Dolar

34,8742

Euro

36,6669

Altın

3.034,49

Bist

10.125,33

Suriye'deki Arap rolünün sorunları

Suriye krizinin uluslararası boyut almasına ve bu krize dış askerî müdahalenin tehlikelerine yönelik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'den gelen uyarı, Batı'nın Libya rejimini düşürmede başarılı olmasına rağmen Suriye'ye müdahale tehditlerinin ciddi olmadığı yönündeki yanlış Suriye anlayışını gözler önüne seriyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-12 08:42:06

Suriye'deki Arap rolünün sorunları
Bu uyarı ayrıca krizin çözümsüzlüğünü artıracak ve Batılı askerî müdahaleyi kaçınılmaz kılmaya şartları hazırlayacak üç Suriye tutumunu da su yüzüne çıkarıyor.

Birinci tutum Suriye rejiminin henüz ders almaması ve Suriye'yi 'rejimin yıkılması' söylemi altında Arap değişim deneyimini yaşamaya maruz bırakma eğilimi. Rejim, Tunus, Mısır ve Libya'nın deneyimlerinden ders almadı. Bu ders 'rejimin başındakinin inadı ve kendisini 'müstesna' görme kanaati olmasaydı orta çözümler mümkün olurdu' şeklindedir. Suriye lideri hâlâ krizi sonuna kadar götürmekte ısrar ediyor. Britanya'nın Sunday Telegraph gazetesinden Batılı bir gazeteciye verdiği ilk söyleşide Esed, 'Batılı ülkelerin aşamalı olarak baskıyı artıracağını ancak Suriye'nin birçok açıdan Mısır, Tunus ve Yemen'den farklı olduğunu, tarihin ve keza siyasetin farklı olduğunu' belirtti.

İkinci yanlış Suriye tutumu Suriye'deki rejimin herhangi bir dış müdahaleye karşı koyabileceğini düşünmesi. Rejim tehlikenin boyutunun farkında ancak krize siyasî orta çözüm bulmakta kararlı değil. Batı'yı ve bölgesel güçleri 'ahlakî caydırıcılık' yolu dışında dış müdahaleyi başarısız kılmak için başka yol bulamıyor. Bu yüzden yukarıda işaret edilen konuşmasında Esed'in Batı'yı ve Arapları yani herkesi 'Suriye bu bölgenin merkezi ve fay hattı. Yerle uğraşılırsa deprem olur' diye uyardığını görüyoruz. Burada herkese yönelik uyarı şu sözüyle zirveye çıkıyor: 'Bir başka Afganistan veya onlarca Afganistan mı görmek istiyorsunuz?' Şimdi başkan bunları söylerken herkesten önce kendisi Suriye ile Afganistan arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını biliyor ancak bunu, 'Suriye'de yaşanacak her sorun bütün bölgeyi yakacak. Plan Suriye'nin bölünmesi ise bütün bölgenin bölünmesi anlamına gelecek' diye açıklıyor.

Üçüncü tutum ise krizin çözümü için onay verilmesine rağmen Arap girişiminin hayata geçirilmemesi. Rejim ya bu girişime tutunan Arap ülkelerinin niyetlerinden kuşku duyduğu için böyle davranıyor ya da Suriye'nin 'istisna' olacağı ve 'dış müdahale veya vesayet olmadan rejimin kendi iradesiyle istediği bir çözümün gerçekleşeceği' yönünde bir kanaat taşıyor. Burada en önemli kanaat rejimin kendi şartlarını dikte etme ve istediği çözümü dayatma gücünün olduğunu düşünmesi.

Geçtiğimiz 16 Ekim günü Arap Birliği binasındaki Arap ülkeleri dışişleri bakanları konseyinin Suriye krizine Arap çözümü bulma amaçlı toplantısında Suriye rejimi ve muhalefetinin Arap Birliği çatısı altında diyalog masasında bir araya getirilmesine yoğunluk verilmişti. Katar Başbakanı Şeyh Hamd Bin Casim başkanlığında, Mısır, Sudan, Cezayir ve Umman Sultanlığı'ndan üyelerin katılımıyla bir bakanlık komisyonu kurulması kararlaştırılmıştı. Arap Birliği Genel Sekreteri Dr. Nebil El Arabî'nin açıklamalarına göre bu komisyon Suriye yönetimi ve bütün renkleriyle içeride ve dışarıdaki Suriye muhalefetinin taraflarıyla Arap Birliği binasında kapsamlı ulusal bir diyalog toplantısı için temas ve istişarelerde bulundu.

Son olarak üzerinde anlaşılan ve Şam'ın onay verdiği Arap girişimi temelinde diyalog toplantısı, şiddetin ve kan akmasının durdurulmasına ve Suriye halkının taleplerini karşılayacak siyasi reformların hayata geçirilmesine götürecek. Girişim reform ve adımların atılması çağrısı kanalıyla rejim ile muhalefetin tutumları arasında orta bir çözümü içerdi. Bu reform ve adımlar, şiddetin durması, ordunun ve güvenlik güçlerinin sokaklardan çekilmesi, tutukluların serbest bırakılması, başkan Esed'in 2014 yılı sonuna kadar yerinde kalmasıyla birlikte hükümet ile muhalefet arasında istenen reform takvimi üzerinde anlaşma sağlanması için görüşmelerde bulunulması. Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç 9 Kasım 2011


Zaman

Haber Ara