TMMOB Başkanı: Türkiye'de yara sarma değil, önleyici politikalara ihtiyaç var

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, Türkiye'de yapılaşmada artık yara sarmakla kalınmayıp önleyici politikalar üretilmesi gerektiğini belirtti. Harp, "Ülkemiz artık yara sarmakla sınırlı bir yaklaşım yerine önleyen, zararı en aza indirgeyen, insan hayatını korumayı hedefleyen, insanın sağlıklı yaşamasını asli amaç haline getiren, odağında insan olan bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır." dedi.
        TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından düzenlenen '6. İnşaat Yönetimi Kongresi' Bursa'da başladı. BOAB yerleşkesinde yapılan kongrede Türkiye'de inşaat sektöründe gelinen son nokta, inşaat mühendisliği sürecinde ön plana çıkan yönetim konusu, mesleki sorunlara dair önemli uygulamalar ve teknolojik gelişmeler gibi konular masaya yatırılıyor. 3 gün sürecek kongreye TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp'in yanı sıra İMO Bursa Şube Başkanı Necati Şahin, Prof. Dr. Mehmet Emin Öcal ile Türkiye'nin değişik yerlerinden akademik odaların temsilcileri, panelistler, akademisyenler, inşaatçılar, konunun uzmanları ve öğrenciler katılıyor.

KONGREYE 81 AKADEMİSYEN KATILIYOR
        Açılışta yaptığı konuşmada kongrenin önemine dikkat çeken İMO Bursa Şube Başkanı Necati Şahin, ülke genelinden 81 akademisyenin katıldığı kongrede 3 panel, 4 oturum, 56 bildiri ve 3 poster sunumu yapılacağını belirtti.
        İnşaat sektörünün geliştiği ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de inşaat yönetiminin giderek önem kazandığına işaret eden Necati Şahin, "Mühendislik dallarının yanında hukuk, işletme ve iş güvenliğini de barındıran inşaat yönetimi, çağın ihtiyaçlarına karşılık vermek amacı taşımaktadır. Meslek disiplini ve işbirliğinin iç içe olduğu başka bir sektör daha bulunmamaktadır." şeklinde konuştu.
        Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Öcal da "Çağımızda bilim ve teknolojideki hızlı gelişmenin bir sonucu olarak yeni bilim dallarının doğması ve hızlı gelişmesi olağan hale gelmiştir. Ancak inşaat yönetimi bilim dalının üzerindeki gelişimi ilginç bir seyir izlemiştir. Bu konunun inşaat mühendisliği alanındaki önemi az sayıdaki hocalarımızca çok önceleri farkına vardık. Yapı işletmesi adı altında öğretim programlarına konulmasına rağmen yakın zamana kadar hak ettiği ilgiyi görememiştir." şeklinde yakındı.
        TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, son Van depreminin inşaat yönetiminin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğinin altını çizerek, "İnşaat sektörünün gelişimi ve hızlı uzmanlık alanları arasında bir eşgüdümü zorunlu kılmakta. Bu zorunluluk inşaat mühendisliği ile yönetim biliminin buluşması sonucunu doğurmaktadır." dedi. 1996 yılından bu yana düzenlenen kongrelerde önemle üzerinde durulmasına karşın mevzuata ilişkin ciddi boşlukların varlığını sürdürdüğüne işaret eden Serdar Harp, sözlerine şöyle devam etti: "İnşaat yapım süreci, pek çok unsurun değişen önemlerde bir araya geldiği bir süreçtir. Yapı denetiminden iş güvenliğine, meslek içi eğitimden yetkin mühendisliğe kadar geniş bir yelpazeyi içermektedir. İnşaat yönetimi bütünlüklü bir süreci ifade etmektedir ki, kongremizde sürece dahil pek çok konu ayrıntıları ile ele alınmaktadır."
        İnşaat yönetiminin inşaat sektörünün tüm sorunlarından etkilendiğine işaret eden TMMOB Başkanı Harp, yaşanan sorunları şöyle sıraladı: "Her gün bir yenisinin yaşanmakta olduğu iş kazaları ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Ülkemiz sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşulları sonucunda ortaya çıkan felaketlerin, kazaların, katliamların sessizce karşılandığı bir atmosfere sahiptir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de inşaat sektörü en tehlikeli iş kollarından birisi. Yaşanan iş kazalarında ölümlerin yanı sıra çok sayıda insan sakatlanmalara veya yaralanmalara maruz kalıyor. Bu gerçekler karşısında bir siyasi iktidar 50'den az işçinin çalıştığı işlerinde iş güvenliği mühendisi bulundurma zorunluluğunu kaldırıyor. Bunu yapanların iş kazalarının yüzde 61'inin bu tür işyerlerinde meydana geldiğini bilmemeleri mümkün müdür? İş kazalarının artmasına daha da sebep olacak bu yaklaşımdan vazgeçilerek burada sayı sınırlaması getirmek yerine, işin kapasitesi ve zorluk derecesi dikkate alınmalı."

"VAN DEPREMİ YAPI DENETİM SİSTEMİNİN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖZLER ÖNÜNE SERDİ"
        Diğer bir önemli konunu ise Türkiye'de deprem gerçeği ve yapı denetim sistemi olduğunun altını çizen TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, şunları söyledi: "Bizler deprem ülkesinde yaşayan ve ciddi kayıplar veren bir ülkede mühendislik mesleğini icra etmekteyiz. Yaşadığımız Van depremlerinin yapı denetim sisteminin ülkemiz için ne kadar önemli ve hassas bir konu olduğuna bir kez daha şahit olduk."

"ARTIK YARA SARMA DEĞİL, ÖNLEYİCİ ADIMLAR ATILMALI"
        Türkiye'de her yıl ortalama bir tane yıkıcı depremin meydana geldiğinin altını çizen TMMOB Başkanı Serdar Harp, deprem gerçeği karşısında şimdiye kadar iktidara gelenlerin gereken önlemleri almayarak bilimi bir kenara itip, kısa vadeli kazançlar elde etmeyi önemsediklerini söyledi.
        Türkiye'de artık yara sarmakla kalınmayıp önleyen politikalar üretilmesi gerektiğinin altını çizen TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Harp, "Ülkemiz artık yara sarmakla sınırlı bir yaklaşım yerine önleyen, zararı en aza indirgeyen insan hayatını korumayı hedefleyen, insanın sağlıklı yaşamasını asli amaç haline getiren odağında insan olan bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır." dedi.
        Bu çerçevede sağlıklı bir yapı denetim sistemi için çözüm önerilerini sıralayan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Serdar Harp, şunları dile getirdi: "Yapı denetimi üst kurullarında TMMOB ile ilgili meslek odalarının yer alması gerekiyor. Denetçi belgelerin verilmesi ve takibi TMMOB'ye bağlı odalar tarafından gerçekleştirilmeli. Yapı denetim mekanizmasında yer alan meslektaşların sicilleri meslek odaları tarafından tutulmalı. Denetçi mühendislerin meslek içi eğitimleri ve sertifikalandırılmaları TMMOB'a bağlı odaların yetki ve sorumluluklarında olmalı. Yapı denetimi ister kamu kuruluşu, ister özel kuruluşlar eli ile yapılsın, kamusal bir görev olduğu unutulmamalı. Ticari kaygılardan arındırılmalı. Gerek yapı, gerekse yapı üretim sürecinde bulunan sorumluluk üstlenenler için yapı sigortası, mali sorumluluk sigortası ve mesleki sorumluluk sigortasının mevzuatta yer alması gerekiyor. Ayrıca yapı denetim sisteminin kapsamı genişletilmelidir."