunum sayısında artış ve uykuya meyil, ciddi zehirlenme belirtilerinde ise kalpte ritim bozukluğu, tansiyon düşmesi, kalpte iskemi, solunum durması, nöbet ve koma hali görülüyor. Belirtiler dikkatle incelendiğinde sürecin kişiyi kademli olarak ölüme doğru sürüklediği görülmektedir. Özellikle zehirlenme sürecinde yorgunluk ve ardından gelen güçsüzlük belirtileri ile belli bir noktadan sonra kişi zehirlenmeyi düşünse dahi istemesine rağmen yerinden kıpırdayamaz hale geliyor. Zehirlenmenin seyri hastadan hastaya değişiyor. Maruz kalınan karbonmonoksit miktarı ve süre, yaş, cinsiyet, metabolizma ve hastanın kullandığı ilaçlar gibi pek çok etmen hastanın seyrini etkileyebiliyor." diye konuştu.

    İLK MÜDAHALE VE ALINACAK ÖNLEMLER
    Her ne kadar ölümcül bir zehirlenme türü olsa da alınacak önlemlerin yanı sıra yerinde ve zamanında yapılacak doğru müdahaleler ile zehirlenmiş kişilerin kurtarılabileceğini anlatan Yürümez, yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:         
    "Yapılacak ilk iş zehirlenen kişi hemen olay yerinden uzaklaştırılmalı. Zehirlenmiş kişiye bir an önce tam bir tedavinin yapılabilmesi için 112'nin aranmalı. Sağlık ekibi olay yerine gelinceye kadar zehirlenmiş kişinin rahat nefes almasını sağlamak için üzerindeki sıkı giysiler gevşetilmeli. Solunum açısından bir rahatlama sağlaması bakımından boynunun altına iki kürek kemiği arasına uzanacak şekilde katlanmış bir bez parçası yerleştirilmeli. Hasta kusacak olursa hemen yan döndürülerek kusmuğun solunum yollarını tıkamasının önüne geçilmeli. Eğer solunum ve dolaşımı yok ise iyi misin diye her iki omzundan tutup sarstığınızda yanıt alamıyorsanız, nefes alıp-vermiyorsa, öksürmüyorsa ya da hareket etmiyorsa bu konuda bir eğitiminiz varsa yeniden canlandırma işlemi yapabilirsiniz. Sonraki aşamada zehirlenmenin meydana geldiği ortam mutlaka havalandırılmalı ve tam olarak zehirli gazın ortamdan uzaklaştığından emin olunmalıdır."
    Yürümez, konutlarda alınacak önlemlerle ilgili de şunları kaydetti:
    "Soba kurarken fazla dirsek kullanımından kaçının. Baca ve soba borusu bağlantısının uygun bir biçimde yapıldığından emin olun. Bacalar dışarıya kaçak olmayacak şekilde bağlanmalı. Bacaların ve boruların temiz ve tıkanıksız olduğunu garanti altına alın. Soba yakılan odaları sık sık havalandırın. Sık sık baca tepmesi oluyorsa baca deliğinin uygun olup olmadığı kontrol edin. Özellikle lodoslu havalarda ölüm oranlarında artış gözlendiğinden dolayı bacalar standartlara uygun değilse soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece mutlaka söndürülmelidir. Doğalgaz cihazlarına yeterli oksijen sağlanmalıdır. Onun için pencerelerden içeriye oksijen girmesini sağlayacak açıklıklar olmalıdır. Bunlar hiçbir zaman kapatılmamalıdır. Şofbenler standartlara uygun olmalı, oksijen yetersizliği olduğunda kendiliğinden sönen tipte olanlar seçilmelidir. En iyisi banyolarda bulunmaması mümkünse balkonlara ya da havadar mekânlara konulmalıdır. Banyo uygun bir şekilde havalandırılmalıdır."
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara