PKK öldürtmek için Uçmak'ı kullanmış
Sanatçı İbrahim Tatlıses'e yönelik saldırıya ilişkin hazırlanan ve İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, şok ayrıntılar yer aldı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-18 23:26:31
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan 93 sayfalık iddianamede, 14 Mart 2011'de sanatçı İbrahim Tatlıses'e yönelik olarak Büyükdere Caddesi Nurol Plaza önünde düzenlenen silahlı saldırı olayı ve bu konuya ilişkin elde edilen deliller ayrıntılarıyla anlatıldı.
İddianamede, Abdullah Uçmak'ın cezaevinden çıktıktan sonra Pendik'te bir ev kiraladığı, evinin yakınında bulunan ve şüpheli Murat Alagöz'ün işlettiği markete sık sık gidip geldiği, dinlemeye takılmamak için cep telefonu kullanmamaya özen gösterdiği, genellikle telefon açmak için Alagöz'ün marketindeki telefonu ya da sokaktaki ankesörlü telefonu kullandığı, bu şekilde örgüt içinde haberleşmeyi sağlamak için gizliliğe riayet ettiği yer aldı.
Tatlıses'e yönelik saldırıda kullanılan aracın Uçmak tarafından kiralandığı belirtilen iddianamede, olay sırasında Uçmak'ın olay mahallinde bulunduğu ve olay anında şüpheli Murat Alagöz ve Ersin Altun ile görüştüğü kaydedildi.
Pendik Kurnaköyü Köyyolu mevkisindeki gölette bulunan Kalaşnikof marka silahın suçta kullanılan silah olduğu, Tatlıses ve Buket Çakıcı'nın yaralandıkları araca Uçmak'ın adamları tarafından ateş açıldığı kanaatine varıldığı belirtilen iddianamede, Uçmak ile Tatlıses arasında 1998'den bu yana husumet olduğu hatırlatılarak, Uçmak'ın intikam almak amacıyla şüpheliler Ersin Altun ve Yunus Ayık'ı azmettirip Tatlıses'in aracını kurşunlattığı, diğer şüpheliler Murat Alagöz, Cengiz Güney ve Nazife Erdemir'in de Uçmak'a yardım ettiği sonucuna varıldığı anlatıldı.
Uçmak'ın ayrıca Ahmet Taşçı'yı da tehdit ettiği kaydedilen iddianamede, ''Uçmak'ın geçmişe dair bu gücüne dayanarak yapmış olduğu tehdit eyleminin, mağdurlar Taşçı ve Tatlıses üzerinde haddinden fazla korku oluşturduğu kanaatine varılmıştır'' ifadelerine yer verildi.
PKK/KONGRA-GEL bağlantısı
Suriye'de bulunan PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün silahlı gruplarının elinde patlayıcı madde ve maket uçakların bulunduğu, maket uçaklarla sansasyonel hedeflere eylem hazırlığı içerisinde oldukları, bu amaçla Suriye'de bir ağaç üzerinde tatbikat yapılarak patlatıldığı, terör örgütü mensuplarının öncelikli hedeflerinin, Adalet Bakanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü olduğu yönündeki istihbari bilgiler üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilen iddianamede, daha sonra söz konusu soruşturmanın Tatlıses'e yapılan suikastla fiili ve hukuki irtibat tespit edilmesi üzerine bu soruşturmayla birleştirildiği kaydedildi.
Terör örgütü PKK ve örgüt içindeki yapılanmalara ilişkin bilgi verilen iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan teknik takip neticesinde, KCK'nın bombalı sabotajlar konusunda Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yasa dışı yollarla plastik patlayıcı sevk etmeye başladığı, ''demokratik açılım'' sürecini baltalamaya yönelik bombalı eylemler gerçekleştirebileceğinin belirlendiği anlatıldı.
İstanbul Küçükçekmece'de askeri servis aracına bombalı eylem düzenlenmesi sonrası örgütün yaptığı açıklamalara da yer verilen iddianamede, Uçmak ile örgüt arasındaki bağlantı şöyle açıklandı:
''16 Mart 2011'de şüpheli Abdullah Uçmak'ın ikametinde yapılan arama sırasında elde edilen belgeler içerisinde, ceketinin cebinden çıkan ilaç kupürü üzerine yazılmış vaziyetteki 'rusenmahmutoğ[email protected]'' mail adresi ve iki telefon numarasının Av. Ruşen Mahmutoğlu'na ait olduğu belirlenmiştir.
16 Mart 2011 günü saat 15.19'da [email protected] adlı e-mail adresine, 'Çok sıkıştık, üzerimizdeler, çıkmamız lazım, bitiremeyeceğiz, arkadaşa ulaştır' şeklinde mail atıldığı, bu mailin Mahmutoğlu tarafından saat 15.42'de okunduğu, Tatlıses'e yapılan suikast eyleminden sonra kolluk kuvvetlerinin yapmış olduğu operasyonlar sonucu köşeye sıkıştıklarını, yakalanma korkusundan dolayı da 'çıkmamız lazım' şeklinde kaçmak için yardım istediklerinin anlaşıldığı, yarım kalan işi bitiremeyeceğini belirttiği görülmüştür. Tatlıses'in yattığı hastanede yarım kalan işi tamamlamak için de talimat aldığı anlaşılmıştır.
16 Mart 2011 günü Uçmak'ın Pendik Kurtköy'deki adresine yakın ankesörlü telefondan Ruşen Mahmutoğlu'na ait telefonun iki kez arandığı, telefonda karşılıklı konuşma yapılmadığı, Mahmutoğlu'nun telefonunda arayan telefon numarası çıkmasına rağmen bu numarayı aramayıp, başka numaraları aradığı, yapılan telefon aramasının, Uçmak'a yönelik çemberin daralması sonucu sıkışması nedeniyle daha önceden planlandığı anlaşılan haberleşme şekli olduğu, bu şekilde aramakla birbirlerine, 'sana mail gönderdim, e-mailini kontrol et' demek istedikleri tespit edilmiştir.
Elektronik posta yoluyla yapılan haberleşme sonucu PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün, Uçmak'ın işi tamamlayamayacağını anlayınca vakit geçirmeden 16 Mart 2011 günü saat 17.06'da Kuzey Irak'tan çıkış yapan '[email protected]' adresinden [email protected] e-mail adresine gönderilen 'Acil!!' konulu e-mail içeriğinde, 'Silivri partide Nihat Ark. yarım kalan işi halletsin, hocanın selamı ile git, 9647503120934 numaradan ulaş, konuşmasın, AKP'ye yaklaşması, partiyi sıkıntıya soktu, AKP işbirlikçilerini cesaretlendirdi. Bu halkımıza ihanettir. Kolay gelsin' dendiği, Mahmutoğlu'nun, Uçmak'ın gönderdiği e-maili örgüte bildirdiği, örgütün de Ruşen Mahmutoğlu'nun kullandığı mail adresi aracılığıyla 'yarım kalan işi' Nihat Şimşek'e havale ettiği müşahede edilmiştir.''
''AKP işbirlikçilerini cesaretlendirdi, bu halkımıza ihanettir'' şeklindeki beyanların, bahse konu silahlı saldırı eyleminin, PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün aynı tavır içinde olacak Kürt kökenli vatandaşları korkutmak ve gözdağı vermek amacıyla gerçekleştirilen bir eylem olduğunun belirlendiği kaydedilen iddianamede, Şimşek'in kaldığı yerde yapılan aramada ele geçirilen hafıza kartında, Tatlıses'in yattığı hastaneye ilişkin bilgiler ve kroki bulunduğu kaydedildi.
Tatlıses'in öldürülmek istenmesinin nedenleri
İddianamede, şöyle denildi:
''İletişim tutanaklarından da anlaşılacağı üzere, cezaevinden çıkan Uçmak'ın silah ve para ihtiyacını gidermek için arayışlara girdiği, daha önceden husumetli olduğu ve bu nedenle cezaevine girmesine sebebiyet veren Tatlıses'ten intikam almayı planladığı, bu amaçla cezaevine girmeden önceki imajını da kullanarak suç örgütü kurduğu tespit edilmiştir.
Tatlıses'in Adalet ve Kalkınma Partisine yaklaşarak 12 Haziran 2011 seçimlerinde aday adayı olması nedeniyle Kürt kökenli vatandaşların üzerinde PKK hakkında oluşabilecek olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak amacıyla, terör örgütü PKK'nın Tatlıses'i öldürmek istediği, bu amaçla PKK üyesi Ruşen Mahmutoğlu aracılığıyla suç örgütü lideri Uçmak ile irtibata geçtiği ve Tatlıses'i öldürme konusunda anlaştıkları anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere Uçmak'ın birkaç ay önce cezaevinden çıktığı dikkate alındığında, herhangi bir maddi destek ve yardım almadan bu eylemi yapmasının mümkün olamayacağı, PKK terör örgütünün Tatlıses'ten kurtulma planı ile Uçmak'ın Tatlıses'ten intikam almak istemesi amacının birbiriyle örtüştüğü, böylece Uçmak'ın hem Tatlıses'ten intikam almak hem de suç örgütü için gerekli parayı terör örgütünden temin etmek istediği, terör örgütü PKK'nın ise Tatlıses'i öldürterek Kürt kökenli vatandaşlarımızı korkutmak, farklı sesleri susturmak ve gözdağı vermek istediği, bu şekilde Uçmak'ın ve suç örgütünün de terör örgütü PKK'nın amaçlarına hizmet ettiği kanaatine varılmıştır.''
Ceza istemleri
Sanıklardan Abdullah Uçmak, Ersin Altun, Yunus Ayık, Murat Alagöz, Cengiz Güney, Nazife Erdemir ve Ruşen Mahmutoğlu'nun, ''devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik fiilde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Uçmak'ın ayrıca ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek'', ''nitelik bakımından vahim olan silah veya mermiler ile bıçak taşımak ve bulundurmak'', ''azmettirmek suretiyle kasten nitelikli adam öldürmeye teşebbüs etmek'', ''varsayılan suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanarak silahlı tehdit'' suçlarından da 53 ile 98 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İddianamede, Ersin Altun, Yunus Ayık, Murat Alagöz, Cengiz Güney, Nazife Erdemir, Nihat Şimşek, Ruşen Mahmutoğlu, Abdulvahap İş, Bülent Altun, Emin Birdal ve Coşkun Yıldız'ın da ''suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak'', ''nitelik bakımından vahim olan silah veya mermiler ile bıçak taşımak ve bulundurmak'', ''azmettirmek suretiyle kasten nitelikli adam öldürmeye teşebbüs etmek'', ''varsayılan suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanarak silahlı tehdit'', ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' ve ''tehlikeli patlayıcı maddeleri izinsiz olarak bulundurmak'' suçlarından 9.5 ile 82 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara