Maraş olaylarından sonra İçişleri Bakanı olarak göreve getirilen Hasan Fehmi Güneş Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı.
Hasan Fehmi Güneş, "faşist bir plan" dediği Maraş olayları hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Katliamın göz göre göre geldiğini belirten Eski Bakan Güneş, MİT'in konu ile ilgili istihbarat vermediğini ve Maraş'taki katliama bizzat katkı yaptığını söyledi. Olayların asker tarafından sıkı yönetime ortam hazırlamak için kullanıldığını da ifade eden Güneş, o dönem katıldıkları bir MGK toplantısında askeri kanatla yaşadıkları sıkı yönetim tartışmasını da paylaştı.
Habertürk ekranlarında Balçiçek İlter’in konuğu olan İçişleri eski bakanlarından Hasan Fehmi Güneş Maraş Katliamının kan donduran detaylarını blogunda anlattı.
"ALEVİ SÜNNİ ÇATIŞMASI DEĞİL FAŞİST BİR PLANDI"
Maraş Katliamı sırasında İçişleri Bakanı olarak görev yapan Hasan Fehmi Güneş, katliam hikayelerini canlı yayında Balçiçek İlter'e anlattı. Güneş olayda herhangi bir Alevi-Sünni çatışması olmadığını tek taraflı hunharca bir saldırı olduğuna vurgu yaptı ve katliam için "faşist bir plan" dedi
KATLİAMIN TÜYLER ÜRPERTEN DETAYLARI
Güneş, katliamın tüyler ürperten detaylarını aktardığı programda kaynar suya atılarak öldürülen bir çocuk dahi olduğunu söyledi.
"Yörükselim Mahallesi’nde canilerin elinde kurtulan 10 yaşındaki bir çocuk kaçarak komşularına sığınıyor ancak onca yıllık komşuları onu evine almıyor. Yine bir kişiyi ağaca çivileyip ateş ederek öldürüyorlar. En vahşi olaylardan birisi de kocaman bir kazanda kaynar suya atılarak öldürülen çocuk cesedi bulduk"
İşte İçişleri Eski Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in gündem yaratacak açıklamalarından satır başları...
"MİT'i Lağvedelim"
Maraş, katliamı göz göre göre geldi. Fakat önüne geçilemedi, çünkü istihbarat bize bunlarla ilgili bilgi vermiyordu. Olaylar başladı, Vali'ye istihbarat verilmedi, askeri çağırmakta da geç kalındı. Gelen asker de yeterli değildi. Ben istihbarat örgütünün oradaki cinayetlere, oradaki katliama katkı yaptığını düşünüyorum. Engel olmayı bırakın, MİT bizzat katkı yaptı... Bakanlık görevim boyunca MİT'ten bilgi alamadım. Başbakanımız Bülent Ecevit, bana güvenirdi, benimle bu konuları konuşurdu. Ben MİT'e yönelik şikayetlerimi ona söylediğim de o da bana dert yanardı. Bir keresinde şöyle bir olay anlatmıştı: "Çok iyi yetişmiş birini MİT'te görevlendirtmek istedim. O kişiyi MİT'e almadılar." Başbakan'ın istediği kişiyi MİT'e almamışlar! Bunun üzerine ben de "Ne yapacağız bu MİT'i? Lağvedelim o zaman. Yerine yenisini kuralım." dedim. Sayın Başbakanı'mız güldü ve bunu benim gençliğime verdi.
"Asıl dert sıkı yönetimdi"
Yapılmak istenen oradaki insanları öldürmekten ibaret değil, asıl istenen Türkiye'nin askeri yönetime devredilmesiydi. Darbe deyin, sıkı yönetim deyin ne derseniz deyin. Tek istenen bunlar için ortam hazırlamaktı. Ecevit sıkı yönetime hep karşı çıktı. O dönem siyaset adamları bile "Hükümeti bırakın gidin, askere teslim edin." diye beyanatlar veriyorlardı.
MGK'da sıkı yönetim tartışması
Bu acı olaylardan sonra 13 ilde sıkı yönetim ilan edildi. Ama askeri darbe olmasını isteyenler Türkiye genelinde sıkı yönetim ilan edilmesini istiyordu. Ben MGK'da İçişleri Bakanı olarak 2 ilde sıkı yönetimi kaldıralım diye bir teklif sundum. Böylece yavaş yavaş normale dönebiliriz diye düşünmüştüm. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Bülent Ecevit de beni destekledi. Sonra askeri kanada söz verildi. Rahmetli Ersin, önünde bir defter var, askeri kanat ne söyleneceğini yazmış o da oradan okuyor. Özetle "13 il yeterli değil, Türkiye genelinde sıkı yönetim ilan edelim." dediler. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı "Ne yapacağız şimdi?" diye sordu. Ben "Oylayalım." dedim. Ben öyle deyince Başbakan Ecevit, Cumhurbaşkanı'na "Hayır efendim, biz MGK'da hiçbir zaman oylama yapmıyoruz. Oy birliğiyle karar alıyoruz. Siz iki tarafı da dinlediniz, siz karar verin." dedi. Korutürk de "Öyleyse ne arttıralım, ne eksiltelim. Olduğu gibi devam edelim dedi."
Kaynak: Habertürk