'Çözümsüzlüğün faturasını KKTC'ye ödetmeyiz'
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün faturasını KKTC'ye ödettirmeyeceklerini ifade ederek, ''Kıbrıs sorunu çözülmedikçe AB topal ördek konumunda kalacaktır'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-06 15:02:11
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Bayrak Televizyonu'nda (BRT) yayımlanan Gazeteci Rasıh Reşat'ın hazırlayıp sunduğu ''Gazetecinin Not Defteri'' programında yaptığı açıklamada, New York'taki son Kıbrıs zirvesini değerlendirerek, zirvede, mekik diplomasisi yapılmasının önemli olduğunu, ancak bundan sonraki adımın daha da önemli olacağını söyledi.
Rum tarafının hala çözüm istemez tavırlar içerisinde hareket ettiğini ifade eden Bağış, ''Ancak AB'nin de Rum tarafının da artık sofrasında hazır yemek kalmadı'' dedi.
Ada'da çözüm isteyen en önemli garantör ülkenin Türkiye olduğuna işaret eden Bağış, diğerlerinin uzlaşı için Türkiye kadar uğraş vermediğini kaydetti.
Bağış, ''Biz hala şunu söylüyoruz. Ada'nın güvenliği için de Avrupa'nın güvenliği için de Türkiye'nin geleceği için de Kıbrıs'ta siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm her taraf için faydalıdır, yararlıdır'' diye konuştu.
Çözümün ancak iki tarafın uzlaşısıyla olabileceğini belirten Bağış, ''Her şeye karşı çıkan, hala iç hesaplamalar peşinde olan bir zihniyetle nereye kadar gideceğiz onu da görmüyorum'' dedi.
Egemen Bağış, yıl sonuna kadar artık Kıbrıs görüşmelerinin neticelenmesi ve çözüm olup olmayacağının da netleşmesi gerektiğini vurguladı.
Türk tarafının Kıbrıs konusunda, bir değil bin adım önde olduğunu, Rumların sürekli her konuya ''hayır'' dediğini anlatan Bağış, Rumların AB'ye alınmasıyla büyük hata yapıldığını, Avrupa Birliği yetkililerinin de özel sohbetlerde bunu itiraf ettiğini aktardı.
''Akıl tutulmasındalar''
Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'inin Türkiye'nin sınırlarında olduğunu, Türkiye'nin katkısı olmadan Avrupa'nın onlara ulaşabilme şansı olmadığını kaydeden Bağış, ''Ama bir akıl tutulması içine girmiş durumdalar, maalesef 26 ülke bir diğerinin kendi çıkarlarını nasıl ipotek altına aldığını göremiyor. Biz de bıkmadan usanmadan bunları anlatıyoruz. Bayramda bile çalışacağız; Brüksel'e, Estonya'ya, Letonya'ya gideceğiz, bunları anlatacağız. Eninde sonunda aklın yolu birdir'' diye konuştu.
''Kıbrıs sorunu çözümlenmedikçe AB topal ördek konumunda kalacak'' diyen Bağış, söyle konuştu:
''Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için tek şartımız var; siyasi eşitliğe dayalı, 1974'leri bize bir daha yaşatmayacak, yarınlardan endişe duymayacağımız bir çözüm. İnşallah iki liderin ortaya koyduğu kararlılıkla çözümü buluruz.''
Bağış, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun çalışmalarını takdir ettiğini ve yaşının üzerinde bir performansla görüşmeleri sürdürdüğünü dile getirdi.
''Fatura ödettirmeyiz''
''Çözümsüzlüğün faturasını biz KKTC'ye ödettirmeyiz'' diyen Bağış, Haziran 2012'ye kadar bir netice çıkmayacaksa bunun sorumlusunun Rum tarafı olduğunu bütün dünyanın bilmesi gerektiğini, Türkiye'nin bu konuda kararlı olduğunu söyledi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un New York zirvesi sonrasında ortaya koyduğu kararlılığın geçmişten farklı olduğunu ifade eden Bağış, ''Çünkü artık seçilme derdi kalmadı. Artık vicdanının sesiyle hareket edecektir. Ama Genel Sekreterin üzerinde de bir uluslararası baskı olabilir. Ama biz Türkiye olarak dimdik ayaktayız. Kıbrıs'taki Türk kardeşlerimizin çıkarlarını koruyacağız kollayacağız. Türkiye KKTC'yi hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır, hiç bir zaman da yalnız bırakmaz'' dedi.
''AB'nin sorunu haline gelecek''
Türkiye'nin AB ilişkilerine de değinen Bağış, Türkiye'nin AB sürecine farklı soluk getireceğini, ancak AB uğruna Kıbrıs'tan vazgeçilmeyeceğini vurguladı.
AB üyesi olmadan, son 9 yıl içerisinde Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin üç kat arttığını, AB fonlarından tek kuruş almadan Cumhuriyet tarihinde yapılanın 2,5 katı yol yapıldığını, okul, hastane, baraj yapıldığını, Türkiye'nin bu yılın ilk 6 ayındaki büyüme oranının yüzde 10,2 olduğunu, bu büyümede küresel sermayenin Türkiye'ye yaptığı yatırımların büyük katkısı olduğunu anlatan Bağış, küresel sermayenin yüzde 92'sinin AB üyesi ülkelerden geldiğinde işaret etti.
Bağış, ''Yani Avrupa'nın iş dünyası Türkiye'nin potansiyelini görmüş. Siyasileri Kıbrıs yüzünden engeller çıkarıyormuş, onların sorunu. Kendi yatırımcıları buraya gelmeye başladılar. Artık Türkiye'nin AB üyeliği Türkiye'den çok AB'nin sorunu haline gelecek. Avrupalılar, Türkiye için 'aman vazgeçmesin, aman kaçmasın, aman bu potansiyel bize lazım' diyecekler'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin müzakere sürecini yavaşlatabileceğini, dondurabileceğini, ama reform sürecinin hiçbir şekilde engellenemeyeceğini kaydeden Bağış, bugün artık Avrupa'nın Türkiye'siz yapabilme ihtimali olmadığını belirtti.
Türkiye'nin Avrupa'nın her türlü projesinin içinde olduğuna işaret eden Bağış, ''Rum tarafı engel çıkaracakmış, hani tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış...Bugün referandum olsa herhalde Türk halkının çoğu da Avro bölgesine girmek istemeyecek. Girenlerin halini görüyoruz'' dedi.
Yunanistan'ın düştüğü duruma üzüldüğünü de ifade eden Bağış, ''İnşallah bir an evvel toparlarlar. Türkiye'de de bir gecede yüzde 8 bin faizlerin ödendiği geceleri biz yaşamıştık, 1999'lu yıllarda. Ama son 10 yılda, azimle, kararlılıkla Türkiye nereden nereye geldi. Demek ki isteyince oluyor'' diye konuştu. Bağış, tüm bunların AB üyeliği olmadan yapıldığına işaret etti.
Bağış, ''Türkiye ne Kıbrıs için AB'den vazgeçer, ne AB için Kıbrıs'tan vazgeçer. İkisinde de haklı olduğumuz noktalar var; her ikisinde de objektif yaklaşım bekliyoruz'' dedi.
Kıbrıslı Türk veya Rum olsaydı, Türkiye'nin AB üyeliği için Türkiye'nin AB müzakerecisinden daha fazla çalışmış olacağını dile getiren Bağış, Türkiye'nin AB üyeliğinin Kıbrıs için en ucuz sigorta poliçesi olduğunu vurguladı.
Rum tarafının Akdeniz'de petrol ve doğal sondajına başlamasının bir provokasyon olduğunu, Rumların, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanların piyonu olduğunu ve Truva atı oynadığını kaydeden Bağış, Rum tarafının artık çözüm ve barış istediğini ispat etmesi gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs'ta siyasi eşitlikten yana bir çözüm için tavırlarını sürdüreceklerini kaydeden Bağış, şöyle devam etti:
''Türkiye bugün tarihinin en güçlü konumundadır. Kozlar bizden yanadır, zaman bizim lehimize işlemektedir. Herkes müsterih olsun. Türkiye, hamdolsun, istikrarlı bir yönetimle, güçlü bir ekonomik potansiyelle, genç, dinamik bir nüfusla, Avrupa'nın en güçlü ordusuyla, en güçlü sanayisi ile bugün çok farklı bir noktadadır. Türkiye ne 1974'ün, 80'lerin, ne 90'ların Türkiye'sidir. 2011 Türkiye'si Avrupa'nın 6. dünyanın 15. en büyük ekonomisidir. Çözüm olursa ne ala, olmazsa o zamanda çözümsüzlüğün bedelini de hiçbir şekilde ne Türkiye Cumhuriyeti öder, ne KKTC'ye ödettiririz. Çözümsüzlüğün müsebbibi kimse, çözümün önünde engel olarak duran kimse biz onların bu faturayı ödemesinin yollarını da buluruz.''
-Papa seçimi gibi-
Bağış, Ercan Havaalanı'nın uluslararası uçuşlara açılması ile Rum gemi ve uçaklarına Türkiye'nin hava ve deniz limanlarını açacaklarını ifade ederek ''hodri meydan'' dedi ve ''Bunu açmamız da tanımak anlamına gelmez. 1987 yılına kadar açık olan limanları yeniden açmak, 1987 öncesi gibi sadece ticaret sağlar. Hiçbir şekilde diplomasi tanıması kapsamına girmez'' diye konuştu.
Kıbrıs sorununun çözümünde samimi olduklarını ifade eden Bağış, sorunun çözümü için, tarafların, Papa seçiminde olduğu gibi bir odaya kapatılıp, çözüm olmadan çıkmamasını istediklerini, buna sıcak yaklaşılmadığını, demek ki niyetlerde sıkıntı olduğunu sözlerine ekledi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara