Arap Birliği yarın Kahire'de toplanıyor!
Beşşar Esed rejimi, Suriye'deki gidişatı denetleyecek 500 kişilik gözlemci heyetini kabul etmedi. Arap Birliği, bunun üzerine Şam yönetimine karşı yaptırımları görüşmek üzere yarın Kahire'de olağanüstü toplanıyor. Toplantıya Dışişleri Bakanı Davutoğlu da özel olarak davet edildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-26 11:14:48
Suriye ile ekonomik ilişkileri askıya alması beklenen Arap Birliği'nin, bu ülkeye uçuşları durdurması, Merkez Bankası ile ilişkilerini de dondurması bekleniyor. Ancak uzmanlar ekonomik yaptırımların, rejimin kısa sürede çökmesini sağlamasının çok zor olduğunu belirtiyor. Suriye'nin batıdan Hizbullah, doğudan ise Irak-İran hattı üzerinden gerekli yardımları alabileceği, aynı şekilde denizden de Rusya'nın rejimi besleyebileceği ifade ediliyor. Ancak bundan sonraki süreçte Suriye rejiminin başta ABD ve Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin siyasi ve askerî ablukasına da maruz kalabileceği belirtiliyor. Askerî ablukada öncelikli adımın, Türkiye sınırında ya da Lübnan-Humus hattında bir insani koridorun açılarak atılabileceği, bu konuda Fransa'nın Batılı ülkeleri ikna etmeye çalıştığı ifade ediliyor.
'SURİYE ÖNEMLİ BİR ŞANSI KAÇIRDI'
Ortadoğu ülkeleriyle sürekli istişare halindeki Ahmet Davutoğlu, dün Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabî ve Katar Başbakanı Hamad bin Casım ile telefonda görüşürken, Ürdün Dışişleri Bakanı Nasser Judeh ile de İstanbul'da bir araya geldi. Görüşmelerin ana gündemi Suriye'ydi. Şam'ın gözlemci heyete olumsuz cevap vermesini değerlendiren Davutoğlu, Suriye'nin önemli bir şansı kaçırdığını belirtti. Davutoğlu, "Bu, Suriye için hem önemli bir şanstı hem de iyi niyet sınavıydı. Eğer Suriye'nin şehirlerdeki durum ile ilgili sakladığı bir gerçek yoksa, iyi niyetli olarak barışçıl bir ortam oluşmasını istiyorsa, bu gözlemcilere evet demiş olması beklenirdi. 'Hayır' demiş olması, alandaki durum ile ilgili şüpheleri, insani durum ile ilgili kaygıları artırmıştır." diye konuştu..
Suriye, ülkeye gönderilecek gözlemci sayısının en fazla 40 olmasını talep etmiş, ancak bu isteği Arap Birliği tarafından reddedilmişti. Gözlemciler, Suriye ordusunun halka karşı şiddet uygulayıp uygulamadığını denetleyecekti. Bu ay başında Suriye konusunda ilk adımı atarak, muhaliflerle görüşmesi için Beşşar Esed rejimine iki hafta süre veren Arap Birliği, katliamların devam etmesi üzerine 12 Kasım'da Suriye'nin üyeliğini askıya almıştı. Önceki gün de Şam'a son bir şans veren Arap Birliği, beklenen cevabı alamayınca yaptırım kararı aldı.
Ülkedeki çatışmalar ise aralıksız sürüyor. Suriye güvenlik güçlerinin dün cuma namazı sonrasında yapılan gösterilere müdahale etmesi sonucu ikisi çocuk en az 26 kişi hayatını kaybetti. Suriye yönetimi ise 6 elit pilot ve 4 teknik elemanın önceki gün tuzağa düşürülerek öldürüldüğünü öne sürdü. Bu arada BM İşkenceyi Önleme Komitesi, Suriye'de güvenlik güçlerinin çocuklara işkence yaptığı yolunda bilgiler olduğunu açıklarken Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) de Şam yönetiminin Suriye halkına yönelik devam eden 'sistematik şiddet kullanımını' kınayan bir kararı kabul etti. Kararda Arap Birliği ile Türkiye'nin şiddeti sona erdirmeye yönelik çabalarına da destek verildi. 8 aydır gösterilere sahne olan Suriye'de şu ana kadar en az 3.500 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
10 km'lik hendek kazılan Humus'ta katliam endişesi
Suriye Milli Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Dr. Halit Hoca, güvenlik güçlerinin, ülkenin en büyük üçüncü şehri kenti Humus çevresinde kuşatma amaçlı bir hendek kazdığını öne sürdü. Hoca, 10 kilometrelik yarım daire şeklindeki hendeğin 5 metre genişliğinde ve 1,5 metre derinliğinde olduğunu ifade etti. "Humus'ta bir katliama başlanmasından endişe ettiklerini'' vurgulayan Hoca, aldıkları son bilgilere göre, şehirde gıda ve enerji sıkıntısının yaşandığını da öne sürdü. 1,5 milyon nüfuslu Humus, son haftalarda ordudan firar eden askerlerle Beşşar Esed rejimine bağlı güvenlik güçleri arasında çatışmalara sahne oluyor.
Suriye, Rusya ile hava savunmasını güçlendirecek
Fransa'nın Suriye toprakları içinde insani yardım koridorları oluşturulması fikri, Şam rejimine askeri müdahale tartışmalarını yeniden alevlendirdi. NATO'nun Suriye'ye yönelik müdahale ihtimali artarken, Moskova'nın üç savaş gemisini Suriye limanlarına göndermesi Rusya'nın kırmızı çizgilerini gösteriyor. Moskova'da dünkü basın toplantısında Fransa'nın teklifini değerlendiren Rus Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksander Lukaşeviç, "Şu an gerekli olan şey yaptırımlar ve baskı değil, Suriye'deki iç diyaloğu teşvik etmektir." diye konuştu.
Rus sözcü, Fransa'dan teklifine açıklık getirmesini istedi. ABD ve NATO ülkelerinin Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması çerçevesinde Rusya ile bilgi paylaşımını kesmeleri, Moskova'da operasyon ihtimalinin güçlenmesi olarak yorumlanıyor. Suriyeli üst düzey askeri yetkililerin de Rus meslektaşları ile muhtemel bir NATO operasyonuna karşı hava savunma sistemlerini güçlendirmek için çalıştıkları iddia ediliyor. ABD ile İsrail'in itirazlarına karşın Suriye'ye gelişmiş hava savunma sistemlerinin satışını kabul eden Rusya, geçtiğimiz günlerde de Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki Tartus limanına üç savaş gemisi göndermişti.
Tartus, Rusya'nın denizaşırı tek donanma üssü konumunda. İki ülke arasında Sovyetler Birliği döneminden bu yana savunma alanında yakın işbirliği mevcut. Rusya'nın en fazla silah ihracatı yaptığı ülke olan Suriye'de ordunun envanterinde Rus yapımı 5 bin tank, 500'den fazla uçak, 41 gemi var. Rusya ile Suriye arasında imzalanan son askeri anlaşma 2009 sonunda basında gündeme gelmiş ve pakette P-800 süpersonik Yakhont füzeleri de yer almıştı. Çok gelişmiş olan P-800'ler 300 kilometre menzile sahip ve 200 kilogram savaş başlığı taşıyabiliyor. Ancak Rusya'nın Yakhont füzelerini teslim edip etmediği henüz bilinmiyor.
TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİN SURİYE ETKİSİ
Son on yıllık süreçte çok boyutlu ortaklık düzeyine çıkan Rusya-Türkiye ilişkileri, füze kalkanı tartışmaları ve Suriye'ye doğru yayılan "Arap Baharı" dalgası nedeni ile kırılmalara yol açıyor. Türkiye'nin Suriye lideri Beşşar Esed'le ipleri atması, Rusya'nın yumuşak karnı "füze kalkanı"nın radar sistemlerine ev sahipliği yapacak olması Moskova'nın Türkiye'yi de hedef tahtasına oturtmasına neden oluyor. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev füze kalkanı parçalarının Moskova'nın hedefi olabileceği uyarısı yaparken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye muhalif gruplarına Türkiye üzerinden kaçak silah ulaştırıldığı iddiasını dile getirdi. Lavrov'un açıklamaları dışında yönetimden Türkiye karşıtı sert bir kısım açıklamaların yapılmamasına özen gösterilirken, muhalefet parti liderlerinin doğrudan Türkiye'yi hedef alan sert eleştirileri dikkat çekiyor.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara