"Uydurukça kelimeler Türkçe'yi yozlaştırıyor"
Giresun Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Şube Başkanı Recep Yağcı, Türkçe'de yaşanan yozlaşmaya dikkat çekti.
Günümüzde insanların çok kısır ve argodan müteşekkil bir kelime kadrosu ile konuştuklarını savunan Yağcı, "Gü
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-14 14:06:57
Günümüzde insanların çok kısır ve argodan müteşekkil bir kelime kadrosu ile konuştuklarını savunan Yağcı, "Günlük ortalama 200-300 kelime ile konuşan bir toplum haline geldik. Dilimizde bir yozlaşmanın, yıpranmanın olduğunu kimse inkar edemez. Bunun en büyük sebeplerinden birisi uydurukça kelimelerin dilimizi istila etmesidir. Arapça ve Farsça'dan dilimize geçip Türkçeleşmiş olan ve yüzlerce yıldır kullanılan kelimelerimize karşı kasıtlı bir yok etme faaliyeti yürütülmektedir." dedi.
Ders kitaplarının da uyduruk kelimelerle dolu olduğunu iddia eden Yağcı, "Dilimizdeki yozlaşmaya artık 'dur' denilmeyecek mi?" diye sordu. "Batı dillerinden gelen kelimelere karşı müsamahalı davranılıp Osmanlı menşeli kelimelere karşı düşmanlık gösterilmesinin sebebi, bizi geçmişimizden koparmaya çalışmaktan başka bir şeye hizmet etmemektedir." diyen Yağcı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uydurukça kelimeler maalesef hilkat garibesi bir dilin, Necip Fazıl'ın ifadesi ile 'kurbağa lisanının' teşekkülüne sebep olmuştur. Bu dil bizi edebî zevkten, ifade zenginliğinden mahrum bırakmıştır. Yozlaşma, dilimiz üzerinde çok ciddi boyutlarda kendini göstermektedir. İnternet kültürü, değerlerimizi bir sel gibi önüne katan televizyon programları, şuursuz özentiler içindeki gençliğimizin uyduruk bir dilin oluşmasına sebep olmaktadır."
Yağcı, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Tarihimizi ve kültürümüzü doğru anlayabilmek için dilimizin sağlam ve zengin olması elzemdir. Türk dili aslına dönmeli, uydurukça kelimeler kullanılmamalıdır. Türkçe kelimeleri "Öz Türkçe" yapalım derken, nice uydurukçaya da kapı açıldı ve sonunda nesiller arası çatışma yaşanmaya başlandı. Baba oğlunu, anne kızını anlayamaz hale getirildi. Tabiî, bu arada eski kelimeler unutuldu, bunlarla kurulan cümleler de anlaşılmaz hale geldi. Nesiller arasındaki dil köprüsünün yeniden kurulması, dedenin torununu, torunun da dedesini kolayca anlayabilmesi en büyük dileğimdir."
Haber Ara