Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

Korku bariyerleri yıkıldı!

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Arap baharı'' diye adlandırılan gelişmelerle birlikte, buradaki insanların tarihin akışına dahil olmaya karar verdiğini belirterek, ''Bu, İslam ve demokrasi arasında daha fazla uyum getirecek'' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-01 12:59:15

Korku bariyerleri yıkıldı!
İhsanoğlu, Conrad Otel'de düzenlenen İstanbul Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Arap dünyasında yaşananlar için ''bahar'' ifadesinin doğru olmadığını belirterek, gelişmelerin diktatörlerin sonbaharı olduğunu söyledi.

Gelişmeleri, ''devrim'' olarak nitelendirmenin de doğru olmadığını belirten İhsanoğlu, ''Ben yaşananları 'tarihsel akışa dahil olmak' şeklinde tanımlıyorum'' dedi.

İhsanoğlu, Arap dünyasındaki değişim dalgasının, Tunus'la birlikte korku bariyerlerinin yıkılmasıyla mümkün kılındığını ifade etti.

Ekmeleddin İhsanoğlu, ayaklanmalardaki sloganların üç temel talebi dile getirdiğini belirterek, bu talepleri refah içinde bir yaşam, uzun süredir varlığını sürdüren totaliter rejimlerden kurtulma ve ülkelerinde özgür, onurlu vatandaşlar olarak yaşama şeklinde sıraladı.

Bu ayaklanmaların tarihsel olarak bu dönemde ortaya çıkmasının ise demografik ve sosyo-ekonomik parametrelerden kaynaklandığına işaret eden İhsanoğlu, bu toplumlardaki sosyal adaletsizlik, çeşitlendirilmemiş üretim sistemi, eğitimsizlik, sağlık ve eğitim olanaklarına erişim imkanlarının kısıtlılığı, genç nüfus ve işsizlik gibi unsurlara dikkati çekti. İhsanoğlu, genç nüfusun topluma dinamizm ve bazı mal ve hizmetlere yoğun talep getirdiğini, orta sınıfın büyümesinin daha fazla özgürlük, siyasal faaliyet gibi talepler ortaya çıkardığını anlattı.

-''Korku bariyerleri aşıldığında, kitlelerin önünde hiçbir şey duramaz''-


Arap dünyasındaki bu gelişmeler ortaya çıkmadan önce, demokrasinin gelişeceği, çok partili ve özgür seçimlerin yapılacağı ilk ülkenin, Tunus olacağı görüşünde olduğunu söyleyen İhsanoğlu, Tunus'un, büyük orta sınıf, Avrupa kültürüyle yakın bağlantı, açık bir toplum gibi özelliklerinin altını çizdi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Arap coğrafyasında yaşanan hareketlerin ortak özelliğinin, bir liderlik altında organize olmamalarından ve bir siyasal programları bulunmamasından kaynaklandığını dile getirerek, ''Gençlerin, düş kırıklığı korku bariyerlerini yıktı. Korku bariyerleri aşıldığında, kitlelerin önünde hiçbir şey duramaz. Bu olaylar, insanlar istediğinde değişimin gelebileceğini de kanıtlıyor. Bu değişim, içeriden ve kendiliğinden gelişen bir değişimdir'' diye konuştu.

Libya'nın, Tunus ve Mısır gibi örneklerden farklarına işaret eden İhsanoğlu, burada kabile yaşantısının devam ettiğini, tek adam yönetimi altında bir devlet geleneğinin oluşmadığını anlattı.

-İİT'de paradigma değişimi-

İİT'nin bu resmin neresinde bulunduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan İhsanoğlu, İİT'nin 2005 yılında kabul edilen 10 yıllık eylem planında ilk kez insan hakları, demokratikleşme, şeffaflık, hesap verebilirlik, yolsuzlukla mücadele gibi temel değerlere yer verildiğini; daha sonra İİT'nin değiştirilen tüzüğüne de bu değerlerin dahil edildiğini anlattı.

İhsanoğlu, ''2005'ten 2008'e İİT'de bir paradigma değişimi yaşadık. 27 İslam ülkesinin temsilcisi olan İİT, artık bu değerleri savunuyor'' dedi.

Libya'da pek çok ülke ve kuruluş, pozisyonlarını açıklama konusunda tereddütte iken, İİT'nin muhalif güçlere desteğini ifade ettiğini söyleyen İhsanoğlu, Arap ülkelerindeki dönüşüme destek olmak için siyasal ve insani çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

-''Bugün dünden çok farklı, yarın bugünden çok farklı olacak''-

Türkiye ve Arap dünyasında yaşananlar arasındaki ilişkiye de değinen İhsanoğlu, ''Tunus ve Mısır'da bundan sonra ne olacak diye baktığımızda, bana göre, Tunus daha çok Türkiye'ye benzer bir gelişme gösterecek. Bu Nahta Hareketi'nin daha netleşmiş pozisyonu ve ülkenin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeyinden kaynaklanıyor. Mısır'ın ise daha çok Endonezya'ya benzeyeceğini düşünüyorum. Orada da askeri yönetim açısından benzerlikler bulunuyor'' değerlendirmesinde bulundu.

Bu değişimlerin sonucunda İslam ve demokrasi arasında bir uyumun oluşacağı görüşünü dile getiren İhsanoğlu, ''İnsanlar tarihin akışına dahil olmaya karar verdi. Bu, İslam ve demokrasi arasında daha fazla uyum getirecek'' dedi.

Tunus'ta, ''yasemin devrimi''yle başlayan ve Mısır ve Libya'ya yayılan değişim rüzgarının bir felakete dönüşmemesi için politikacıların çok dikkatli ve farklı bakış açılarıyla olayları ele alması gerektiğini söyleyen İhsanoğlu, sözlerini, ''Bugün dünden çok farklı, yarın bugünden çok farklı olacak'' diye tamamladı.

AA

Haber Ara