1999 Marmara ile Van depremi sonrasında yaşananlar aynı
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Genel Başkanı Serdar Harp, 1999 depremlerinin ardından yaşananlarla 2011 Van depremleri ardından yaşananların üzücü ve şaşırtıcı derecede benzerlik gösterdiğini belirterek, "Ne yazık ki, sanki tarih tekerrür ediyor." d
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-01 12:36:54
Yerli ve yabancı inşaat mühendislerinin katıldığı ve 12 oturumda, 75 bildirinin sunulacağı 4. Geoteknik Sempozyumu Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisinde başladı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İMO Genel Başkanı Serdar Harp, Van'da gerçekleşen depremlerin ve yaşanan acıların ardından, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle bir kez daha acı bir şekilde yüzleştiğini aktardı.
Yaşananların, sadece mevcut yapıların değil aynı zamanda idari yapıların da depreme dayanıksız olduğunu gözler önüne serdiğini dile getiren Harp, "12 yıldır her platformda Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, bu gerçeğe uygun politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Şehir planlamadan, mimarlığa, sosyolojiden inşaat mühendisliğine ilgili meslek disiplinlerinin rehberliğinde, bilim insanlarının görüşleri ışığında hazırlanan ve uygulanan politikalarla yeni acıların yaşanmaması sağlanabilir. Çünkü bizler bunun için sürekli olarak; zemin sorunlarından, yapı malzemelerine, kent planlamasından, kriz yönetimine, inşaat mühendisliğinden onun uzmanlık alanı olan Geoteknik'e depremin birden fazla disiplin açısından ele alınması gereken bir konu olduğunun bilinciyle çeşitli etkinlikler düzenliyor, bilimsel çalışmalara destek veriyoruz." diye konutu.
GEOTEKNİK MÜHENDİSLİĞİNİN ÖNEMİ BİLİNMİYOR
Zemin Mekaniği ve Temel Mühendisliği Türk Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu ise, geoteknik mühendisliğini en küçük yapıdan en büyük yapıya kadar hepsinde gerekli olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin son derece kompleks ve karmaşık bir jeolojik yapıya sahip olduğunu aktaran Çinicioğlu, "Türkiye her geçen gün büyüyen bir ekonomiye sahip. Bu ekonominin itici gücü ise inşaattır. İnşaatın ise olmazsa olmazı geotekniktir. Bu alan yan branştaki arkadaşların kolaylıkla uzmanlık alacakları bir alan değildir. Bütün altyapı projelerinin kendisidir geoteknik mühendisliği." diye konuştu.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ SADECE DEPREMLERDE GÜNDEME GELİYOR
İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır da, 1998 Adana-Ceyhan, 1999 körfez depremiyle başlayan süreçte, inşaat mühendisliği mesleğinin daha çok depremle ilintili konularda gündeme geldiğini ifade etti.
Mesleki bilgi birikiminin önemi doğal afet dönemlerinde hatırlandığını anlatan Bakır, "Türkiye bir deprem ülkesidir. Asırlardan bu yana Anadolu coğrafyasında çok sayıda değişik büyüklükte deprem yaşanmış, binlerce insan hayatını kaybetmiş, telafisi mümkün olmayan ekonomik sonuçlara yol açmıştır. Bir doğa hareketi olan depremin, doğal afete dönüşmesine yol açan bir başka gerçeklik daha bulunmaktadır. Bu gerçeklik aynı zamanda, geoteknik üzerine tartışılmasını ve önemle durulmasını zorunlu kılmaktadır. Aynı depremde, bir yapının ayakta kalması ile aynı yerde bir başkasının yerle bir olmasının nedeni aynı soruna işaret etmektedir." açıklamasında bulundu. Adanalı bürokratların ilgi göstermediği sempozyuma, Çukurova Üniversitesi Rektörü Alper Akınoğlu, İMO Genel Başkanı Serdar Harp, öğretim üyeleri ve mühendisler katıldı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara