'Bütün Yönleriyle İbrahim Hakkı Sempozyumu' sona erdi

Erzurum'da üç gündür süren 'Bütün Yönleriyle İbrahim Hakkı Sempozyumu' sona erdi. Sempozyumun sonuç bildirgesinde, üniversite bünyesindeki İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi'nin enstitü haline getirilmesi, eserlerinin bir külliyat halinde neşredilmesi, sempozyumun belirli periyotlarla tekrarlanması ve Marifetname derslerinin yapılması tavsiyesinde bulunuldu.
Büyük İslam Mütefekkiri İbrahim Hakkı Hazretleri, memleketi Erzurum'da yurt içi ve dışından 70'in üzerinde katılımcının iştirak ettiği Bütün Yönleriyle İbrahim Hakkı Sempozyumu'nda tartışıldı. Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen ve beş oturum halinde yapılan sempozyumda 75 bildiri sunuldu. Sempozyumun son gününde ise Kültür ve Gösteri Merkezi'nde değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda kapanış bildirgesini İslam Konferansı Örgütü Parlemento Birliği (İKÖPAB) Genel Sekreteri Mahmut Erol Kılıç açıkladı. Sempozyumda dört başlığın öne çıktığının altını çizen Kılıç, bunlardan ilkinin üniversite bünyesinde bulunan İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi'nin enstitüye çevrilmesi olduğunu vurguladı. Üniversiteler bünyesindeki araştırma merkezlerinin çok güçlü yapılar olmadığını ifade eden Kılıç,, "Selçuk Üniversitesi'ndeki Mevlana Araştırma Merkezi, Mevlana Enstitüsü; Malatya'da Niyazi Mısri Araştırma Merkezi, Niyazi Mısri Enstitüsü haline getirildi. Bütün bu etkinlikleri koordine edebilmek açısından üniversite bünyesinde İbrahim Hakkı Erzurumi Entitüsü olması bir zarurettir. İkinci olarak eserlerin ilmi bir şekilde ve bir külliyat halinde neşrolması gerekir. Bunu şahsen olmazsa olmaz bir şart olarak görüyorum. Üçüncüsü ise Erzurum'da bu düzeyde bir sempozyum ilk defa yapılıyor. Bugüne kadar bu tür değerler ihmal edilmiş. Bu sempozyumun her sene veya iki yılda bir tekrarlanması gerekir. İran'da Şirazi için 5 yılda bir büyük bir sempozyum yapılıyor. Dördüncü husus ise Marifetname derslerinin yapılması. Cemalletin Serdar 1940'lı yıllarda yazdığı bir makalede diyor ki: 1938-40'lı yıllarda Hasankale başta olmak üzere Erzurum ve çevresinde Marifetname'yi ezbere bilen Marifetname hafızları vardı. Bu da bu mirasın bu güne kadar nasıl hüsnü kabul gördüğü, nasıl hazmedildiğini ortaya koyuyor. Zaten böylece bir medeniyet oluşturmuşuz. Dolayısıyla günümüzde de bu eserlerden faydalanılması gerekiyor." diye konuştu.

ARAŞTIRMA MERKEZİ, ENSTİTÜDEN ÖTE BİR YAPIYA KAVUŞTURULACAK
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ise, sempozyumu yapmaktan üniversite olarak büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Sempozyum öncesi salonların dolup dolmayacağı konusunda endişeleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, "Bugün baktığımızda iyi ki yapmışız diyoruz. Programları 3 salona almıştık. Dün gördük ki salonlar doldu taştı." İfadelerini kullandı. Bundan sonraki programların daha iyi olacağının altını çizen Rektör Koçak, "Geçtiğimiz günlerde Nahçıvan'a gittim. Giderken de yanımda yaklaşık 15 tane Tefvizname götürüp burada ziyaret ettiğim protokol mensuplarına hediye ettim. Düşüncelerimi aldım. Bir kişi, 'Bu kitap benim başucu kitabım olacak. Hergün bir kısmını ezberleyeceğim. İnanıyorumki benim hayatımı değiştirecek.' dedi. Sırf bunun için bile iyi ki sempozyumu yapmışız. Daha sonra bir rektör arkadaş ise, teknik üniversite okurken fizikten zorlandığını ancak eline geçen bir Marifetname ile konuları anlamaya başladığını ifade etti." Şeklinde konuştu.
Sempozyumda sunulan tebliğlerin elden geçirilerek kaynak eser olarak basılacağını vurgulayan Koçak, üniversite bünyesinde bulunan araştırma merkezinin ise enstitüden öte bir yapıya kavuşturulacağının altını çizdi. İbrahim Hakkı Gözlemevi'nin 50 milyonun üstünde bir yatırımla 2 bin 500 metrekarenin üstünde bir alanda gerçekleşeceğine vurgu yapan Rektör Koçak, "Buranın temeli de 2012 yılında inşallah atılacak. Çok kapsamlı olacak. Fen ilimlerinin yanında din ilimleri için de kullanılacak. Ayrıca salonlarıyla, çok kapsamlı kullanım alanlarıyla, konaklama imkânının olacağı bir yer olacak." ifadelerini kullandı. Bu tür programların bundan sonra da düzenleneceğinin altını çizen Rektör Koçak, "İbrahim Hakkı Hazretleri'nden sonra Erzurum'un yetiştirdiği diğer önemli şahsiyetler için de bu tür programlar yapacağız. Onları layık oldukları gibi gündeme taşıyacağız." diye sözlerini tamamladı.