Dolar

34,8750

Euro

36,7040

Altın

3.037,15

Bist

10.132,32

Greenstock: İran'ın bölgesel tehdit olduğu iddiası abartı (Özel)

İngiliz emekli diplomat Jeremy Greenstock, İran'ın bölgesel bir tehdit oluşturduğu konusunun 'abartı' olduğunu söyledi. İran'ın İslam dünyasının, özellikle de Şia İslam'ın, lideri olmak istediğini ileri süren Greenstock, "İran, dünyada kendine saygı

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-07 12:44:13

Greenstock: İran'ın bölgesel tehdit olduğu iddiası abartı (Özel)
İngiliz emekli diplomat Jeremy Greenstock, İran'ın bölgesel bir tehdit oluşturduğu konusunun 'abartı' olduğunu söyledi. İran'ın İslam dünyasının, özellikle de Şia İslam'ın, lideri olmak istediğini ileri süren Greenstock, "İran, dünyada kendine saygı duyulmasını arzu ediyor. Aynı zamanda iyi bir savunma gücüne sahip olmak istiyor." diye konuştu.

Jeremy Greenstock, Cihan Haber Ajansı'na verdiği mülakatta "İran, belki de Şia inancına sahip olmayanlar için politik ve dini tehdit oluşturuyordur." diye konuştu. Greenstock, İsrail farklı düşünse de İran'ın 'bölgesel tehdit' imajının çok abartıldığını ve İsrail'e yönelik tehdit retoriğine rağmen askerlerini sınırları dışında kullanmaya tevessül edeceğini düşünmediğini belirtti.

İran'ın çevresinin düşmanlarla çevrili olduğunu da sözlerine ekleyen Greenstock, "Amerikan güçleri Irak'ta, Katar'da, Afganistan'da... ABD ayrıca, Türkiye ile yakın ilişkiye sahip. Bu şartları göz önüne alarak İran yeni bir dış politika geliştirmeye çalışıyor. Diplomatik ilişkileri geliştirmek hem bizim hem de İran için en akıllıca yol sanırım." diye konuştu.

1998-2003 yılları arasında İngiltere'nin Washington Büyükelçisi olarak görev yapan Jeremy Greenstock, 2004 yılında ise İngiltere'nin 'Irak özel temsilciliği' görevini üstlendi. Irak işgali sırasında ABD'nin en önemli müttefiki olan İngiltere ile iletişiminde etkin şekilde görev yapmış bir isim olan Greenstock, daha sonraki yıllarda yaptığı açıklamalarda "Irak saldırısı uluslararası kamuoyunun ortak kararıyla yapılmalıydı." itirafını yapmıştı.

Jeremy Greenstock, Irak işgali sırasında ABD ile İngiltere'nin çok yakın bir şekilde çalıştıklarını ancak işgal sonrası ülkenin yeniden yapılandırılması ve askerlerin ülkeden çekilmesi gibi konularda ABD'nin daha başına buyruk hareket ettiğini ve ülkesi İngiltere'nin bu konuda çok küçük bir role sahip olduğunu savundu.

Greenstock'un Irak özel temsilcisi olduğu dönemde Irak işgaline yönelik anılarını yazdığı ve 2005'te yayınlanacağı açıklanan kitabı, İngiltere dışişleri bakanlığının 'ricası' üzerine baskıdan kaldırılmıştı. 2008 yılında katıldığı bir TV programında söz konusu kitabının içeriğine yönelik ilk kez konuşan Greenstock, İngiliz ve Amerikan devlet yetkililerinin 1998'den bu yana Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olmadığını 'kesin olarak' bildiğini söylemişti.

ABD'NİN IRAK'TAN ÇEKİLMESİ ZORUNLULUK
ABD'nin bu yılsonuna kadar tüm askerlerini Irak'tan çıkarma planının bir 'zorunluluk' olduğuna dikkat çeken Greenstock, "Farklı bir seçeneklerinin olduğunu düşünmüyorum çünkü Iraklılar Amerikan askerlerinin ülkelerinde daha fazla kalmalarını istemiyor." diye konuştu. Irak'ın bağımsız bir ülke olduğunu ve Irak hükümetinin Amerikalı askerlerini ülkeden çıkmasını talep etmesi durumunda ABD'nin yapacağı farklı bir seçenek olmadığını savunan İngiliz bürokrat, Iraklıların kendi güvenliklerini korumak için sorumluluk alma vaktinin geldiğini söyledi.

Irak koalisyon hükümetinin güvenlik konusunda nasıl bir yol planı takip edeceklerine sorumluluk duygusu içinde karar vermeleri gerektiğini belirten Greenstock, "2012 yılı, Iraklılar Amerikan ordusunun ülkeden çıkmasının bir yandan fırsatını diğer yandan da dezavantajını aynı anda görecekleri için çok zorlu bir yıl olacak." şeklinde konuştu.

Jeremy Greenstock, felaket tellallığı yapmak istemediğini ancak Irak'ta ciddi güvenlik sorunları olduğuna dikkat çekti. El Kaide terör örgütünün ülkede oldukça kötü imaja sahip olmasına rağmen kaos ortamı oluşturmaya devam ettiğini ve güvenlik güçlerinin seviyesinin de çok yetersiz olduğunu kaydeden Greenstock, "Bütün bu olumsuzluklara rağmen ülkede bir iç savaşın yaşanacağını düşünmüyorum. Belki şiddet olayları bir müddet daha devam edecek ama iç savaş ihtimalini uzak görüyorum." şeklinde düşüncelerini açıkladı.

Ülkede Şii-Sünni çatışma ihtimalini de düşük gören Greenstock, İran'ın böyle bir role soyunmayacağını çünkü sınırında istikrarsız bir Irak'ın işine gelmeyeceğini savundu. Irak'taki Sünnilerin eskiden olduğu gibi üstünlüklerinin olmadığını da sözlerine ekleyen İngiliz bürokrat, "Sünniler ülkede azınlık durumdalar ama bu onların demokrasinin inşasında rol almayacakları anlamına gelmiyor. İnsanların şiddet yolunun seçeceğini düşünmüyorum çünkü bu yol kimseye daha fazla özgürlük ve güvenlik vermiyor." diye konuştu.

"ABD askeri olarak çekileceği Irak'tan ekonomik olarak da çekilir mi?" sorusunu Jeremy Greenstock, Irak'ın bir ticaret ülkesi olduğunu ve petrol-gaz gibi uluslararası piyasada alınıp satılan birçok önemli ürüne sahip bulunduğuna işaret ederek, "Ekonomik olarak çekilmesi söz konusu değil." şeklinde cevapladı. Greenstock, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinin Ortadoğu ülkelerine yaptığı gibi ABD'nin de Irak'a bankacılık, inşaat, altyapı gibi birçok alanda katkıda bulunduğunu belirtti.

TÜRK MODELİ ARAP ÜLKELERİNİN İSTEDİĞİ MODEL
Arap Baharı'nın sadece Irak'ı değil, Türkiye, İsrail, İran gibi Arap olmayanlar da dahil Ortadoğu'daki tüm ülkeleri etkilediğini belirten Greenstock, "Bu bir değişim rüzgarı. İran ve diğerleri de bu değişim taleplerine cevap vermek zorunda. Irak ise farklı bir açıdan demokrasinin yeni formlarını denemede öncü konumunda bulunuyor." diye konuştu.
Arap ülkelerinin Batılı demokrasi modellerini istemeyeceğini düşünen tecrübeli devlet adamı, bu ülkelerin bir dereceye kadar Türk demokrasisini kendilerine model olarak almada daha istekli olduklarının altını çizdi. Greenstock, "Türk modeli, inançlı toplum ile seküler devlet yapısını başarılı bir şekilde birleştirebiliyor. Ayrıca, Türkiye'nin son dönemde göstermiş olduğu ekonomik büyüme Arap ülkeleri ve Avrupa tarafından da takdirle izleniyor. Arap ülkelerinin tam da istediği model bu olsa gerek!" diye sözlerini sürdürdü.

"Irak'ın diktatör lideri Saddam Hüseyin'in de ABD yerine (işgalci kuvvetler) şimdi Arap Baharı'nda olduğu gibi kendi halkı tarafından devrilmesi daha iyi olmaz mıydı?" şeklindeki soruyu Jeremy Greenstock, "Evet, Iraklıların liderlerine yönelik isyan başlatarak kendi kaderlerini kendileri çizmesini daha çok isterdim." diye cevapladı. Öte yandan Iraklı halkının 1991'de diktatör rejime yönelik böyle bir halk isyanı başlattıklarını ancak şiddetle bastırıldıklarını hatırlatan ünlü İngiliz bürokrat, "İran ve Suriye halkı da aynı şekilde liderlerine başkaldırdı ancak her seferinde şiddetle yerlerine oturtuldular. Şimdi ise Irak'ta halk kendini ifade edebilecek demokratik kanallara sahip. Her ne kadar gerek devlet yapısında gerekse ekonomide daha birçok sorun varsa da şu anda 'görevde' olan halktır ve bu yeni trend bütün Ortadoğu'da yoluna bu şekilde devam edecektir." dedi.

KUZEY IRAK'TAKİ PARTİLER PKK'YA BASKI YAPMALI
PKK konusunda da açıklamalarda bulunan Jeremy Greenstock, PKK'nın şiddet yoluyla siyasi amaçlarına ulaştığını işaret ederek, "Siyasetin içine şiddet karıştırılmasını nefret verici buluyorum." diye konuştu. Türk hükümetinin Kürt halkını toplumun temel bir parçası haline getirmek için yeni yollar denemesini takdirle karşıladığını kaydeden İngiliz devlet adamı, Kuzey Irak'taki diğer Kürt partilerinin PKK üzerinde baskı oluşturarak şiddete son vermesi yönünde PKK'yı ikna etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Filistin meselesi hakkında da düşüncesini belirten Greenstock, UNESCO üyesi ülkelerin büyük bir kısmının Filistin lehinde oy vermesinden dolayı çok memnun olduğunu belirtti. İsrail ile Filistin arasında gelecekte yapılacak bütün anlaşmalarda İsrail'in güvenliğinin önemli olduğuna vurgu yapan İngiliz diplomat, "Fakat Filistin, Oslo ve Madrid anlaşmalarında İsrail ile eşit şartlara sahip bulunmuyor. Bu durum, 1993'den bu yana devam eden barış görüşmelerinde her zaman problem oluşturuyor." tespitinde bulundu. Filistin'in BM'ye devlet statüsü için başvurusunun genel oylamada şimdilik kabul edilmeyeceğini düşünen Greenstock, BM'nin 5 daimi üyesinin bunun için henüz hazır olmadığını iddia etti. İngiliz diplomat, ülkesi İngiltere'nin Filistin BM üyeliği konusunda rengini belli etmediğini hatırlatarak, kendi görüşünün Filistin lehinde oy verilmesi gerektiği yönünde olduğunu, böylelikle Filistin'in İsrail ile eşit şartlara sahip statüye kavuşacağını sözlerine ekledi.

Haber Ara