Yerli sanayiciye savunma yasağı
Tabanca fişeği üretmek isteyen şirkete 'İhtiyaç yok. MKEK yeterli' denildi. Üç ay sonra ise MKEK 5 milyon fişek için ihale açtı. Üstelik 'yabancı olacak ' şartı getirildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-01 09:50:26
İHMALLER GÖRÜLDÜ
Türkiye, 1980’li yıllardan bu yana terörlemücadele ediyor. Yaygın kanı, terörün kökünün kısa sürede kazınacağı ve ülkenin hızla kalkınacağı yönündeydi. Fakat beklentilerin aksine, terör bitmediği gibi son yıllarda çok şehit verdik. Eskiden TSK ve askerle ilgili konular tabu sayıldığı için pek konuşulamazdı. Fakat 2000’li yılların başından itibaren gerek medyadaki çokseslilik, gerekse de siyasi iktidarın tutumu nedeniyle terörle mücadeledeki başarısızlık ve istihbaratı alınmasına rağmen önlenemeyen baskınlar sorgulanmaya başlandı. Özellikle Aktütün,Hantepe ve Çukurca gibi travmatik saldırılardan sonra basına sızan bilgi ve belgeler ihmalleri net olarak ortaya koydu.
SIFIR ZAYİATLA MAKSİMUM BAŞARI
İhmalin bir boyutu ise yıllardır ihmal edilen/ertelenen yerli sanayi. Çünkü savunma sanayi terörle mücadeledeki başarıyla yakından ilgili.Mesela son dönemde yapılan operasyonlarda örgüt ciddi zayiat verdi; bu operasyonlarda sığınak delicimühimmat kullanıldı.Ayrıca mayına dayanıklı zırhlı taşıyıcı araçlar, İHA’lar ve haberleşme teknolojilerinin yeni imkanları kullanıldı. Sıfır zayiatla maksimum başarı elde edildi. Özetle savunma sanayi, milli güvenlikle ilgili önemli bir konu. NitekimKıbrıs BarışHarekâtı sonrası yaşanan silah ambargosu nedeniyle Türkiye kendi savunma sanayisini geliştirmek için adım attı. 1975’te ASELSAN, 1982’de HAVELSAN, 1984’te TUSAŞ ve 1988’de ROKETSAN kuruldu.
ASELAN, TUSAŞ,HAVELSAN ve ROKETSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında toplandı. Bunların yanında OTOKAR, Nural, Yonca gibi belli başlı şirketlerde bu sahada boy gösteriyorlar. Bununla birlikte son yıllarda, bahse konu şirketlerin yetenekleri de dikkate alınarak, “yerli savunma sanayini” geliştirmek maksadıyla; Milli Tank Projesi (ALTAY), Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri (ATAK) Projesi, İHA Projeleri, Karakol Gemisi (MİLGEM) Tedariki ve FIRTINA gibi “milli” projeler başlattı. Ancak bu “milli” projeler incelendiğinde, milli tankın motorunun yerli olmadığı görülüyor.
ATAK’IN MOTORU ABD’DEN
Henüz hangi ülkeden alınacağına karar verilmedi ama sonuçta ithal olacak. ATAK Helikopteri’nin motorunun ABD’den, milli geminin ana tahrik sistemininAlmanya’dan, Kundağı Motorlu Obüs motorunun ise yine Almanya’dan ve Ataletsel Seyrüsefer Sistemi’nin de ABD’den tedarik edildiği malum. Tamamen yerli olması hedeflenen İHA’lar ilgili çalışmalar ise henüz tamamlanamadı. Özetle, “milli” projelerde, projelerin en kritik kısımları yerli olarak üretilememekte.
AK PARTİ PROGRAMINA KOYDU AMA...
Önceki hükümetlerin aksine, savunma sanayine özel önem veren AK Parti, bunu hükümet programına da koydu. Nitekim son hükümet programında; “Savunma sanayinde bugüne kadar önemli bir aşama kaydedildiği, savunma sanayinde yürütülen projelerle 2023’te kendi milli tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir Türkiye’nin hedeflendiğini, özel sektörün teşvik edileceğini, müteşebbislerimizin önünü açacak politikaların uygulanmasına devam edileceği, bunun için; makroekonomik istikrarın sürdürülmesinin yanında ekonominin dış etkenlere karşı dayanaklılığının artırılacağına” açıkça yer aldı. Ayrıca Başbakan Erdoğan da Gölbaşı’nın yerli savunma sanayinin merkezi olacağını, Cumhurbaşkanı Gül de yerli savaş uçağı üretimi için Sivas ve Yozgat’ın seçildiğini açıkladı. Yine, büyük bir kısmı yerli olan TCG Heybeliada gemisi İstanbul’da devlet erkanının tam kadro katıldığı bir törenle denize indirildi. Bu açık bir mesajdı. Buraya kadar her şey normal. Fakat gelin görün ki uygulama çok farklı örnekler içeriyor.
YERLİ ÜRETİME KAPALI İHALE
İşte ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ dedirtecek bir örnek. TURAÇ Dış Ticaret Limited Şirketi, İtalya’dan satın alınanmakina ve ekipman ile “Her Çapta Tabanca Fişeği Üretilmesi” için MSB’ye kuruluş izni başvurusunda bulundu.
MSB’nin değerlendirme sonucunda Müsteşar Yardımcısı Hava Pilot Tümgeneral Nihat Kökmen imzasıyla; “İzin talebinde bulunulan konuda ülkemizdeki kabiliyet ve kapasitesinin yeterli olması ve yürürlükteki mevzuat gereğince söz konusumühimmatın üretim ve satışına yönelik olarak Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) yetkilendirilmiş olması dikkate alınarak, söz konusu talep uygun bulunmamıştır” şeklinde bir cevap verilerek, firmanın talebi 27 Nisan 2011’de reddedildi. MSB’ninyazısı, firma ile birlikte Genelkurmay Lojistik Başkanlığı ileMKEK’ye de gönderildi. Yani işsizliğe çözüm olacak, savunma sanayine katkı sağlayacak bir işletmenin kurulmasına izin çıkmamış oldu.
ÇELİŞKİLER VE SORULAR
Buraya kadar her şey normal gözükebilir. Ancak, “ülkemizin kapasitesi ve kabiliyeti yeterli” denilerek reddedilen başvurudan sonra 2 Ağustos 2011’de, MKEK tarafından 5milyon adet tabanca fişeği tedariki maksadıyla “sadece yabancı firmaların katılabileceği” bir ihale açıldı. Söz konusu ihaleye teklif verme süresi ise Ekim 2011 ayı olarak açıklandı. Hem, tabanca üretiminde kabiliyet ve kapasite yeter deyip yeni şirket kurulmasını engelleyeceksin hem MKEK bu iş için yeterli diyeceksin hem de sadece yabancı şirketlerin girebileceği bir ihale açacaksınız! Nereden baksanız tartışmalı bir durumun olduğu ortada. Hükümet yerli savunma sanayinin gelişimini sağlamaya çalışırkenMSB tam tersi uygulamaya imza atıyor. Bu durumda çok sayıda soru akla geliyor.
Savunma sanayisinin geliştirilmesinden 3238 Sayılı Kanun gereği MSB Savunma Sanayi Müsteşarlığı sorumlu iken, neden MSB Müsteşarlığı’na bağlı bir Müsteşar Yardımcılığı tarafından bu türden talepler değerlendirilmekte sorusu haklı bir soru. Tabanca fişeği üretimine izin vermeyen zihniyet, modern mühimmatın üretimine nasıl izin verebilir, tank ve uçak motoru vs. yerli olarak nasıl geliştirilebilir?
Bugün
SON VİDEO HABER
Haber Ara