Tahliye talebine Deniz Feneri ve Hizbullah'ı örnek gösterdi
Odatv'de yapılan aramalara ilişkin dava kapsamında tutuklu bulunan 5 sanığın, Ankara'da yürütülen 'Deniz Feneri e.V.' soruşturmasındaki şüpheliler ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 'Hizbullah davası' kapsamındaki sanıkların tümünün serbest bırakılması emsal gösterilerek tahliye edilmesi talep edildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-31 13:15:01
Odatv'de yapılan aramalara ilişkin davanın tutuklu sanıkları Şükrü Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un avukatı Hüseyin Ersöz, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında bulunan ve davanın görülmeye başlanacağı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine, evrensel insan hakları, Anayasa'nın 10. maddesinde de düzenlenen 'Kanun önünde herkes eşittir' prensibi ve emsal yargılama süreçleri çerçevesinde sanıkların tahliye edilmesi talebini içeren bir dilekçe sundu.
Dilekçede, sanıklar Yurdakul, Terkoğlu, Pehlivan, Çakır ve Musluk'un 8 aya yakın bir süredir tutuklu oldukları hatırlatılarak, Ankara'daki 'Deniz Feneri e.V.' soruşturması sürecinde toplam 6 kişinin, 3,5 aylık tutukluluk sürelerinin ardından 'tutukluluğun devam etmesi halinde tedbirin cezaya dönüşme ihtimalinin bulunması' gerekçe gösterilerek serbest bırakıldığı ifade edildi.
"Bu durumda ya Ankara'daki mahkemenin, ya da mahkemenizin vermiş olduğu kararın hatalı olduğu ihtimali üzerinde durulması gerekmektedir. Öyle ki devam eden yargılama sürecinde 8 ayı aşkın tutukluluk süreleri var iken söz konusu soruşturma sürecinde 3,5 aylık tutukluluk halinin sonunda tahliye kararı verilmiş olması, Ankara ve İstanbul'da uygulanan hukuk kurallarının birbirinden farklı mı?' olduğu sorusunu akıllara getirmektedir" ifadesi kullanılan dilekçede, tahliye süreciyle ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Bunları tahliye eden hakimin verdiği kararın, başka davalardaki hakimlere örnek olmasını diliyorum" sözlerinin de Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen kanun önündem eşitlik ilkesini akıllara getirdiği dile getirildi.
"Uygulamada eşitsizlikler"
'Odatv'de yapılan aramalara ilişkin dava ile 'Deniz Feneri e.V.' soruşturması arasında delil durumu ve tutuklulukta geçen süre kriterleri açısından uygulamada ciddi anlamda eşitsizlikler bulunduğu iddia edilen dilekçede, "Bu noktada sorgulanan temel husus, 'Deniz Feneri' soruşturmasında şüpheli konumunda bulunan kişilerin serbest bırakılması olmayıp, ülkenin iki farklı ilinde aynı hukuk kuralının nasıl oluyor da adalet duygusunu ortadan kaldıracak, adil yargılamaya olan inancı sarsacak şekilde taban tabana zıt bir şekilde uygulanıyor olmasıdır" denildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen 'Hizbullah davası' sanıklarının, geçtiğimiz günlerde görülen ilk duruşmada serbest bırakılmasına da dikkat çekilen dilekçede, "Bir dönem medyaya yansıyan görüntülerle gündeme gelen bu kişiler serbest kalırken, salt gazetecilik faaliyeti sebebiyle dosya kapsamındaki sanıkların özgürlüklerinin kısıtlanmaya devam edilmesinin izaha muhtaç bir yanının olduğu şüphesizdir" ifadesi kullanıldı.
Balyoz ve Poyrazköy davaları sanıklarına da tahliye talebi
Avukat Hüseyin Ersöz, "Balyoz Planı" davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine de bir dilekçe sunarak, 9 aydır tutuklu olan Çetin Doğan, Süha Tanyeri, Kadir Sağdıç, Mehmet Fatih Ilğar, Nedim Ulusan ve Dursun Çiçek'in, 7 aydır tutuklu olan Hakan Büyük ve 5 aydır tutuklu olan Ahmet Zeki Üçok'un da aynı gerekçelerle tahliye edilmesini istedi.
"Poyrazköy'de bulunan mühimmat" davasına bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine de aynı içerikte bir dilekçe sunan avukat Ersöz, dava kapsamında 32 aydır tutuklu olan emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın da yine aynı gerekçelerle serbest bırakılmasını talep etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara