'PKK barış değil, ateşkes istiyor'
Ahmet Altan bugünkü köşe yazısında 'Devlet Öcalan’la görüşmeleri başlatmalı mı?' sorusunu soruyor...
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-19 08:15:19
Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa Mesut Barzani Türkiye ziyaretinden sonra PKK yöneticileri ile konuşup bir ateşkes ilan etmelerini istemiş. PKK liderleri de devletin Öcalan ile görüşmesi ve Öcalan’ın istemesi durumunda bunu yapacaklarını belirtmişler. Ayrıca, Sabri Ok devletin içindeki Açılımcı çevrelere mektup göndererek yeni bir barış görüşmesi başlatmak istediklerini belirtip “Öcalan’ı yeniden muhatap alın ve görüşmeleri başlatın, KCK operasyonlarını derhal durdurun, PKK saldırıları Öcalan üstünden kontrol altına alınabilir” demiş.
Önce bir hatırlatma: Defalarca yazdım, bu barışta Abdullah Öcalan önemli bir figürdü(r) ve barış için görüşmeler onunla yapılabilir ve yapılmalıdır. Ancak Öcalan’ı PKK Silvan saldırısından sonra Onursal Genel Başkan konumuna indirgemiş, sözünün üstüne kurşun sıkmış, ona gündem dayatmış, barışın yolunu da Öcalan’ın kapısını da bizzat PKK kapatmıştır. Bu nedenle de sözünün üstüne kurşun sıkılmış bir liderin örgütüne hâkim olduğunu göstermesi gerekiyor.
Öcalan ile yeniden başlayacak görüşmeler sonuç verir mi? Bu soruya doğru cevap vermek için yeni bir soru daha sormamız gerekiyor. Öcalan’ın “Devrimci halk savaşına gerek yoktur” demesine rağmen başlatılan savaştan sonra ne değişti de yeni başlatılacak bir barış sürecinin sonuç vereceğine inanalım? Örneğin Öcalan’ın sözünün üstüne kurşun sıkanların hesabı görüldü mü? Tasfiye edildiler mi? Hayır. Öcalan’ın sözüne rağmen barışı sabote edip toplamda yüzlerce asker, sivil ve PKK’lının ölmesine neden olanların bir daha aynı şeyi yapmayacaklarının garantisi var mı? Hayır. Öcalan’a rağmen savaşı başlatan PKK’nın pozisyonunda bir değişiklik var mı? Aksine, operasyonlarla ciddi tahribata uğramanın dışında, PKK militanları eski pozisyonlarını muhafaza ediyor.
Üstelik Fehman Hüseyin yeni talimatlarla Sivas bölgesinde eylem yapın demiş. Zaten uzun süredir Fehman Hüsyin Alevi-Kürt fayının üstünde ameliyat yapıyor. Bunu açıkça dile getirmesek de görmediğimiz anlamına gelmiyor. Eylemlere katılan PKK militanlarının kimliklerinden eylem bölgelerine varıncaya kadar, özellikle Akdeniz, Tunceli, Karadeniz, Sivas bölgesindeki eylem alanları Fehman Hüseyin’in Alevi-Kürt fayındaki ameliyat alanları. Bu tutumda da bir değişiklik yok.
Yıkılan siyasi pazarlıkların yeniden başlaması için esas şu: Görüşmelilerin çatışmalar nedeniyle yıkıldığı dönemdeki statükoda bir değişikliğin olması veya değişiklik olmasına ilişkin çok güçlü emarelerin görünmesi gerekiyor. Devletin en son görüşmeyi bıraktığı statüden sonra görüşmenin yeniden başlamasını sağlayacak –devletin psikolojik üstünlüğü ele geçirmesinin dışında– bir değişiklik oldu mu?
PKK’nın Silvan saldırısından sonra meydana gelen değişiklik uluslararası konjonktür ile ilgili. Zaten bu nedenle de PKK Öcalan’la görüşün barış sürecini yeniden başlatalım diyor: Kürt Baharı hesabı yaptıkları Suriye-PKK-İran işbirliğinin geleceğinin olmadığını gördüler. Suriye’deki rejimin sayılı günlerinin kaldığını görünce stratejik üstünlüğün Türkiye tarafına geçtiğini hesap edip bu süreçte yaptıkları yanlış stratejiden bir an önce dönmek istiyorlar. Eğer Suriye’de Esad rejimi kazanıyor olsaydı PKK bu barış teklifini yapar mıydı? Hayır. O halde uluslararası konjonktürdeki değişim de Türkiye lehine gelişiyor.
Bunun dışında PKK özelinde statüde bir değişiklik olmadı. Bu durumda devletin Öcalan ile görüşmelerinden ne sonuç alınacak? Devlet neden görüşsün? Devlet en son Silvan saldırısından sonra da görüşmüştü ve ondan sonra PKK’nın durumu ve tutumu açısından bir değişiklik yok. O halde yeni görüşme sadece PKK içindeki şahin kanada yarar. Asla barışa hizmet etmez.
İki nedenle: Şahinlerin Suriye hesabının bozulduğu bir dönemde PKK’nın statüsünde hiçbir değişiklik talep etmeden başlatılacak barış görüşmeleri şahinlere yeni manevra alanı açmak demektir. Suriye’deki durum durulana kadar mevcut güçlerini ve konumlarını muhafaza etmek istediklerinden böylesi bir görüşme şahinlere hem zaman hem de stratejik hamle kazandırır. Zira onların hesabı Suriye’deki belirsizlik döneminde ellerindeki gücü –pazarlık– aracı olarak kullanma açmamaktır. Bu nedenle böylesi görüşme PKK’nın barış yapmasını sağalmaz sadece savaşı biraz daha erteler. Türkiye açısından bakıldığında, eğer görüşme barış sağlamayacak sadece savaşı erteleyecekse, ilerideki belirsiz durumdansa şimdiki avantajlı durumu değerlendirmesi Türkiye’nin daha lehindedir.
İkincisi, savaş başlatan şahinler kendi başlarına hareket etmiyorlar. Bu nedenle İran-Suriye rejimlerinin çıkarlarını da dengelemeden barış yapmazlar. Onlar istese bile İran ve Suriye’ bunu istemediğinden barış görüşmelerinin bir kez daha kesilmeyeceğinin garantisi yok dur. Görüşmeler başlamışken başlayacak ikinci bir savaş girişimi barış umudunu ebediyen öldürür. Bu nedenle Öcalan PKK’ya haber yollayıp –sadece haber yollaması için bir görüşme yapılabilir– PKK’yı sınırdışına çekmeden, hatta silah bırakma teminatı alınmadan, barış görüşmeleri başlatılamamalı...
Militanın beline bomba sarıp gemi patlatmaya gönderdiği hafta devlete de “görüşmeleri başlatın barış yapalım” diye mektup gönderen bir örgüte güvenmek için aptal olmak gerekiyor. PKK, barış değil, ateşkes istiyor. Çünkü bu toz duman içinde önünü görmesi için zamana ihtiyacı var.
SON VİDEO HABER
Haber Ara