Van'da yıkımın sebebi düşük kaliteli beton
Van'da meydana gelen 7.2'lik ilk depremin ardından bölgede yıkılan ve ağır hasarlı durumdaki binaları inceleyen Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde görevli akademisyenler, değerlendirme raporu yayınladı. Ra
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-13 13:25:48
SAÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından görevlendirilen akademisyenlerden oluşan araştırma grubu, 23 Ekim'de meydana gelen Van Depremi sonrası depremin etkilerini ve depreme maruz kalan binaları incelemek üzere deprem bölgesine gitti. 26-29 Ekim tarihleri arasında bölgede araştırma yapan ekip, yıkılan ve hasar gören betonarme, kerpiç ve taş binaları ayrı ayrı inceledi. Araştırma grubu ayrıca Van'ın köylerini gezdi, köylerde meydana gelen hasarları da inceledi.
Akademisyenler çalışmalarının ardından kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, yönetmeliklere uygun yapılmayan, yeterli mühendislik hizmeti alınmamış binaların hasar gördüğü, buna karşın iyi mühendislik hizmeti görmüş yapıların depremden etkilenmediği vurgulandı. Can kaybına yol açan betonarme binalardaki en önemli sorunun yönetmeliğe uygun olmayan düşük kaliteli beton kullanımı ve yetersiz donatı olarak gösterilen raporda şu tespitlere yer verildi: "Beton malzemesinin çok kötü olması binaların çökmesinde çok büyük paya sahiptir. Deprem bölgelerinde yapılacak tüm betonarme binalarda C20'den daha düşük dayanımlı beton kullanılamayacağı, 2007 yılında yürürlüğe giren Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik'te açıkça belirtilmiştir. Ancak yıkılan yapıların basınç dayanımları bu değerin çok altında kalmaktadır. Yapılarda kullanan betonun şantiyede el ile karılarak yapıldığı, herhangi bir eleme ve yıkama işleminden geçirilmeyen dere malzemesi kullandığı bilgisine ulaşılmıştır. Yapılan incelemeler sonucu betonlarda yaygın olarak dere kumu kullanıldığı, yumruk büyüklüğüne varan taşların kullanıldığı tespit edilmiştir."
"HASARLI BİNALAR AYAKTA KALSALAR BİLE YIKILMAYA ADAY"
Betonarme yapılarda kullanılan beton malzemesinin çok kötü olmasının yanı sıra donatı uygulamalarında da önemli sorunlar bulunduğu kaydedilen raporda, yapıların çoğunda düz donatı kullanıldığı, buna karşın enine donatının (etriye) bilinçsizce ya da uygun olmayan bir şekilde yerleştirildiği ifade edildi. Kolonların alt uçları ile temel kirişi arasındaki kritik bölge olan birleşim yerinde etriye bulunmaması ve enine donatılar (etriye) arasındaki mesafenin deprem yönetmeliğinde belirtilen aralıktan fazla olması nedeniyle burkulma ve beton örtüde parçalanmalar oluştuğu belirtilen raporda, şunlara dikkat çekildi: "Bölgede yıkılan yapıların yanı sıra ağır hasarlı olup ayakta kalmayı başarabilen birçok binada bulunmaktadır. Bu yapılar ayakta kalsalar bile yıkılmaya adaydırlar. Bölgedeki yapılarda ağır hasarın nedenlerinden biri de zemin katların ticari amaçla kullanılması sonucu oluşan zayıf ve yumuşak kattır. Bu katların deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapılmaması yapıların çökmesine ve yıkılmasına neden olmuştur. Birbirinden yetersiz derzlerle ayrılmış ve kat düzeyleri farklı olan bitişik nizamlı yapılarda deprem sırasında çarpışma oluşmuş, bu durum hasara neden olmuştur. Çatılarda oluşan deprem hasarlara en çok çatı kalkan duvarının yıkılması neden olmaktadır. Çatı kalkan duvarlarının büyük bir çoğunluğunun yıkılma nedeni, kalkan duvarının yapı ile yeterince bağlanmadan, hatılsız olarak yapılmasıdır."
Kırsal kesimdeki yapıların yaygın olarak yörede kolaylıkla bulunan taş, briket ve kerpiç malzemeler kullanılarak inşa edildiği kaydedilen raporda, bu tür malzemeler ile inşa edilen yapılar arasında en çok kerpiç binaların hasar gördüğü vurgulandı. Bazı yapılarda kerpiç malzemesine saman katılmadığı ve içinde iri çakıl tanelerinin bulunduğunun gözlemlendiği anlatılarak; "Yığma yapı tekniğine uyulmadan yapılan binalarda kaçınılmaz olarak hasarlar ortaya çıkmaktadır. Tek katlı olarak yapılan bu yapılarda son derece kötü işçilik de ön palana çıkmaktadır. Buna karşın düzenli yapılan kerpiç binaların depremi az hasarla atlattığı da gözlemlenmiştir. Bölgede yaygın olarak kullanılan malzemelerin biri de taştır. Bu tür binalarda bağlayıcı olarak genellikle düşük dayanımlı çimento harcı veya çamur kullanılmaktadır. Hasara yol açan bu durumun sonucunda köylerde ciddi can kayıpları yaşanmıştır. Bölgede betonarme ve taş malzeme ile inşa edilmiş cami minarelerinde hasarlar ve yıkılmalar gözlemlenmiştir. Hasarların daha çok şerefe bölgesinde kesitin zayıfladığı düzlemlerde meydana geldiği görülmektedir. Bunun yanında iyi mühendislik hizmeti görmüş cami ve minare yapılarının depremden etkilenmediği görülmektedir." denildi.
Raporun sonunda Erçiş depreminde yıkılan ve ağır hasar alan binaların yanı sıra depremi başarıyla atlatmış betonarme binaların bulunduğu, deprem yönetmeliğine uygun inşa edilen bu binalarda hasarın sınırlı kaldığı veya hiç gözlenmediği bildirildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara