Seyit Rıza'nın torunu konuştu!
Dersim'in sembol isimlerinden Seyit Rıza'nın torunu Rüstem Polat, Dersim katliamı ile ilgili açıklamalarda bulundu:
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-25 10:13:07
- Dersim'in isyankar ruhunda geçmiş acılar mı saklı?
Aleviler taa Kerbala'dan bugüne vahşeti, insanlık dışı uygulamaları yaşadı. Yavuz Sultan Selim döneminde binlerce Alevi kılıçtan geçirildi. Nice olaylar yaşandı. Aleviler, sarp dağlarla çevrili Dersim'e sığındı, dağlara kaçtı. Bugün de Aleviler hep dağlık bölgelerde yaşar.
DEDEM İNGİLİZ AJANI DEĞİL
- Dedenizin İngiltere Dışişleri Bakanı'na 30 Temmuz 1937'de mektup yazarak yardım istediği, bunun Atatürk'ü çok kızdırdığı söylenir.
Bu iddiayı asla kabul etmem. Dedem, hiçbir zaman İngiliz ajanı olmadı. Çünkü bu mektubu yazacak dili, tercümanı, kudreti yok. Mektubu o sırada Suriye'ye sığınan Nuri Dersimi, yani Baytar Nuri yazıp, dedemin imzasını atmış. Sanki Dersimde'ymiş gibi olayları anlatmış.
- Seyit Rıza'nın Kürdistan kurmak istediği iddiaları için ne diyorsunuz?
Bunu isteyen Nuri Dersimi'dir. Seyit Rıza'nın, hiçbir zaman devlet kurayım diye bir niyeti yok. O sadece insanlarını, çoluk çocuğunu, aşiretini korumak için çalışmış.
- Peki Dersim operasyonu niye yapıldı?
Dersim'in kendi içinde, aşiretler arasında kavgalar yaşanıyor. Bunun üzerine devlet asayiş sağlamak için Nazimiye'de karakol yapıyor. O karakoldaki kimi askerler, kadınları taciz edince Desimliler karakola saldırıyor. Dersimliler hep kayıtlarda, 'asi, çapulcu, beyaz donlu' olarak görülmüş, aşağılanmak istenmiştir. Çünkü fakirler, patiska bulabildikleri için onu giyiyorlar. En sonunda Dersim'i denetim altına almak için 1936'da kurulan 4. Umumi Müfettişliği'nin başına getirilen Korgeneral Abdullah Alpdoğan, Dersim aşiret reislerini topluyor, silahlarını toplamak istiyor. Bazısı kabul ediyor, bazısı silahını vermemek için direniyor. Sonra operasyonlar başlıyor. Dedem, Ovacık'ın Birdo (Karaoğan) köyüne gidiyor. Askerler geliyor, tarıyor. Oğullarını, gelinini ve karısını, toplamda ailesinden 12, aşiretinden 45 kişiyi öldürüyor.
- Nasıl idam ediliyor?
Seyit Rıza her şeyini kaybediyor. Erzincan Valisi ile görüşmeye giderken yakalanıyor ve Elazığ'a götürülüyor. Oğlu Reşık Hüseyin, babasını ziyaret etmek için Erzincan'a gidince, onu da cezaevine atıyorlar. Göstermelik üç şahit buluyorlar. Seyit Rıza'nın yaşı idama uygun olmadığı halde, yalancı bir şahitle yaşı küçültülerek idam ettiriliyor.. Asıldığında yaşı 75'tir, ama 70 yaşında gösteriyorlar. Aynı şekilde oğlunun yaşı da idama uygun değildir, onun da yaşını büyütüyorlar. Sonuçta dedem Seyit Rıza,oğlu Reşik Hüseyin, Yusufhanlı Fındık, Şihan Reisi Usene Seydi, Demenan Reisi Cebrail ve oğlu, Kureyşanlı Hasan ve Hayderanlı Kamer Ağa, Elazığ Buğday Meydanı'nda infaz ediliyor. Bu asılan kişilerin mezarları nerede? Elazığ'da gömüldükleri yer konusunda çeşitli rivayetler var. Mezar yerlerinin bize söylenmesi lazım. Yaktılar mı, defin mi ettiler, o bile bilinmiyor!
Dedem asılırken, 40 lirasının ve saatinin oğluna verilmesini vasiyet ediyor. Bunlar nerede? Manevi değeri vardır.
OLMASI GEREKENDİ
- Başbakan'ın özrüne yorumunuz?
TC Başbakanı Erdoğan özür dilemiştir. Olumlu ve anlamlıdır. Sevindim, teşekkür ederim. Keşke bu açıklamayı partisinin toplantısında değil de Başbakanlık veya Meclis'te yapsaydı. Daha bağlayıcı olurdu. Ne kadar samimi, ne kadar politik bir argümünla bunu yaptı, göreceğiz! Devlette devamlılık vardır. Bugün devleti AK Parti temsil ediyor. Dolayısıyla özür dilemesi gerekirdi, olması gerekeni yaptı. Ama yetmiyor. Devlet arşivleri açıklanmalıdır. Kaç kişi göç ettirildi, tam anlamıyla kaç kişi öldürüldü? Dersim'in kızları kimlere evlatlık verildi, şimdi neredeler? Dedemin mezarını söylesinler ki gidip mum yakayım, dua okuyayım, Fatiha okuyayım. Biz hiçbir zaman kin ve nefret içinde olmadık. Tüm partiler elbirliğiyle bu konuyu açıklığa kavuştursun.
KILIÇDAROĞLU DA ACIYI BAL EYLEDİ
- Başbakan'ın Kılıçdaroğlu'na dönük Dersim eleştirileri için ne düşünüyorsunuz?
Başbakan Erdoğan gerekeni yaptı, ancak faturanın Kılıçdaroğlu'na kesilmesini kabullenmiyorum. Kimse Dersim'i siyasi amaçlı kullanmasın! Kılıçdaroğlu, Tuncelili acılı bir aileden geliyor, acıyı bal eylemiş bir Dersim evladıdır. Ayrıca bu konuyu gündeme taşıyan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'e destek veriyorum, minnettarım.
Ebru Toktar Çekiç / Akşam
* * *
ŞİMDİ SIRA CHP'DE
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Dersim yüzleşmesine davet ettiği CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da bir çağrı da Dersim isyanın simge ismi Seyid Rıza'nın torunu Rüstem Polat'dan geldi. Sadece özrün tek başına yeterli olmadığını belirten Polat, başta dedesi olmak üzere katliamda öldürülenlerin mezar yerinin açıklanmasını istedi. Dersim katliamında, isyanın liderlerinden olduğu ileri sürülerek idam edilen Seyid Rıza'nın torunu Rüstem Polat SABAH'a konuştu. Polat, Başbakan Erdoğan'ın Dersim katliamıyla ilgili özür dilemesine sevindiğini ve mutlu olduğunu belirterek "Ancak yeterli değil. Başbakan'ın bu konuşmasını, özür dilemesini Başbakanlıkta ya da Meclis'te yapması gerekirdi. Yine de olumlu buluyorum. En azından özür diledi. Başbakan özür dilemişse CHP adına da Kılıçdaroğlu özür dilesin" diye konuştu. Polat, Dersim katliamıyla ilgili devlete, CHP'ye herhangi bir kin ve nefretlerinin olmadığını belirterek "art niyetli değiliz. Barış ve kardeşlik istiyoruz" dedi. Dersim özrünün ardından dedesi Seyid Rıza'nın mezar yerinin ve katliamda öldürülenlerin mezarının açıklanmasını, Cumhurbaşkanı'nın DDK'yı harekete geçirmesini, Meclis'te muhalefet ve iktidarın komisyon kurarak Dersim katliamını araştırmasını istediğini ifade eden Polat, "Bizlere mezar yerlerini söylesinler, dedemin mezarında dua etmek istiyorum. Talebim budur" dedi.
"2005'TE DAVA AÇTIM
Polat, 2005'te dedesinin mezar yerinin bulunması için Tunceli'de dava açtığını, avukatının ise CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün olduğunu bildirdi. Mahkeme tarafından dedesinin mezarıyla ilgili "kayıt yok" kararına varıldığını da ifade eden Polat, Aygün'ün milletvekili olduktan sonra konuyu Meclis'e taşıdığını söyledi. Polat, Aygün'le birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den randevu istediklerini, taleplerine olumlu yanıt verildiğini kaydederek "Geçen hafta görüşecektik ancak görüşme ertelendi. Yurtdışından döndüğünde kabul eder mi bilmiyorum ancak mutlaka görüşmek istiyorum, dedemin mezar yerinin bulunmasını istediğimi bizzat kendisine iletmek istiyorum" dedi. Öldürülenlerin kızlarının evlatlık verildiğini ifade eden Rüstem Polat "Kızlarımız kimlere evlatlık verildi, açıklansın" dedi. Katliam nedeniyle köylerin boşaltıldığını ve bu nedenle mağdur olan insanlar olduğunu da dile getiren Polat "Köylerimiz boşaltılsa da, kızlarımız evlatlık verilse de, küskün değiliz. Ancak isteriz ki köylerimize dönelim" diye konuştu.
"MEZARLA İLGİLİ 4 FARKLI YER"
Dedesi Seyid Rıza'nın mezar yeriyle ilgili Elazığ'da 4 ayrı yer adının söylendiğini ancak kayıtlarda bu yerlerin yer almadığını ifade eden Polat, "Halk arasında bu mezar yerleri söyleniyor, mahkeme '75 sene önce olan bir şey, kayıt yok, sizin niyetiniz ne' diyor. Biz sadece mezar yerini bilmek istiyoruz. Başka bir niyetimiz yok" dedi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan Dersim katliamında öldürülenlerin mezar yerinin açıklanmasını beklediklerini kaydeden Rüstem Polat "Mezar yerlerini söyler, arşivleri açar, komisyon kurarlarsa, boşaltılmış köylerimizi özlüyoruz, oralara dönmemize izin verirlerse, evlatlık verilen bebelerin kimlere verildiğini söylerlerse biz de huzur bulacağız" diye konuştu.
İPİ BOYNUNA KENDİ GEÇİRDİ
Seyid Rıza Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında Dersim isyanının liderlerinden olduğu ileri sürülerek idam edildi. Alevi-Zaza aşiret lideri olan Seyid Rıza Dersimlilerin ve Alevilerin piri olarak biliniyor. 1937 olaylarındaki kanlı çatışmalardan sonra barış görüşmeleri yapmak üzere Erzincan'a çağrıldı, ancak yolda 72 isyancı ile tutuklandı. Elazığ'da askeri mahkemede yargılanarak, 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı'nda idam edildi. İdamı İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarında şöyle aktarıldı: Seyit Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. 'Asacaksınız' dedi ve bana döndü: 'Ankara'dan beni asmak için mi geldin' Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Son sözünü sorduk. 'Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz' dedi... Hava soğuktu ve kimseler yoktu. Ama meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. 'Evlâdı Kerbelayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir"'dedi. Tüylerim diken diken oldu. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi..."
Sabah
SON VİDEO HABER
Haber Ara