Erdoğan'dan Avrupa'ya terör uyarısı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İnsanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, özgürce yazabildiği, çizebildiği, söyleyebildiği, özgürce yayın hakkını kullanabildiği bir Türkiye inşa ediyoruz'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-15 12:20:31
Erdoğan, ''Böyle önemli bir konferansı gerçekleştirdikleri için Adalet Bakanlığımıza, değerli Bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum'' dedi.
Konferansa Avrupa Konseyi adına katılan Genel Sekreter ve Genel Müdüre de katkıları için şükranlarını ileten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni 1954 yılında imzalamış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini de 1990 yılında kabul etmiştik. 2004 yılında, hükümet olarak çok daha önemli bir adım attık ve temel insan haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmaların, ulusal kanunlardan üstünlüğünü kabul ettik.
Burada şu hususu özellikle ifade etmek durumundayım: İnsan hakları evrensel bir nitelik taşır. Temel insan hakları, farklı coğrafyalarda farklı nitelik arz etmez.
Yoksullar için farklı, zenginler için farklı insan haklarından söz edilemez.
İnsan, her yerde insandır ve her yerde, her coğrafyada, her şartta, gerek diğer insanlardan, gerek kurumlardan aynı saygın ve eşit muameleyi hak etmektedir.
Avrupa Konseyini ve Avrupa Birliğini dünya genelinde öne çıkaran da esasen, ekonomik ve siyasi birlikteliğin ötesinde, insan hakları konusundaki evrensel tutumudur.
Biz, Avrupa felsefesini, temel hak ve özgürlüklere saygı; bunun yanında birçok kültürlülük, bir ortak yaşam felsefesi olarak görüyoruz.''
-Çeteler ve bürokratik oligarşi-
Türkiye'nin, başta Avrupa Konseyi olmak üzere Avrupa kurumlarıyla ve Avrupa Birliği ile ilişkisinin de ekonomik ve siyasi hedeflerin öncesinde, böyle bir medeniyet tasavvuruna olan inancından kaynaklandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizim medeniyet tasavvurumuzda ve kadim kültürümüzde, insan kutsal bir varlık olarak değerlendirilmiş, insan hayatı, yani can, her şeyin, ama her şeyin üzerinde bir değer olarak görülmüştür.
Tarih içinde farklı ve yanlış uygulamalar olduğunu biliyoruz. Ama bu yanlışlıklar, medeniyetimizin özüne zarar verememiş, bir sevgi medeniyeti oluşturma yönündeki umutlarımızı asla zedeleyememiştir.
Avrupa'nın temel hak ve özgürlüklerde ortaya koyduğu değerler manzumesi, hiç tereddütsüz söylüyorum, bizim kendi medeniyetimizin de özüdür ve ulaşmak istediğimiz bir idealdir.
Bu seviyeye ulaşmanın kolay olmadığını biliyoruz. İnsan hak ve hürriyetleri konusunda reform yapmanın, ileri standartları oluşturmanın kolay bir iş olmadığını, kararlılık ve güçlü bir irade istediğini, aynı zamanda zorlu bir süreç gerektirdiğini biz yaşayarak öğrendik.
Bakınız, son 9 yılda, AK Parti hükümetleri olarak, insan hakları ve hürriyetleri noktasında gerçekten tarihi adımlar attık.
Gerek insan haklarını, gerek hukuk sistemini Avrupa standartlarına, yani ileri ve evrensel düzeye ulaştırmak için çok yoğun bir mücadele verdik, vermeye de devam ediyoruz.
Süreç kolay olmadı, attığımız her adımda engellerle karşılaştık. Kimi zaman çeteler önümüze engel çıkarmak istedi, kimi zaman bürokratik oligarşiyle mücadele ettik; ama en çok da statükoyla mücadele ederek bugünlere ulaştık.
Şunu gönül rahatlığı içinde söylemek durumundayım: Türkiye, 9 yıl öncesine göre, gerek temel hak ve hürriyetler noktasında, gerekse de hukuk devleti anlayışında çok daha iyi bir yerdedir, çok daha ileri standartlara sahiptir.''
-''9 yılda alınan mesafe''-
Gerçekleştirdikleri reformların tamamını burada sayabilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Başbakan ERdoğan, ''Ancak, insanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, özgürce yazabildiği, çizebildiği, söyleyebildiği, özgürce yayın hakkını kullanabildiği bir Türkiye inşa ediyoruz'' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Farklı dil ve lehçelerin özgürce konuşulabilmesinden, farklı inanç gruplarının özgürce faaliyet göstermesine kadar her alanda önemli reformlar gerçekleştirdik.
İdeal seviyeye henüz ulaştığımız iddiasında değiliz. Daha katetmemiz gereken uzun bir mesafe olduğunu biliyoruz. Ancak karşılaştığımız engeller dikkate alınırsa, 9 yılda aldığımız mesafenin az olmadığı görülecektir.
Avrupa Birliği nasıl ideale ulaşma ve yüksek seviyeyi koruma noktasında bir duyarlılık içinde olmak zorundaysa, Türkiye de değişen şartlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde kendisini devamlı yenileyerek ileri hedeflere doğru yol almak durumunda.
Demokratikleşme de hak ve özgürlükleri geliştirme de nihayete erecek süreçler değildir. Dün ileri dediğimiz standartlar bugün yetersiz kalabiliyor. Her zaman daha iyiyi ve daha ileriyi kovalamak durumundayız.
-Kazanımlar-
Terörle mücadele ederken, hiç kimseye zarar gelmemesi, hiçbir sivilin mağdur olmaması için azami bir hassasiyet gösterdiklerini, bunun da kazanımlarını somut olarak gördüklerinin dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şu anda, terörün faaliyet gösterdiği bölgelerde, şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde, teröre ve terör örgütüne karşı tepki gösteriliyor. Nitekim, 9 yıl önce terör örgütü, Türkiye'de özgürlüklerin olmadığını, hakların verilmediğini, yatırımlarda, hizmetlerde ayrımcılık yapıldığını iddia ediyordu.
Geçmişte bunları istismar eden terör örgütü, şu anda demokratikleşmenin önünü kesmek, yatırımları engellemek, huzur ve istikrarı bozmak için yoğun çaba sarf ediyor. Bugün artık, terör örgütü, farklı sesleri susturmak, farklı düşünenleri ortadan kaldırmak, farklılığı yok etmek için tahrik edici eylemler içine giriyor. Yani silahla, bombayla kendine göre yasalar tanzim ediyor ve devlete paralel devlet oluştururken bakıyorsunuz, yasama organını, yargı organını da yine kendisi oluşturuyor. İşte KCK yapılanması denilen olay da budur.
Biz, hiç geri adım atmadan reformlarımızı sürdüreceğiz. Demokraside, insan haklarında, hukukta, Türkiye'yi evrensel normlara ulaştırma hedefinden asla taviz vermeyeceğiz.
Demokratikleşme ve insan hakları konusunda ortaya çıkan sorunların üstesinden, dışarıdan herhangi bir uyarıya gerek kalmaksızın, kendi irademizle geldiğimizi, vicdan ve izan sahibi herkes kabul ediyor.
Yine bu süreçte, hukuk sistemimizi, hem insan kaynağı ve maddi altyapı, hem de mevzuat bakımından geliştirip yeniledik. Bugün artık yepyeni bir Türkiye var.
Artık ülkemizde, insan hakları konusundaki hassasiyetlerin, Avrupa ülkelerinden daha geri olduğunu hiç kimse söyleyemez.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hak ihlalleri ve özgürlükler noktasında hiçbir mazereti kabul etmiyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Hilton Otel'de düzenlenen ''Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye Kararları, Sorunlar ve Çözüm Önerileri'' konferansında, Türkiye'deki insan hakları konusunda her vatandaşın başvurabileceği, etkin sonuçlar alabileceği, etkin mekanizmalar olduğunu memnuniyetle ifade edebileceğini söyledi.
Başbakan ERdoğan, ''Yargı sistemimiz, her türlü dış etkiden azade şekilde, tamamen bağımsız olarak işliyor'' dedi.
İnsan hakları ihlalleri konusundaki uygulamalarda belirleyici olan, mevcut mevzuatın fiili uygulamasını şekillendiren mahkeme kararları olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Son dönemde, kararlarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının dikkate alınması noktasında da önemli mesafe kat edildi.
Bu çerçevede üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu da, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılmış olmasıdır. Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru süreci, 2012 yılından itibaren başlıyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan referandumda büyük bir çoğunlukla kabul edilen bu düzenleme, insan hakları ihlallerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilmesine gerek kalmaksızın, iç hukuk yoluyla çözümü yolunu açacaktır.
Adalet Bakanlığımızın hukukun geliştirilmesi ve insan haklarına ilişkin yasal altyapının daha ileri düzeylere ulaştırılması için yürüttüğü çalışmaları güçlü bir şekilde destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz.
Açıkçası, hak ihlalleri ve özgürlükler noktasında hiçbir mazereti kabul etmiyoruz. Aksaklıkları aşarak, reformları kararlılıkla yaparak, evrensel standartları Türkiye'de de uygulayarak, başta bölgemiz olmak üzere dünya genelinde farklı bir model oluşturacağımıza yürekten inanıyoruz.''
-Küresel ekonomik kriz-
Türkiye'nin, son küresel ekonomik krizde, farklı olduğunu, güçlü olduğunu çok net olarak ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, Avrupa'da derin ve yaygınlaşan bir kriz yaşanırken, Türkiye'nin istikrarlı şekilde büyümeye devam etiğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ekonomide gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar, Türkiye'nin Avrupa'da çok farklı bir konumda olduğunu, yere sağlam bastığını ve krizden de en az hasarla sıyrıldığını gösterdi.
İnanıyorum ki, Türkiye, yakın bir zamanda demokrasi ve insan hakları noktasında da Avrupa'da çok farklı, çok ideal bir konuma ulaşacaktır. Bu hedefe ulaşmak için de gerçekten samimi, kararlı bir mücadele veriyoruz.
Ben bir kez daha, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye kararları konusunda düzenlenen bu yüksek düzeyli konferansın başarılı ve verimli geçmesini diliyorum.''
Erdoğan, başta Adalet Bakanlığı ve Avrupa Konseyi olmak üzere, konferansın tertip edilmesinde emeği geçenlere, katkı sağlayanlara, ülke ve milleti adına şükranlarını ifade ederek sözlerini tamamladı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara