Papazın evinin fotoğrafları ortaya çıktı (Özel)

Gülhane Askerî Tıp Akademisi (GATA)'nin yeniden inşası için Milli Savunma Bakanlığı'na tahsisli Etlik'te konut ve iş merkezi yapımına uygun arazi protokolle TOKİ'ye devredildi. Ancak devir öncesi arazide bir kültür varlığının olması nedeniyle devreye Kültür ve Turizm Bakanlığı girdi. Arazi, Vank Manastırı'nın (Papazın Evi) rekonstrüksiyonu şartı ile TOKİ'ye devredildi. GATA'ya yapılacak hastane projesine Vank Manastırı'nın rekonstrüksiyonu da eklendi. Projenin başlamasıyla eşzamanlı olarak Vank Manastırı'nın rekonstrüksiyonu da gerçekleştirilecek.
Arazide kültür varlığının temeli dahi olmadığı iddiasının aksine papazın evinin fotoğrafları ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndaki tescil dosyasında yer alan 'Papazın Evi'nin giriş cephesi, evin içinden ayrıntılar, doğudan görünüşü, evin giriş kısmı, kuzeydoğudan görünüşüne ait fotoğraflar bulunuyor. Ayrıca evin merdiven kalıntıları ile yapımında kullanılan kiremit taşları da mevcut. Yeni yapının rekonstrüksiyon projesisi, bu bilgiler ışığında hazırlandı.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Proje Müellifi Mehmet Emin Çevik, yapılacak evin bir manastır olmadığını belirterek aslına uygun olarak yeniden inşaa edileceğini söyledi. Eldeki bilgiler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndaki dosyalar ve yerinde yapılan röportajlarla bu bulguya ulaştıklarını anlatan Çevik, "ona niyet, buna kısmet" gibi bir düşüncenin olamayacağını ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndaki tescil dosyasında 'papazın evi' diye geçtiğini dile getiren Çevik, şöyle devam etti: "Vank Manastırı ise o yörede oturan halkın diline oturmuş bir terim. Bu bir Ankara evi, dinsel bir yapı değil. Papaz yada din görevlisi bir süre ikamet etmiş. Bina ile ilgili bilgileri, tescil dosyalarından kaynak olarak kullanarak aldık ve bu bilgiler ortaya çıktı. Birilerinin 'orada taş bile yoktu, kendi hayalleriyle ürettiler' anlamına gelecek kurdukları cümleler doğru değil."
Konuya ilişkin basına yansıyan bilgilerin doğru olmadığını vurgulayan Çevik, papazın evine ait rekonstrüksiyon projesisin eş zamanlı olarak burada yapılıp oraya konacağını belirtti. İki devlet kurumunun imzaladığı protokolün amir hükümlerinden birinin de bu kültür varlığının yapılıp oraya konması olduğuna dikkat çeken Çevik, "Bu kültür varlığını TOKİ'nin işletmesinde olan o yaşam alanında kreş, çocuk kulübü, kütüphane ya da benzeri bir işlevle kullanmak üzere restorasyon hazırlıklarımızı yaptık. Bu raporun içerisinde o da var." dedi.
"Bir taş yokken yapıldığı" iddiasının boş olduğunu vurgulayan Çevik, Anıtlar Yüksek Kurulunda bu belgelerin mevcut olduğunu belirterek temel kalıntıları ile merdivenlerin dahi mevcut olduğunu kaydetti. Proje nedeniyle olumlu tepkiler aldıklarını anlatan Çevik, "Bölge kurulundan övgü aldık. Hollanda'daki bir müzedeki Ankara fotoğrafından yola çıkılarak Vank Manastırı'nın yeri ile ilgili bir öngörü yapılmış. Zannedilmiş ki orada geçen Vank Manastırı bu manastır ve bizde onu rekonstrüksiyon ettik zannediyorlar. Oysa o, Ankara Kalesinin iç ve dış kale surlarından sonra bugün bent deresi diye anılan bölgede, hala kazılar sürüyor, orada olduğunu düşünüyoruz. Orası ile bizim bu dediğimiz yer arasında 10 kilometre mesafe var, kot farkı var. Orada resmedilen manastırda yatakhane birimleri, ibadet bölümü hatta yanında cami de bulunuyor. Ben daha önce ne o fotoğrafı gördüm ne o müzeyi biliyorum. Vank Manastırı'nın bu olduğu sanılıyor. Bu sanılsama ile de yanlış bir bilgi üretilmiş, bunun düzeltilmesinde büyük fayda var." diye konuştu.