Avukattan Le- Monde gazetesine mektuplu çağrı: Hukuksal cinayet olur
Fransa'nın 2001 yılında kabul ettiği Ermeni Soykırım Yasası'na karşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHS)'nde aykırılıktan dava açan Avukat Sedat Vural, Le- Monde gazetesine bir mektup gönderdi. "Aydınlık Fransız Halkına" başlığını taşıyan mektupta
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-19 09:40:14
Beş sayfalık mektup Fransızcaya çevrilerek gönderildi. Fransız halkına seslenen Vural, "Bir Türk yurttaşı olarak belirtmek isterim ki; açıkça Uluslar arası Hukuk ve Sözleşmelere, tarihsel ve toplumsal vicdana aykırı, böyle bir yasanın dayanak yapılarak 'Ermeni Soykırımı yoktur' söyleminin suç kapsamına alınması için Fransa Parlamentosu tarafından Perşembe günü çıkarılacağı belirtilen yasa, ne yazık ki yeni bir tarihsel, toplumsal ve hukuksal cinayet olacaktır." dedi. Soykırımın Uluslararası hukukça suç olarak kabul edilen ve cezası (Varlığı) Uluslararası Yargı Kararı ile hüküm altına alınan Uluslararası Hukuksal bir konu olduğuna dikkat çeken Vural, böyle uluslararası hukuksal bir konuda karar merciinin ne siyasiler, ne aydın ve akademisyenler ne de ABD ve Avrupa'nın yerel, ulusal ve bölgesel parlamentoları olduğunu ifade etti.
Karar merciinin uluslararası Yargı olduğunu dile getiren Vural, mektubunda şunları söyledi: "Nerede ise 100 yıl önce meydana gelen sanıkları ve suç vasfı meydana geldiği dönemde ve daha sonra Uluslar arası bir mahkeme kararı ile belirlenmeyen ve de sanık iddiası yöneltilebilecek hiç kimsenin bugün hayatta olmadığı bir olayın 'Soykırım' şeklinde yasa ve söylem haline getirilmesi, Olayın yaşandığı Anadolu'nun şu an sınırları içinde yaşayan tüm Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının 'Soykırım Zanlısı' konumuna getirileceği unutulmamalıdır. Yine unutulmamalıdır ki hiçbir kişi veya Devletin haksız ve dayanaksız şekilde bir halkı Uluslar arası Hukuk ve Sözleşmelerin suç olarak kabul ettiği 'Soykırım' zanlısı olarak suçlamaya ne hakkı ne de haddi vardır. Halkımıza yapılabilecek en ağır aşağılama olan bu suçlama bu halkın tarihi kültürüne karşı yapılan onur kırıcı bir işlem ve ceza şekline dönüşmektedir."
"GEÇMİŞ VE GELECEK ADINA TARİHİ VE KÜLTÜREL SORUMLULUKLARINIZLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM"
Bütün kültürlerin zaman akışı içerisinde bazı değişimlere uğradıklarının ise tarihsel bir gerçek olduğunu anlatan Vural, başka kültürlerle temasın ve toplumlardaki doğal gelişmenin sonucunda ortaya çıkan yeni görüşlerin o toplumun kültürünü etkilediğini kaydetti. Bu durumun aynen Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türk Kavimlerinin kültürel olarak Anadolu'daki yerleşik toplulukları etkilemesi ve kendilerinin Anadolulaşması gibi olduğunu belirten Vural, Anadolu kültürünün temelinde, aydınlanmanın da temeli olan barışa dayalı Ege Kültürü olduğunu, Ege Kültürünü kendilerine taşıyan en eski kaynağın da Homeros'un 'İlliada ve Odyssei' adlı destan olduğuna dikkat çekti. Yunus Emre'den, Nazım Hikmet'ten ve Mustafa Kemal Atatürk'ten örnekler vererek neden Türk kültüründe soykırım olamayacağını anlatan Vural, "Örneğin Anadolu Ozanlarından Yunus Emre'nin 72 millete kul olmak içeriğindeki aşıklığı, Homeros'un insanları evrensel sevgiye çağıran aşkı kadar evrenseldir... Zaten Yunus Emre'nin büyüleyici gücü sevgidedir. Ona göre insanlığın kurtuluş umudu ötekini kötülemek ve ortadan kaldırmak değil, aynen Homeros'un 'İlliada' sında "İnsan Olun" çağrısına uygun 'Kendini bil' mektir. Bu binlerce yıllık insan kardeşliğini temel alan barışçıl kültür büyük Türk ozanı Nazım Hikmet ile 20. yüzyılda şöyle seslenir. 'Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine." dedi.
Sözlerine "Lütfen, Victor Hugo'nun seslendirdiği ve de insanlığı ve bu insanlığın bir parçası olan bizleri yüzyıllardır aydınlatan, Aydınlanma Tarihinize ve Us'tan yapılmış Laiklik ve Özgürlük ışığınıza sahip çıkın Aydınlık Fransız Halkı" diyerek devam eden Vural, "Homeros, Yunus Emre, Vıctor Hugo ve Nazım Hikmet 'in seslendirdiği, insan temelli bu kültür sayesinde insanlığını bulan bir Türk Yurttaşı, bundan öte bir insan olarak; tarihine, çağına, toplumuna ve kendine karşı görevini yerine getirme sorumluluğu içinde seslenmek istedim size. Şimdi sorumluluk sırası; Aydınlanma ve İnsan Haklarının onurlu mirasçısı siz Aydınlık Fransız Halkında... Yalnız unutmayınız ki sizde alacağınız tavır ile sadece Türk Halkına karşı değil, tarihinize, çağınıza ve insanlığa karşıda sorumlusunuz. İnanıyorum ki sizler dinsel ve ırksal bağnazların karanlık ve düşmanlık özlemlerine karşı, Aydınlık ve Laik Fransız Tarihinin onurlu bir mirasçısı olarak Vıctor Hugo düşüncesine, özgürlük, kardeşlik ve eşitlik temelindeki Fransız devrim ve aydınlanmasına sahip çıkacaksınız. Ve de fırsat vermeyeceksiniz. Tarihin derinliklerine gömdüğünüz Ortaçağ düşüncesinin, 'Uygarlıklar Çatışması' olarak yeniden hortlamasına. Devrim ve Aydınlanma ile yıktığınız dinsel 'utanç duvarları'nın dünyamızı bölmesine, insanlığın parçalanmasına. Sizi geçmiş ve gelecek adına, tarihi ve kültürel sorumluluklarınızla baş başa bırakıyorum." ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara