Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Afrikalı üç aktivist kadın, ödüllerini aldı

Yemen ve Liberya'da diktatörlüğe, adaletsizliğe ve cinsel şiddete karşı mücadele veren üç aktivist kadın, layık görüldükleri 2011 Nobel Barış Ödülü'nü Oslo'da düzenlenen görkemli bir törenle aldı. Liberya Devlet Başkanı Ellen Johnson-Sirleaf, iç savaşa ve cinsel şiddete karşı kadın hareketi başlatan Liberyalı barış aktivisti Leymah Roberta Gbowee ve Yemenli kadın hakları savunucusu, gazeteci Tawakkul Karman, Oslo Belediye binasının ana salonunda yapılan bir törenle ödüllerine kavuştu.
    Nobel diploması ve 18 ayar altın Nobel madalyasından oluşan ödülleri Nobel Komitesi Başkanı Thorbjørn Jagland takdim etti. 10 milyon İsveç Kronu (yaklaşık 1,4 milyon dolar) tutarındaki para ödülü de üç kadın arasında paylaşıldı. Norveç'in en önemli geleneksel etkinliklerinden biri olan Nobel ödül törenine hükümet temsilcileri, sanat, spor, eğitim camiası ve iş dünyasından katılımcılarının yanı sıra Norveç kraliyet ailesi de katıldı.

    "HİÇBİR DİKTATÖR 'TARİHİN RÜZGÂRI' KARŞISINDA SIĞINACAK BİR YER BULAMAMIŞTIR"
    Programın açılış konuşmasını, Nobel Komitesi Başkanı ve aynı zamanda Avrupa Konseyi Genel Sekreteri olan Thorbjørn Jagland yaptı. Üç Afrikalı kadının ülkelerinde özellikle kadın hakları, demokrasi ve barış için yürüttükleri şiddet içermeyen mücadeleleri nedeniyle dünyanın en prestijli bu ödülüne layık görüldüklerini söyleyen Jagland, "İnsanlığın, özgürlük ve insan hakları mücadelesi hiçbir zaman durmayacaktır." dedi.
    Tawakkul Karman'nın Yemen rejimine karşı verdiği demokrasi mücadelesine övgüyle atıfta bulunan Norveç eski Başbakanı Jagland, Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre bugüne kadar 4 binden fazla insanın ölümünden sorumlu tutulan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'e de bir mesaj gönderdi. Jagland, "uzun vadede hiçbir diktatör tarihin rüzgarı karşısında sığınacak bir yer bulamamıştır. Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Saleh gibi Başkan Esed de bu rüzgâra karşı duramayacaktır. Esed de halkın özgürlük ve insan hakları isteğine karşı koyamayacaktır." diye konuştu.
    Anlaşmazlıkların çözümünde kadınların rolünün önemine vurgu yapan Jagland, kadınların arkada bırakılması durumunda Arap Baharı'nın yeni bir kış olacağı uyarısını yaptı.

    YEMEN'E ULUSLARARASI DESTEĞİN OLMADIĞINDAN YAKINDI
    Ödülünü aldıktan sonra bir konuşma yapan, Yemen'de kadın hakları, demokrasi ve barış mücadelesinde öncü bir rol oynayan Tawakkul Karman, ödüle layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Bu ödülü devrimci Arap gençliği adına alıyorum. Halkların ve kadınların baskı altında tutulduğu dönem artık sona eriyor. Biz kadınlar olarak Yemen'de demokratik, özgür bir gelecek, diktatörsüz bir yönetim ve modern bir Yemen için mücadele ettik ve bu mücadelemizi devam ettiriyoruz" dedi.
    Nobel Barış Ödülü'nü kazanan ilk Arap kadın ve aynı zamanda bugüne kadar ödül alan en genç kişi olan Karman (32), Arapça yaptığı konuşmasında, Yemen Devlet Ali Abdullah Salih'ın "baskıcı, militarize edilen ve yozlaşan" rejimini eleştirdi. Karman, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye'deki devrim mücadelesine olduğu kadar, Yemen'e uluslararası ilginin ve desteğin olmadığından da yakındı. Ufukta yeni bir dünyanın belirtilerini gördüğünü ifade eden Karman, bu dünyanın iyilik, kardeşlik ve sevgi ile dolu olduğunu söyledi.
    Liberya'da 2005 yılında cumhurbaşkanı seçilen ve geçtiğimiz kasım ayında yapılan seçimlerde koltuğunu koruyan Afrika'nın demokratik yollarla seçilen ilk kadın Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf, 73, da ödülünü barış, adalet ve eşitlik için uğraş veren başta Liberya olmak üzere dünya kadınları adına aldığını ifade etti. Barış ve demokrasi için uzun yıllar mücadele verdiğini kaydeden Johnson-Sirleaf, ödülün bu mücadelesinin kabul gördüğünün mükemmel bir göstergesi olduğunu söyledi.
    Ülkesini 14 yıl acımasızca süren sivil savaştan kurtarmakla ünlenen Sirleaf, davetlilere seslenerek, "Kız kardeşlerim, kızlarım, dostlarım sesinizi bulun, sesinizi yükseltin ve bu ses özgürlüğün sesi olsun" dedi.
    Leymah Roberta Gbowee ise dünyada bütün kadın ve erkeklerin eşit ve özgür kabul edileceği ana kadar mücadelesine devam edeceğini vurgulayarak, kadınların gözyaşlarını mutluluk gözyaşlarına çevirmek için "kız kardeşliğinde" birleşme çağrısında bulundu.