Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

Libya'da 'Arap baharı'nın faturası ağır: 50 bin ölü

Libya'da 42 yıllık Kaddafi rejimini yıkan mücadelenin ardından, aylar süren çatışmaların korkunç bilançosu yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-06 12:06:24

Libya'da 'Arap baharı'nın faturası ağır: 50 bin ölü
Libya Yaralılar ve Şehitler Bakanı Abdurrahman El Kisa, ülke genelinde her geçen gün yeni toplu mezarların bulunması nedeniyle çatışmalarda tam olarak kaç kişinin hayatını kaybettiğini belirleyemediklerini, ancak bu sayının yaklaşık 50 bin olduğunu söyledi.

AA muhabirinin sorularını cevaplayan El Kisa, yaralı sayısının da en az 25 bin olduğunu belirtti. Kaddafi güçleri ile çıkan
çatışmalarda yaralanan Libyalıların tedavisi konusunda ilk davranan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan El Kisa, "Bu yüzden Türkiye'ye müteşekkiriz. Başta Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ olmak üzere tüm Türk yetkililere teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz" dedi.

El Kisa, Türkiye'de şu ana kadar 1800'den fazla Libyalı yaralının tedavi gördüğünü belirterek, "Ayrıca tüm Türk doktorlara ve Türk hastanelerine de teşekkür etmek istiyoruz. Türkiye bize en büyük desteği veren ülkelerden biri oldu. Yaralılarımıza çok iyi bakılıyor ve Libya halkı bunu asla unutmayacak" diye konuştu.

"Türkiye en büyük ortağımız olacak"


Türkiye'nin sadece sağlık alanında değil, her alanda Libya'nın en büyük ortaklarından biri olacağını ifade eden El Kisa, iki ülke arasındaki derin bağın altını çizdi.

El Kisa, Libya'nın Türkiye için özel bir yeri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Libya, eskiden Osmanlı'nın bir vilayetiydi. Ülkemizde Osmanlı döneminden kalma birçok okul, cami ve hastane gibi bina bulunuyor. İtalyanlar ülkemizi işgal ettiğinde de Türkiye bize yardım etti. Biz bunu hiç unutmadık."

Türkiye'nin turizm konusunda ve ülkenin yeniden inşa edilmesinde de Libya'ya yardım edebileceğini belirten El Kisa, Libya'nın turizmde Türkiye'den öğreneceği çok şeyin olduğunu, aynı zamanda inşaat alanında tecrübeli Türk şirketlerinin de Libya'nın imarı konusunda kendilerine destek verebileceğini söyledi.

"Kaddafi, Osmanlı ile bağları yok etmek istedi"

El Kisa, Muammer Kaddafi'nin Libya'nın Osmanlı ile tarihi bağlarını ortadan kaldırmak için 1981 yılında ülkede bulunan eski Osmanlı arşivlerini yok ettiğini hatırlatarak, "Bizim bir projemiz var ve bunu Türk yetkililere de anlattık. Kaddafi'nin yok ettiği vesikaların asıllarına İstanbul'da ulaştık ve çok mutlu olduk. Biz Libyalı öğrencileri Türkiye'ye göndererek eğitim aldırmak ve Türkçe, Osmanlıca öğrenmelerini sağlamak istiyoruz. Bu sayede Osmanlı-Libya arasındaki vesikaların ortaya konularak tarihi birlikteliğin yeniden ortaya çıkarılmasını sağlayabiliriz. Ayrıca burada Türkiye'den gelen çok sayıda aile var ve bu kişiler Türkiye'de olan geçmişini öğrenebilir. Bu, iki halk arasındaki bağları da güçlendirecektir" dedi.

Libya'nın öldürülen lideri Muammer Kaddafi'nin kendi halkını katleden biri olduğunu söyleyen El Kisa, "Elde ettiğimiz belgelerde gördük ki Kaddafi aynı zamanda dünya üzerindeki tüm terör örgütlerini de destekliyordu. Afrika'daki iç savaşların arkasında hep Kaddafi vardı. Bir çatışma olduğunda her iki tarafa da destek verir, tarafları birbirine kırdırırdı. Mesela Sudan'ın bölünmesini o sağladı. Kaddafi daha önce ölmüş olsaydı Sudan bölünmeyecekti. Önümüzdeki günlerde göreceksiniz, Kaddafi'den sonra Afrika, tarihinde görmediği istikrara kavuşacak" diye konuştu. El Kisa, Kaddafi'nin kendisini her zaman dünyanın en zeki insanı olarak gördüğünü belirterek, "O adam bir ruh hastasıydı. Zaten Libya'nın şu anda içinde bulunduğu durumun nedeni de bu" dedi.

Libya'da aşiretler arasında çatışmalar başlayacağına yönelik iddiaları reddeden El Kisa, aşiretler arasındaki çekişmelerin de kaynağının Kaddafi olduğunu söyledi.

"Libya'da şu anda çok fazla silah bulunuyor" diyen El Kisa, "Eğer bu kadar silah başka bir ülkede olsaydı, dünya büyük katliamlara tanıklık ederdi. Ama Libya'da bu kadar silaha rağmen hala halk arasında ciddi bir sorun yok" ifadesini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a geçen Eylül ayında yaptığı Libya ziyareti sırasında kendisinin de eşlik ettiğini kaydeden El Kisa, "Erdoğan, Misrata'ya geldiğinde sokaklarda herkesin elinde silah görüyordu ve şaşırıyordu. Fakat Misrata'nın güvenilir bir yer olduğunu biliyor ve bunu tebessümle karşılıyordu. Sayın Başbakan'ın güvenliğini sağlayanlar zaten Misrata halkıydı, çünkü güvenlik gücü yoktu" diye konuştu.

Haber Ara