'Suriye kendi bindiği dalı kesiyor'
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye gibi güçlü bir devletin Orta Doğu'ya, Körfez'e ihracat yapmak için sadece Suriye'den geçmek zorunda olmadığını belirterek, 'Bizim zaten A, B, C planlarımızın hepsi hazırdır. Bu çerçevede bizim üç alternatif yolumuz var. Bunları dün akşam itibariyle devreye sokmaya başladık' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-07 15:36:42
Suriye'deki mevcut yönetimin halk üzerindeki baskıyı artırmakla kalmayıp, diğer taraftan ekonomiyi tıkayacak, kendi ekonomilerini ciddi anlamda kaosa sokacak yanlış kararlar almaya başladığını ifade eden Çağlayan, Suriye'nin Türkiye'den yılda yaklaşık 1 milyar 800 milyon dolarlık mal ithalatı yaptığını, bunun Suriye'deki endüstrinin yeterince gelişmemesinden kaynaklandığını anlattı.
Suriye'nin Türkiye'den yaptığı ithalatı ara malı olarak kullandığına değinen Çağlayan, 'Suriye halkı Türkiye'den en kaliteli ürünleri en hızlı şekilde, en ucuza alıyordu. Ama bugün mevcut yönetim serbest ticaret anlaşmasını tek taraflı askıya aldı ve vergileri yükseltti. Vergileri yükseltince bunun zararını önce Suriye halkı görecek. Daha yüksek maliyetlerle, fiyatlarla mal almaya başlayacaklar' şeklinde konuştu.
'Kendi halkını, sanayicisini cezalandırır noktaya gelmiştir'
Bakan Çağlayan, bunların nakit sıkıntısına giren bir ülkenin yapacağı davranışlar olamayacağını belirterek, 'Bir liraya aldığı malı iki liraya mal edecek tedbirler almak bana göre son derece yanlış. Şu anda kendi halkını, kendi sanayicisini cezalandırır bir noktaya gelmiştir' dedi.
Suriye'nin Türkiye'nin gerek ikili, gerek transit araçlarına engeller koymaya başladığını anımsatan Çağlayan, şöyle konuştu:
'İki gündür görüyoruz... Tabii ki biz asla onların tahriklerine gelmedik. Biz Türkiye olarak, Hükümet olarak, her bir Bakanlık olarak Suriye halkına zarar verebilecek her türlü davranışın karşısında olduk. Suriye yönetiminin karşısında oluşumuzun sebebi de budur zaten. Şimdi sınırda bizim TIR'ların geçişine bazı engellemelerle hem fiyatları yükselttiler, hem çeşitli sıkıntılar getirdiler. Şunu bilmeleri lazım ki, Türkiye gibi güçlü bir devlet, dünyanın 239 gümrük bölgesine ihracat yapan bir devlet Orta Doğu'ya, Körfez'e ihracat yapmak için sadece Suriye'den geçmek zorunda değil. Bizim zaten A, B, C planlarımızın hepsi hazırdır. Bu çerçevede bizim üç alternatif yolumuz var. Bunları dün akşam itibariyle devreye sokmaya başladık.'
Bunlardan birincisinin Habur'dan Ürdün'e, aynı şekilde Ürdün'den tüm Körfez ülkelerine, Orta Doğu coğrafyasına genişleyecek seferler olduğunu ve bu seferleri dün akşam itibariyle başlattıklarını belirten Çağlayan, Mersin-İskenderiye arasında Ro-Ro seferleri başlattıklarını, deniz üzerinden Mısır'a göndereceklerini, İskenderiye'den bunu alıp kara yoluyla Mısır'da Safaga'ya indirip, buradan tekrar Ro-Ro ile Kızıldeniz'den Suudi Arabistan Duba'ya geçip, Duba'dan Suudi Arabistan ve Ürdün'e dağıtım yapacaklarını bildirdi.
'Kendi bindikleri dalı kesiyorlar'
Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bizim zaten Suriye üzerinden yaptığımız transit ticaretteki en önemli iki pazarımız Suudi Arabistan ve Ürdün... Bu çerçevede biz bu yolu açacak üçüncü formülümüzü de Mersin'den Ürdün'e yapılabilecek seferleri devreye koymaya başladık. Bu konuda Akdeniz İhracatçılar Birliklerine görev verdik. Zannediyorum ki yarın itibariyle başlayacak. Haftada 4 Ro-Ro seferi yapılacak. Yapılacak bu seferlerle beraber artık deniz yollarında çeşitli alternatifler yaratıyoruz.
Mersin'den yapılacak Ro-Ro seferleri de direkt Beyrut'a gidecek. Dolayısıyla İskenderiye, Beyrut ve Irak üzerinden Ürdün gibi üç alternatifimiz daha var. Uğraşsak dördüncü alternatifi Süveyş alternatifini de ortaya çıkarırız. Dün akşam itibariyle biz bu tedbirleri uygulamaya başlar başlamaz Suriye hükümeti hemen bir anda sınırdaki TIR'ları içeriye almaya başladı. Mecbur açacaklar. Bunun başka yolu var mı? Bugün kendi bindikleri dalı kesiyorlar. Bir taraftan TIR'ların geçiş ücretlerini artırıyorlar, bir taraftan yolları kapatıyorlar. TIR'lar, transit olarak onların ülkesinden geçtiği zaman her TIR'ın gelişinden gidişinden 650-670 dolar para alıyorlardı. Şimdi paraya bu kadar ihtiyacı olan, ekonomisi ciddi şekilde sıkıntıya girmiş bir ülkenin yapacağı davranış biçimleri değil. Bu çerçevede biz de onlara bizim ticaret yapmak için her türlü yolumuzun olduğunu, her türlü yolu rahat bir şekilde kullanabileceğimizi net bir şekilde ortaya koyduk.'
'Elimiz boş değil, her türlü tedbiri alacak güçteyiz'
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve kendi Bakanlığının yaptığı çalışmalar kapsamında dün sabah oturup bir saatte karar aldıklarını ve hemen uygulamaya koyduklarını, bundan sonra sorunların çözüleceğini söyledi.
İhracat yapacakların sistemi biraz daha bekleyebileceklerini kaydeden Çağlayan, şöyle konuştu:
'Sevkıyatları varsa iki gün geç yapsınlar, sevkıyatla ilgili bu kanalı direkt açalım. Suriye'yi bypass etmemiz bizim için çok kolaydı. Ama biz bunu tercih etmek istemedik. Biz yine Suriye üzerinden transit ticaretimizi yapalım, Suriye ekonomisi bundan para kazansın istedik. Oradaki esnaf, insanlar bu işten mağdur olmasın istedik. Ama kendilerinin isteği bu yöndeydi. Tekrar söylüyorum; yaptıkları, ettikleri neyse onun fazlasını her zaman Türkiye'den görürler. Serbest ticaret anlaşmasının askıya alınması da onların kendisine tersine dönmüştür ve kendilerine maliyet artırıcı unsur olarak karşılarına çıkacaktır. Bizim de elimiz boş değil. Biz her türlü tedbirimizi her zaman alacak güçteyiz.'
Çağlayan, yönetimin bir an önce halkın isteklerine cevap vermesini ve Suriye'yi normalleştirmesini ümit ettiklerini dile getirerek, 'Türkiye, Suriye için bir can damarıdır. Batıya, dünyaya açılış kapısıdır. Biz de tedbir almaya kalkarsak bizim alacağımız tedbirler çok daha fazla can yakabilir' dedi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara