Yener: 24 askerin şehit edilmesinden Genelkurmay sorumlu (Özel)
Geçici Köy Korucuları Haklarını Koruma Yardımlaşma Derneği Başkanı Ali Haydar Yener, Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde 24 Mehmetçiğin şehit olmasından Genelkurmay ve o karakolun komutanı ile birlik komutanının sorumlu olduğunu iddia etti. Bunları getirip
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-02 13:12:33
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Ali Haydar Yener, aklın yolunun bir olduğunu söyledi. Kamuoyu nezdinde bu sorunların muhatabı olacaksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şu anki mevcut hükümetinden güvenlik güçlerine kadar yetkili bütün birimlerin bu konularda birinci derecede sorumlu olduklarını düşündüğünü dile getiren Yener, şöyle devam etti: "Geçici köy korucuları kesinlikle bir emniyet birimi değil. Kendi üzerine kurulmuş yetkili bir birim değildir. İl ve ilçelerde kolluk kuvvetlerine bağlı vatandaştırlar. Kanunen kendilerine bir sorumluluk verildiğinde, kendilerini koruma ve müdafaa etme sorumluluğu verilmiştir. Korucuların elbiseleri, bugün bütün ihale firmalarında ihale yapılıp korucularımıza kolluk kuvvetleri aracılığıyla verilmektedir ve bunlar zimmetlidir. Bunların belli kullanma süreleri vardır. 'Korucuların elbiselerini giymişler' iddiası çok komiktir. Çünkü korucuların elbisesi her tarafta temin edilebiliyor. Bu bir gerekçe değil. Korucularımıza bir görev verildi, o noktada bir ihmalleri mi oldu? O zaman orada mevcut sorumlu kimse; kendilerine belirlenen noktalarda yalnız nöbet tutma gibi bir sorumlulukları yoktur. Korucular yalnız o noktalarda dikiliyorsa, bu bir suçtur. Bu suçu kim işliyor; kaymakam, vali ve birlik komutanları işliyor. Korucuların tek başlarına kalmaları kanunen sakıncalıdır. Geçici köy korucuları, köy hudutları dışında takviye güç amaçlı görevlendirilebilir. Güvenlik güçleri varsa onlar da vardır, güvenlik güçleri yoksa onlar da yoktur. Eğer oraya birlik komutanı, askerini göndermeyip korucuyu yalnız oraya göndermişse; korucu orada PKK ile işbirliği yapmışsa, bunun sorumlusu birlik komutanıdır. Sorun oraya bu vatandaşı başı boş gönderen insandadır."
Bir uzman çavuşun tutanağıyla dahi işinden olabilecek bir korucunun bu kadar cesaret edip ihmalkâr davranacağını zannetmediğini belirten Yener, işlerinden, 25 yıl hizmetinden olurlar diye çok hassas davrandıklarını ve verilen görevleri de hassas yaptıklarını ifade etti.
"SALTANATLARI İNSAN KANI ÜZERİNE KURULMUŞ"
PKK terör örgütünün bitirilmesi konusunda bir de çağrıda bulunan Yener, "Kolluk kuvvetleri, hükümet yetkilileri gelsin, bu ülkede bir tane daha şehidin verilmemesi için gelin masaya oturalım. PKK biter; 6 ay içinde PKK denilen bir şey kalmaz, huzur sağlanabilir. Ama bu huzurun sağlanmasını istemeyen güçler var. Çünkü dünyada bunların saltanatı, yaşantısı insan kanı üzerine kurulmuş; bu kan dökülmeden bunlar beslenemezler ve ihaleleri iptal olur, gelirleri gider, rantları yok olur. Bunun devamını isteyen güçler, yönetimde söz sahibi olan insanlardır. Bize fırsat verildiğinde Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza, Genelkurmay Başkanımıza hodri meydan... Diyarbakır mı, Bingöl mü, Erzurum mu diyorsunuz; bir program düzenleyelim. Bu işin gerçeklerini herkes gelsin anlatsın. Kimse zan altında kalmasın." diye konuştu.
"24 ŞEHİDİN VERİLMESİ MANTIĞIMA UYMUYOR"
"Millet korkuyor, hakikati söyleyemiyor. Benim bir karakolumda 24 tane askerimin şehit edilmesi Genelkurmay sorumludur, o karakol komutanı sorumludur, o birlik komutanı sorumludur." diyen Yener, şunları söyledi: "Nasıl bir vatandaş elini kolunu sallaya sallaya gelip de bir karakolumu basıp da 24 tane askerimi öldürüp, hiçbir şey olmadan çekip gidebiliyor. Ben burada bir korucuysam, bir köy 50 hanedir. Ben 50 haneyi 10 tane korucumla koruyabiliyorsam; bir tane PKK'lı cesaret edip benim köyümün hududuna yaklaşamıyorsa, benim elimde bir tane keleş var. Oysa karakollarımda her tür teknoloji vardır, her tür silah vardır. Benim mantığıma uymuyor. Bunları getirip korucularıma mal etmenin bir anlamı yok."
Şuan 60 bine yakın korucu bulunduğunu dile getiren Yener, arkadaşlarının çeşitli illerden arayıp dert yandığını belirterek "Başkan, 1992-1993'te burada 2–3 bin terörist kol atarken teröriste karşı benim koruma imkânım vardı. Terörü ben kovalıyordum, terör kaçıyordu. Ama bu durumda ben evime sokulmuş, elim kolum bağlanmış kendimi müdafaa edecek durumda değilim. Şehir merkezine gittiğimde silahımı taşıyamıyorum. Eskiden şehre giderken silahlı gidiyorduk, aracımızda silah oluyordu. Tacizlere, tehditlere boyun eğmiyorduk. Şimdi diyorlar ki askeriye, kolluk kuvvetleri kendi kışlalarına çekilmiş, 3 metre duvarlarını çekmişler. Emniyet görevlileri de silahlı bizi şehir merkezine sokmuyor. PKK da cirit atıyor, bizi tehdit ediyor. Ben ne yapayım, kendimi savunacak durumda değilim." dediklerini aktardı.
Yener, "Korucu benim babam bile olsa kim PKK terör örgütüne yardım yataklık veya bir sempati tespiti halinde, derhal ve derhal infazını ben kendim istiyorum. Böyle bir şey olamaz, asla ve asla hata kabul edilemez. Bir camiaya bu tür durumlarda aciz kalıp, bunları öne sürerek kendilerini temize çıkaramazlar. Genelkurmay Başkanı hangi bölgede hangi zayiatı gördüğü takdirde, o bölge komutanına derhal cezaiyi işlem uygulamalıdır. Derhal görevinden almalıdır ki bir daha olmasın. Biraz hassas, samimi, ciddi olmak lazım." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara