İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde taleplerin alındığı duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanık ve avukat sayısını dikkate alarak konuşma süresinin 15 dakika olduğunu belirterek, bu süreye uygun talepte bulunulmasını istedi.
Tutuklu sanıklardan emekli albay Dursun Çiçek, örgüt üyesi olarak suçlanan kişilerin de örgüte kendi bilinçleriyle katılmaları gerektiğini belirterek, ''Burada örgüt olarak yargıladığınız davada, silah arkadaşlarımıza bir bakın. Kimi kendi isteği dışında atandığını söylüyor, kimi de üçlü kararname ile atandığını söyledi'' diyerek, bu kişileri atayanların da örgüt yöneticisi olarak yargılanmasını talep etti.
Tutuklu sanıklardan avukat Serdar Öztürk de cezaevinde bilgisayar kullanma sürelerine kısıtlama getirildiğini belirterek, bu durumun da savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğini öne sürdü. ''Ergenekon'' kapsamındaki yargılamaların Yassıada yargılamasıyla kıyaslandığını ifade eden Öztürk, ''Burada delillerin sahte olduğunu, neden bu suçlamanın yapılamayacağını delilleriyle size sunduk. Oysa Yassıada'da suçlamaların birçoğu doğruydu. Bizim yargılanmamız yılları buldu ama Yassıada'da yargılama 9 ay sürdü. Radyodan da naklen yayınlandı. Asılmaları büyük bir hataydı ama suçları sabitti, yargılama haklıydı'' dedi.
Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim de ihbar mektubunda adı geçenlerin sanık olarak yer aldığını belirterek, kendi adının ise hiçbir ihbar mektubunda yer almadığını söyledi.
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı''nın taslağı olduğu iddia edilen ve Gölcük'te bulunan ''Proje'' belgesini hazırladığı iddialarına değinen Sevim, ancak bu konudaki ihbar mektubunda kendi adına yer verilmediğini anlattı.
'ÖRGÜTÜN SÖZDE STRATEJİSİNİ AÇIKLASINLAR'
Sevim, ''Proje'' belgesinin 2 Mart 2008 tarihinde oluşturduğu ve 21 Mart 2009'da son kez kaydettiğinin iddia edildiğini anlatarak, ''Bu tarihler Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığının son dönemi, İlker Başbuğ'un ilk dönemidir. Büyükanıt ve Başbuğ'un tanık olarak dinlenilmesini talep ediyorum'' diye konuştu.
2007 yılı Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura'da amiralliğe terfi ettirilerek Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı'na getirildiğini belirten Sevim, ''Bana telefon ederek haber veren eski Deniz Kuvvetleri Komutanları Oramiral Yener Karahanoğlu ve Metin Ataç'ın da tanık olarak dinlenilmelerini talep ediyorum. Beni niye tayin etmişler, örgütün sözde stratejisini açıklasınlar'' dedi.
'ERGENEKON'LA DENİZ FENERİ ARASINDA 7 FARK VAR'
Tutuklu sanıklardan eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım da ''Ergenekon'' davaları ile ''Deniz Feneri'' soruşturması arasında 7 fark olduğunu belirterek, bunları şöyle açıkladı:
''Deniz Feneri'nde tutukluları, AK Parti milletvekilleri ve gazetecileri ziyaret ediyor. Ergenekon'da tutukluları muhalefet milletvekilleri ve gazeteci meslek örgütleri ziyaret ediyor. Deniz Feneri tutuklularını ziyarete gidenler kendilerini gizliyor, fotoğraf çektirmiyor. Ergenekon sanıklarını ziyaret edenler cezaevi önünde basın açıklaması yapıyor, çadır kurup tutuklulara sahip çıkıyor. Deniz Feneri'nde tutuklayan savcılar sürülür, Ergenekon'da tahliye veren hakimler sürülür. Deniz Feneri'nde 3 ay tutukluluk ceza olarak görülür. Ergenekon'da 3 yıllık tutukluluk zaten cezaya dönüşmüş. Deniz Feneri 'yüzyılın soygunu' davasıdır. Ergenekon 'yüzyılın muhalif avı' davasıdır.''
'YARGILAMA ASKERİ MAHKEMEDE OLMALI'
Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu da internet andıcından dolayı ne iddia edilen örgütün ara yönetici olduğunu, ne de ''Ergenekon''un üyesi olduğunu belirtti.
Andıcın yasal ve hukuka uygun olduğunu, asker kişilerin askeri mahalde hazırladıkları bir doküman olduğunu ifade eden Otuzbiroğlu, andıçta suç unsuru varsa yargılama yerinin de askeri mahkeme olduğunu kaydetti.
Otuzbiroğlu, tutuklu sanıklardan Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun olumlu görev uyuşmazlığı oluşması için dosyanın Askeri Yargıtay Başsavcılığı'na gönderilmesi talebinin işleme konulmasını istedi. Duruşmada sanıkların taleplerinin alınmasının ardından avukatların taleplerine geçildi.
Hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler'in avukatı Ertuğrul Gülsoy, müvekkilinin 2 gün önce GATA'da ikince kez bypass ameliyatı olduğunu belirterek, Taşdeler'in hiçbir beyanda bulunamayacak durumda olduğunu söyledi.
Gülsoy, müvekkili hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.
'ENGİZİSYON MAHKEMESİNE ÇEVİRDİNİZ'
Dursun Çiçek'in avukatı olan kızı İrem Çiçek de talep konuşması sırasında avukatlara tanınan 15 dakikalık süreyi aştığı gerekçesiyle mahkeme heyeti tarafından uyarıldı.
''3 sayfam kaldı. Engizisyon mahkemesine çevirdiniz'' diye konuşan Çiçek'in bazı sözleri üzerine Başkan Özese ve üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından ''savunma sınırlarını aştığı'' gerekçesiyle de ikaz edildi.