AB ülkelerindeki kriz Türk fındığını da etkiledi
Karadeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Dursun Oğuz Gürsoy, yaşanan son ekonomik gelişmeler ve rekolte azlığından kaynaklanan fiyat artışının, en büyük pazar Avrupa Birliği (AB)'ne yönelik fındık ihracatında miktar bazında yüzde 24 kayba n
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-02 11:42:41
Gürsoy, yaptığı açıklamada, 1 Eylül 2011 tarihi itibariyle başlayan 2011-2012 ihracat döneminde geride kalan üç aya yönelik değerlendirmelerde bulundu. Yeni sezonun ilk üç ayında (Eylül-Kasım) 81 bin 912 ton fındık ihracatı yapıldığını ifade eden Gürsoy, karşılığında 633 milyon 968 bin 23 dolar gelir sağlandığını belirtti.
Geçtiğimiz sezonun aynı dönemine göre fındık ihracat miktarında yüzde 25, değerde ise yüzde 1 azalma yaşandığını vurgulayan Gürsoy, "Diğer taraftan geçen sezon 567 dolar kental olan standart iç fındık ortalama ihraç fiyatı, bu sezon yüzde 38 oranında artarak 780 dolar seviyelerine ulaştı." dedi.
Oğuz Gürsoy, fındık ihraç sezonunun başlarında olunmasına rağmen, bu sezon Türkiye'nin fındık ihracatının yüzde 79'unu, AB ülkelerine yaptığını hatırlatarak, "Bu ülkelere yapılan ihracat, bir önceki yıl aynı döneme göre miktar bazında 20 bin 700 ton, yani yüzde 24 oranında azalış gösterdi. Bu durum, yaşanan ekonomik krizin reel yansıması ve yükselen fiyatların özellikle bazı fındık kullanan sektörlerdeki talep daralması neticesi oluştu." diye konuştu. Gürsoy, 3 yıl önce uygulamaya konan Alan Bazlı Gelir Desteği Ödemesi uygulamasının ise bu ay sonu biteceğini hatırlattı.
Uygulamayla, desteklemeye son verilip, fiyatların müdahale olmaksızın serbest piyasada arz talebe göre oluşmasının altyapısının hazırlanması, arz fazlasının yolaçabileceği fiyat düşüşlerinde üreticinin korunmasının amaçlandığını ifade eden Gürsoy, "Sözkonusu uygulama ile normal şartlara haiz iklim şartlarında meydana gelecek üretim fazlasının oluşturacağı fiyattan üreticinin asgari derecede olumsuz etkilenmesi hedeflendi. Ancak, son 3 yıl rekoltesi arz baskısı oluşturmayacak seviyelerde gerçekleşmesinin doğal sonucu olarak fiyatlar serbest piyasada üretici beklentilerinin üzerine ulaştı. Destek ödemelerinin de ilave edilmesi ile üreticilere tatminkar bir gelir elde etme imkanı doğdu." dedi.
Alan bazlı gelir desteği ödemelerinin devam edip etmemesi kararının, önümüzdeki süreçteki rekolte düzeyleri ve buna paralel olarak oluşacak piyasa fiyatlarının seyri gözönünde bulundurularak verilmesini isteyen Gürsoy, şunları ifade etti:
"Bu noktada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen rekolte tahmin çalışmalarının kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan, orta ve uzun vadede kaliteyi artırmaya ve maliyetleri düşürmeye yönelik iyi tarım uygulamaları ile lisanslı depoculuk gibi seçenekler hayata geçirilmeli. Üretim yapısı ve üreticinin desteklenmesinde temel çıkış noktası olması gerekmektedir. Ayrıca, yeni fındık stratejisinin temelini oluşturan 'fiyatların herhangi bir müdahale olmaksızın serbest piyasada arz talebe göre oluşması' prensibinin tereddüde mahal kalmayacak tarzda zihinlerde yer etmesi sağlanmalıdır. Sektörün global pazarda rekabetçi konumunu sürdürebilmesi, devletin 2009 yılından bu yana uygulamaya başladığı yeni fındık stratejisini taviz vermeden devam ettirmesine bağlıdır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara