Dolar

34,8733

Euro

36,6790

Altın

3.036,75

Bist

10.129,50

Göbek deliğinden böbrek ameliyatı iz bırakmıyor

Böbrek hastaları, ameliyat sonrası vücutlarında kalacak izlerin tedirginliği yaşıyor. Özellikle bayanların estetik görünümleri için çok önemli olan ameliyat izi, artık böbrek ameliyatlarının göbek deliğinden girilerek, hiç iz bırakmadan gerçekleşmesi

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-03 12:13:06

Göbek deliğinden böbrek ameliyatı iz bırakmıyor
Böbrek hastaları, ameliyat sonrası vücutlarında kalacak izlerin tedirginliği yaşıyor. Özellikle bayanların estetik görünümleri için çok önemli olan ameliyat izi, artık böbrek ameliyatlarının göbek deliğinden girilerek, hiç iz bırakmadan gerçekleşmesiyle son buluyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Üroloji ve Organ Nakli Bölümü'nden Op. Dr. Mert Altınel, göbek deliğinden böbrek ameliyatları hakkında bilgi verdi. Altınel, dünyada ilk uygulamaları 1991'de başlayan ve 2000'li yıllardan sonra yaygınlaşan laparoskopik böbrek ameliyatları, ameliyat teknolojisindeki gelişmelerle yeni bir boyuta standart laparoskopik ameliyatlar, karın bölgesine 3-4 delik açılması ve ameliyatın bu deliklere yerleştirilen "port" adı verilen aletlerin içinden yapılmaktayken, artık ameliyatın tamamı göbek deliğinin içinden gerçekleştirilebildiğini ifade etti. Altınel, "Bunun sonucunda vücudunuzda hiçbir iz kalmadan önemli bir böbrek ameliyatı olmanız mümkün hale geliyor." dedi.

TÜM BÖBREK HASTALARINDA BU YÖNTEM UYGULANABİLİYOR
Op. Dr. Altınel, ameliyatın yöntemleriyle ilgili şu bilgileri verdi: "Bu ameliyat için; göbek deliğinin içine dışarıdan görünmeyen, 2 santimetrelik bir kesi yapılıyor ve tüm laparoskopik aletlerin içinden geçirilebildiği tek bir port göbek deliğine yerleştiriliyor. Daha sonra kamera ve özel cerrahi aletler, bu tek porttan geçirilerek ameliyat gerçekleştiriliyor. HD (yüksek çözünürlüklü) kamera sistemi, görüntüyü yine HD bir ekrana aktarıyor ve cerrahi ekip bu ekrandan en küçük ayrıntıları bile görerek ameliyatı gerçekleştiriyor. Bu ameliyatlar için standart laparoskopik ameliyatlarda kullanılan cerrahi aletlerden daha farklı olan ve uç kısmı her yöne hareket edebilen özel laparoskopik aletlerin kullanılması gerekiyor. Aynı zamanda son yıllarda üretilen ve uç kısmı bükülerek değişik açılardan görüntü veren özel kamera sistemleri, bu ameliyat tekniğini kolaylaştırılıyor. Böbrek ameliyatlarının büyük bir kısmı 'Göbek Deliğinden Tek-port Cerrahisi' denilen bu teknikle yapılabiliyor. Örneğin, çalışmayan ve içi iltihapla dolu böbrekler bu ameliyatla çıkarılabiliyor. Böbrek ne kadar büyük olursa olsun, ameliyatın bitiminde özel bir torbanın içine yerleştiriliyor ve göbek deliğinden 'morselatör' denilen bir aletle parçalanarak vücut dışına alınıyor. Böylece böbreğin uzunluğu 15 santimetre olsa bile, göbek deliğindeki 2 santimetrelik keseden dışarı çıkarılması mümkün hale geliyor. Böbrek kanserlerinin bir kısmı ve böbreğin toplayıcı sistemine yerleşmiş büyük taşlar da bu metodla tedavi edilebiliyor. Aynı zamanda böbreküstü bezinde yerleşmiş kitleler de bu ameliyat tekniğiyle iyileştirilebiliyor. Böbrekten mesaneye uzanan ve 'üreter' denilen idrar kanalında oluşacak hastalıklar da bu ameliyat tekniğiyle tedavi edilebiliyor."

'AŞIRI KİLOSU OLAN KİŞİLERE BU AMELİYAT UYGULANAMIYOR'
Aşırı kilolu kişilerde bu ameliyatın uygulanmadığını söyleyen Altınel, "Göbek deliğinden laparoskopik tek-port böbrek ameliyatı olmak için en önemli nokta aşırı kilolu olmamak. Çok şişman insanlarda göbek deliği böbreklerden çok uzak hale geldiğinden, bu ameliyat zorlaşıyor ve bazen imkansız hale gelebiliyor. Yani zayıf insanların bu ameliyattan yararlanabilme ihtimali obez insanlardan daha fazladır. Bunun yanında unutulmaması gereken nokta; bu konuda kesin sınırların ve kısıtlamaların olmadığı ve gerekli cerrahi aletler mevcutken herkesin bu cerrahiye aday olabilmesidir. Daha önce geçirilmiş mide, bağırsak ve safra kesesi gibi karın cerrahileri de göbek deliğinden yapılacak ameliyatları zorlaştırabiliyor." diye konuştu.
Göbek deliğinden yapılan böbrek ameliyatlarının açık cerrahiyle kıyaslandığında hastaya büyük avantajlar sağladığını kaydeden Altınel, "Öncelikle ameliyattaki kanama miktarı çok daha azdır. Büyük bir ekranda dokuların 15-20 kere büyütülerek görülmesi, daha hassas bir ameliyat yapılmasını sağlar ve kanama miktarını azaltır. Hastalar ameliyattan sonra daha az ağrı çekerler ve ameliyat sonrası kullanılan ağrı kesici ilaç dozları belirgin olarak düşüktür. Hastalar ameliyattan sonraki gün taburcu olabilirler ve birkaç gün içinde normal günlük aktivitelerine ve işlerine dönebilirler." dedi.

Haber Ara