Bayrak, “Mikroskobik olarak bazı yemlerde ölü böcekler ile bunların larvalarını görebiliyoruz. Et ürünlerinde bazı istenmeyen patolojik bağırsak hastalıklarına yol açabilecek maddelere rastlayabiliyoruz diyerek vatandaşları karşı uyardı.
Tüketilen gıda maddeleri ile ilgili insanların kafasında beliren soru işaretleri Florya’da hizmet veren İstanbul Gıda Kontrol Laboratuar Müdürlüğü tarafından gideriliyor. Bu laboratuarda her gün 50 ila 100 arasında numunenin analizi yapılıyor. Bu rakam ayda bin 500’e kadar çıkabiliyor. İstanbul genelinde hizmet veren özel laboratuarlar da var; ancak bu laboratuarın sahip olduğu teknik donanıma Türkiye’nin her hangi bir yerinde rastlamak zor.
Et ürünlerinden süt ürünlerine, hayvansal yemlerden alkol tüketim maddelerine kadar çok geniş bir ürün analiz kapasitesine sahip laboratuarın teknik donanım maliyeti bir milyon liranın üzerine kadar çıkıyor.
Çalışanlar laboratuara gelen bütün numuneleri titizlikle inceleyip rapor haline getirdikten sonra gerekli yerlere geri gönderiyor. Çıkan raporların sonucuna göre yasal işlem yapıldığı da oluyor işletmenin görevine normal olarak devam ettiği de olabiliyor.
İstanbul Gıda Kontrol Laboratuarı Müdürü Dr. Yunus Bayrak, gıda, yem ve su ürünleri başta olmak üzere çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olduklarını anlattı. Gıda olarak et ve süt ürünlerinden çocukların kullandığı şekerlere kadar bütün tüketim maddelerinin analizlerini yaptıklarını anlatan Bayrak, laboratuara numunelerin İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden, ilçe müdürlüklerinden denetim amaçlı geldiğini belirtti.
Vatandaşların bakanlık hattına yaptıkları şikayetlerin sonucunda da kendilerine numunelerin geldiğini ifade eden Bayrak, “Bunun dışında vatandaşın kullanmış olduğu gıdalarda herhangi bir şikayeti söz konusu ise bakanlığımızın açmış olduğu Alo 174 Gıda Hattı’nı arayarak şikayette bulunuyorlar. Bu numuneler laboratuarımıza intikal ettiriliyor. Eğer ürünler sağlıklı çıkmışsa herhangi bir müeyyideyi gerektirmiyor, eğer insan sağlığını ya da hayvan sağlığını olumsuz etkileyecek bir sonuç varsa burada cezai işlemler devreye girer. Bize numune olarak ithalat ihracat denetim ve özel istek numuneler gelmektedir.” diye konuştu.
'BİSKÜVİ DE JELATİN, MEYVE SULARI VE EKMEK ZARARLI MADDELERE RASTLIYORUZ'
Gıda numunelerini incelerken ilginç sonuçlarla da karşılaştıklarını ifade eden Bayrak, Bisküvi, ekmek, meyve suyu ve şeker gibi ürünlerde zaman zaman zararlı maddelere rastladıklarını aktaran Bayrak, “Ancak bisküvide jelatin karışımı olabiliyor. Ekmek maddelerinde yabancı maddeye rastlayabiliyorsunuz. Veya meyve suyunun dibinde pelteleşmiş, kir kalıntısı, ahşap malzeme kalıntısına rastlayabiliyoruz.
Mikroskobik olarak bazı yemlerde ölü böcekler ile bunların larvalarını görebiliyoruz. Fiziksel olarak analiz sonuçlarında bunu görebiliyoruz. Mikrobiyolojik olarak bazı istenmeyen patolojik bağırsak hastalıklarına yol açabilecek maddelere et ürünlerinde rastlayabiliyoruz. Zaman zaman basında da çıktığı gibi alkol zehirlenmesi olabiliyor. Savcılık emniyet ya da il tarım müdürlükleri aracılığıyla bize gelen alkollü içkilerde yüksek metil alkole rastlanıyor. Bunun müsaade edilen limitin üzerinde olduğunu tespit ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
‘YOĞURT VE SÜT ÜRÜNLERİNDE KÜF ÖNLEYİCİ MADDELER ÇIKABİLİYOR’
Bayrak, “Merdiven altı diye tabir edilen yerlerde satılan ürünlerde eğer bu hayvansal ürünse, et ve et ürünüyse, daha fazla sıkıntılar devreye girebilmekte, örneğin yoğurt ve sütte küf önleyici maddelere rastlanabiliyor. Yoğurtta jelatine rastlayabiliyoruz. Daha koyu kıvam vermek amacıyla bunu yapabiliyorlar.” diye konuştu.
Cihan