Filistinli esirler acı dolu anılarını anlattı
Filistinli salınan esirler bir yandan ailelerine kavuşmanın mutluluğunu yaşarken diğer yandan acı da olsa hapishanedeki zor günlerini anlattı. Salınan esirler, İsrail’in yaralılara daha da kötü davrandığını vurguladı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-25 08:19:04
Şalit Anlaşmasının ilk aşamasında salınan esirlerden bazıları hapishanede yaşadıkları zor günleri El-Cezire kanalına anlattı.
Esirlerden yaralı yakalananlar, yaşadıkları en zor anlardan birinin bu şekilde yakalanmak olduğunu, İsrail’in kendilerini tedavi etmek yerine bu durumlarını kullanmaya kalktığını vurguladı. 12 yıl hapis yatan bir esirin en acı anlarından biri ise gerisinde çocuk olarak bıraktığı oğullarından ikisinin yıllar sonra kaldığı koğuşa getirilmesi olmuş.
Hamas Hareketi ve İsrail arasında yapılan esir değişimi anlaşmasıyla salınan esirler her ne kadar ailelerine kavuşmanın mutluluğunu yaşasalar da işgal hapishanelerinde geçirdikleri acı ve işkencelerle dolu uzun seneleri akıllarından atamıyor.
Yaralanmış esirlerin yaşadıkları acılar diğerlerinin yaşadıklarından daha ağır. Çünkü gardiyanlar, esirlerin bu hallerini kendilerine baskı yapmak için kullanıyor ve kendilerine gerekli ilaçları getirmiyordu.
Hapishane hayatının çok zor olduğunu söyleyen 52 yaşındaki İsmail Musaleme, Batı Şeria’nın güneyi, Halil Kenti’nin batısında kalan Beyt Ava’daki evinde işgal güçleriyle girdiği çatışma sonucunda elinden yaralandığını ve tutuklandığını ifade etti.
Tedavi için bir İsrail hastanesine nakledilen, tedavi sırasında soruşturmaya tutulan ve tedavisi bitmeden Kudüs’te yer alan El-Meskubiyye Hapishanesi’nin soruşturma merkezine götürülüp orada dört ay kalan 27 yıllık cezasının 12 yılını dolduran Musaleme, müfettişlerin şantaj ve baskı için daima yarasını kullandığını vurguladı.
Baba ve çocuklar aynı koğuşta buluştu
Musaleme, hapis hayatında yaşadığı en zor anlardan birinin ise kendilerini henüz çocuk yaşta gerisinde bıraktığı oğullarından üçünün tutuklanarak, ikisinin kendisinin kaldığı koğuşa getirilmeleri olduğunu ifade etti. Bu karşılaşma anı, Musaleme ve koğuş arkadaşlarını ağlatan nadir anlardan biri olmuştu.
Hapis kaldığı 12 yılın ilk yarısını hiçbir şey düşünemeden geçirdiğini belirten Filistinli İsmail, kalan ikinci yarısında ise (2006 yılında Şalit yakalandıktan sonra) hep çıkma umudu beslediğini söyledi.
Salınanlar arasında yer alan Lütfi Ed-Derabi ise kendisi için tutuklanma sürecinde en zor anın yakalandığı an olduğunu ifade etti.
18 yılını hapiste geçiren Ed-Derabi işgal güçlerinin kendisini yaralı bir halde iken ambulans arabasından kaçırdığını ve o vakit henüz 17 yaşında olduğunu belirtti.
Her şey değişmiş
Sonra şöyle ekledi: ‘Hapishanedeki ilk yıllar en zor dönemdi. Çünkü o zaman küçüktüm ve kendimi ailemden, kardeşlerimden ve akrabalarımdan uzak; gurbette hissettim.’
Ed-Derabi’nin hapishanede yaşadığı en zor anlardan biri de işgal güçlerinin arada da olsa verdiği ziyaret izinlerinde kendisini görmeye gelen annesini 2003 yılında kaybetmesi olmuş. Serbest bırakıldıktan sonra annesini bulamayan, yerine bölgesini, oturduğu mahalleyi, insanları değişmiş, çocukları büyüyüp adam olmuş, evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş bulan ve ancak geride kalmış büyük yaştaki insanları tanıyabilen Ed-Derabi çok yabancılık çektiğine işaret etti.
Serbest bırakılan bir diğer esir Mahmut Sevitı ise 2000 yılında hapse atıldıktan sonra ana-babasını kaybettiğini, kardeşinin şehit düştüğünü, diğer kardeşininse tutuklandığını açıklayarak İsrailli asker Şalit esir alındıktan sonra hapishane idarelerinin Filistinli esirlere baskı yapmaya başladığını ve kendilerini en temel haklarından mahkum ettiğini vurguladı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara