Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Kirli hesaplarla yola çıkanlar yenilgiye uğrayacak'

Hak-İş Konfederasyonu 12. Olağan Genel Kurulu'na katılan ve terör konusuna değinen Başbakan Erdoğan, 'Türkiye bu beladan kurtulacaktır, terörden bir sonuç almayı bekleyenlerin hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Bu kirli hesaplarla yola çıkanlar, Türkiye'nin huzur ve istikrarını bozmak isteyenler muhakkak yenilgiye uğrayacaklardır' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-21 18:04:10

'Kirli hesaplarla yola çıkanlar yenilgiye uğrayacak'

Erdoğan, JW Marriott Otel'de düzenlenen Hak-İş Konfederasyonu 12. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sağlayan, emeğiyle, emeğiyle, alın teriyle, ürettiği değerlerle ülkesine büyük hizmetlerde bulunan geniş çalışan kesimlerin nabzının attığı genel kurulda işçilerle birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Hak-İş Konfederasyonu'nun 12. Genel Kurulu'nun hayırlı olmasını ve çalışanlar için bereketli sonuçlar doğurmasını temenni ettiklerini belirten Erdoğan, Hak-İş'in 36. kuruluş yıl dönümünü de kutladı.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bugün isterdik ki Türkiye'nin kalkınma heyecanını, gelişme ufuklarını paylaşarak sözlerimize başlayalım. Ancak maalesef buna imkan bulamıyoruz. Çünkü sadece bizim değil, bütün milletimizin gündeminde acılar var, kederler var.

Türkiye'yi geleceğe taşıyacak demokratik, adil, özgürlükçü yeni bir anayasa gündemiyle başlayan bir gün, maalesef yine terörün kirli yüzünü göstermesiyle karardı. Önce Güroymak'ta 5 polisimizi kaybettik. Ardından Çukurca'daki hain saldırıda 24 askerimiz şehit oldu. Dün yine Çukurca'da mayın patlaması sonucu bir askerimiz daha şehit oldu.''

-Teröre destek veren Avrupa ülkelerine tepki-

Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, şehitlere Allah'tan rahmet, şehitlerin ailelerine ve yakınlarına sabır diledi. Türk Milletine baş sağlığı dileklerini ileten Erdoğan, yaralı askerlere de acil şifalar diledi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Elbette üzgünüz, kederliyiz, milletçe yüreğimiz kanıyor, ciğerimiz yanıyor. Acımız çok. Bu insanlık dışı manzaranın müsebbibi olanları, bu menfur saldırıyı gerçekleştirenleri, bu cinayet şebekesine destek sağlayanları lanetliyoruz. Doğmamış bebekleri, küçük yaşta çocukları, düğüne derneğe giden genç kızları, insanları ibadete çağıran din görevlilerini gözünü kırpmadan öldürebilen bir cinayet şebekesiyle karşı karşıyayız.

Bizim vicdanlarımızın almadığı, yüreklerimizin kaldırmadığı, işitmekle bile kederlere gark olduğumuz bütün bu hadiseler, maalesef insanlıktan nasibi olmayan bazı kirli odaklar için basit strateji hamleleri olabiliyor ve ne yazık ki bugün hala, her türlü insani tahammül noktasının ötesine taşan bu eylemlerin failleriyle arasına mesafe koyamayan, terörü bütün yönleriyle mahkûm edemeyen zihniyetler var.

Bu zihniyetler içeride de var, dışarıda da var. Tarih bu zihniyetlerin sahiplerini elbette yazacaktır. İnsanlığın ortak vicdanı, bebek demeden, çocuk demeden, kadın demeden her hedefi katledebilen bu menfur odaklar karşısındaki bu sessizliklerini, bu tavırsızlıklarını mutlaka kayda geçirecektir.

Bu ülkede siyaset yapacaksınız, bu milletten oy isteyeceksiniz, sonra bu milletin yediden yetmişe kan ağladığı bir günde bu ağır insanlık suçunun adını koymaya diliniz varmayacak. Bunun izahı yoktur, anlaşılabilir, kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Milletimiz suçlunun adını koyamayan, terörü mahkum edemeyen, bu menfur cinayetleri işleyenleri lanetleyemeyen bu zihniyeti asla unutmayacaktır.

Yine bu cinayet şebekesinin çeşitli uzantılarının Avrupa'nın pek çok şehrinde elini kolunu sallayarak dolaşmasına göz yumanları da unutmayacaktır. Türkiye'nin sayısız uyarı ve başvurularına rağmen boynunda suç yaftasıyla dolaşan bu cinayet örgütünün faaliyetlerini engelleyemeyen o yönetimler Avrupa için yüz karasıdır. Ellerine geçen her fırsatta Türkiye aleyhinde kanaatler serdetmeyi alışkanlık haline getiren çeşitli ülkelerin yönetimleri, bilsinler ki bu ağır suçtan onların hissesine de bir kara leke düşecektir.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Terör örgütü hak ettiği cevabı alıyor ve almaya da devam edecek. Bu meselenin komşumuz Irak ile koordinasyon içerisinde yürütülmesi gereken yönleri de var, bu sebeple Irak yönetimiyle de temaslarımızı yoğunlaştırmış durumdayız'' dedi.

Erdoğan, Hak-İş Konfederasyonu 12. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, AK Parti Grubu'nun teklifiyle TBMM'de kapalı oturum düzenleyerek terör sorununu değerlendirdiklerini söyledi.

Çarşamba günü gerçekleştirilecek genel görüşmede de bütün partilerin meseleye yapıcı katkılar getirmesini umut ettiklerini ifade eden Erdoğan, güvenlik güçlerinin de bölgede çok geniş çaplı operasyon gerçekleştirdiğini kaydetti.

Erdoğan, yurt içinde ve sınır ötesinde toplam 5 ayrı bölgede, toplam 22 taburun katıldığı geniş kapsamlı, hava destekli kara operasyonları yapıldığına işaret ederek, ''Terör örgütü hak ettiği cevabı alıyor ve almaya da devam edecek. Bu meselenin komşumuz Irak ile koordinasyon içerisinde yürütülmesi gereken yönleri de var, bu sebeple Irak yönetimiyle de temaslarımızı yoğunlaştırmış durumdayız'' diye konuştu. 

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin sınır güvenliği meselesinde Türkiye ile işbirliğinde kararlı olduklarını açıkladığına dikkati çeken Erdoğan, dün de Türkiye'ye gelen Neçirvan Barzani'ye beklentilerini aktardıklarını anlattı.

Erdoğan, ABD Başkanı Obama'nın arayarak taziyelerini iletmesini ve terörle mücadelede desteğini ifade etmesini, Avrupa Birliği ve AB ülkelerinin üst düzey de yayınladıkları kınama mesajlarını önemsediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

''Ancak artık sözün ötesine geçmelerini, terörü kınayan beyanların ötesinde daha somut adımlar beklediğimizi de özellikle ifade etmek istiyorum. Meseleyi her yönüyle, her boyutuyla ele alıyor, atılması gereken her adımı atıyoruz, bunun sonucunu alacağımıza da inanıyoruz. Türkiye bu beladan kurtulacaktır, terörden bir sonuç almayı bekleyenlerin hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Bu kirli hesaplarla yola çıkanlar, Türkiye'nin huzur ve istikrarını bozmak isteyenler muhakkak yenilgiye uğrayacaklardır.

Biz geçtiğimiz dokuz yıl boyunca Türkiye'nin elde ettiği kazanımların ne kadar değerli olduğunu ve birilerini ne kadar rahatsız ettiğini iyi biliyoruz. Türkiye'nin dünyadaki itibar ve ağırlığını arttırmasından, bölgesinde ve dünyada geçmişine yakışan bir konuma gelmesinden huzursuzluk duyanların varlığından da haberdarız. Kim bu ülke ile ilgili bir hesap yapıyorsa, Türkiye'nin büyüklüğünü iyi ölçüp biçerek yapsın. Türkiye'nin dünyanın yükselen ülkelerinden biri olacak gücü ve dinamizmi nereden aldığına iyi baksın.

Yeni Türkiye'nin ne kadar güçlü temeller üzerinde yükselmekte olduğunu bugün sadece biz değil, dünyanın en saygın ekonomik otoriteleri de ifade ediyor. Bugün bütün dünyayı sarsan, bütün piyasaları adeta kasıp kavuran küresel boyutta bir ekonomik kriz yaşanıyor. 2008 yılında başlayan bu krizin olumsuz etkileri bugün gelişmiş ülkeler ve özellikle de AB ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkede yoğun biçimde kendini hissettiriyor.

Böyle bir dönemde, böylesine olumsuz şartlar altında bile Türkiye ekonomisi büyümeye, güçlenmeye devam ediyor. Bütün ülkeler kısa ve uzun vadeli hedeflerini daha küçük hedeflere doğru güncellerken, biz ulaştığımız her hedefin yerine daha büyüğünü koymayı başarıyoruz. Çünkü Türkiye ekonomisi istikrarlı bir zeminde, sağlıklı politikalarla yol alıyor. Ülkemize, ekonomimize güveniyoruz, bütün kesimlerimizle hedeflerimize kilitlenmiş durumdayız.

Bugün geçmişte hiç olmayan bir şeyi başarmış, her alanda özgüveni tesis etmiş durumdayız. Geçmişte neler yaşandığını, nasıl ağır kriz dönemlerinden geçildiğini, ne kadar büyük bedeller ödendiğini benim size anlatmama gerek yok. Çünkü o günlerin en ağır yükünü bu ülkenin çalışan kesimleri, işçisi, memuru, esnafı, emeklisi çekti. Bugün o günlerin ne kadar uzağında olduğumuzu, ülkenin nasıl bir iyileşme seyriyle bugünlere geldiğini de yine en iyi sizler biliyorsunuz.''

Başbakan Erdoğan, sıkıntıların tamamen ortadan kalkmadığını belirterek, ''Hala önümüzde uzun bir yol var ama biliyoruz ki bizde bu yolu katedecek takat de, irade de bizde var, milletimizde var. Başardıklarımız başaracaklarımızın teminatı. Eğer bu kriz ortamında bile Türkiye bu kadar sağlam duruyorsa, bilin ki yolu uzun olsa da önü de açıktır, ufku da açıktır'' şeklinde konuştu. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Siyasi partilerimiz ne yazık ki hala terör örgütünü hedefe koyması gerekirken, iktidar partisi olarak bizi hedefe koymanın gayreti içinde. Bununla bir şey elde edemezsiniz. Halkımızın bu tür oyunlara geleceğini zannediyorsanız bunda da yanılırsınız'' dedi.

''Türkiye'de ne zaman toplumsal uzlaşmanın ve barışın tesisi, demokrasinin tahkimi, adaletin ve özgürlüklerin geliştirilmesi yönünde adımlar atılsa, hemen akabinde bu türden ağır saldırılara maruz kalıyoruz.

Bunu çeşitli örneklerle en çarpıcı biçimde ortaya koymak mümkündür. Türkiye'nin yaşadığı güçlüklerin ardından nefes almaya başladığı, gelecek adına aydınlık hedefler ortaya koyduğu her dönemde bu kahredici hadiseler ortaya çıkmıştır. Yine ülkemizde demokrasiyi geliştirmek, insanlarımızın hakkaniyetli, adil, eşitlikçi, özgür bir ülkede yaşamaları için ne zaman adım atsak bu örgüt bu türden haince eylemlerde bulunmuştur. Ne zaman bölgelerimiz arasındaki gelir farklılıklarını en aza indirmeye, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin hayat standardını yükseltmeye yönelik projeler hayata geçirsek yine aynı şey olmuştur.'' 

-''Medyamızın, bu kirli hesabın maskesini somut örneklerle düşürmesi lazım''-

Yakın geçmişte bir barış ve kardeşlik projesi ortaya koyduklarını belirten Erdoğan, geçmişten bugüne yaşanan haksızlıkları, hukuksuzlukları gidermek, kardeşliği perçinlemek üzere demokratik bir açılım vizyonu ortaya koyduklarını ifade etti. O günlerde de yine bu atılan adımları sabote eden, oluşan iyimser havayı ortadan kaldırmaya yönelik terör hadiselerinin devreye girmekte gecikmediğini kaydeden Erdoğan, son olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni anayasa görüşmelerinin başlayacağı gün terörün yine karanlık yüzünü gösterdiğini ve vatandaşları acıya boğduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bütün bunlar elbette tesadüfen olmuyor, bunu her insanımızın çok iyi görmesi, fark etmesi lazım. Medyamızın, bu kirli hesabın maskesini somut örneklerle düşürmesi lazım. Aydınlarımızın terörle mücadele eden, etmek mecburiyetinde olan bir devletin zorluklarını daha iyi kavraması, bu konuda daha duyarlı olması lazım. Sivil toplum kuruluşlarımızın ortak aklın oluşmasına katkı sağlaması lazım. Bu yönde her kesimden insanımızda bir bilinç oluşmuştur. Bunun daha da güçlenmesi lazım.

İspanya'da ETA 48 yıl sonra silah bıraktı. Zapatero açıklamasını yaptı. İktidarıyla muhalefetiyle, STK'larla bir olduk ve beraber olduk ve bu işi başardık. Eğer biz iktidarıyla, muhalefetiyle, STK'larıyla bir olamazsak, beraber olamazsak bu süreç daha da uzayabilir.''

-Muhalefete eleştiri-

Dün medyanın üst düzey temsilcileriyle bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve meseleyi onlarla paylaştıklarını belirten Erdoğan, ''Sağolsunlar hassasiyet gösterdiler, meselenin önemini onlar da dile getirdiler'' dedi. Medya yöneticilerine teşekkür eden Başbakan Erdoğan, meseleyi duygusal boyutlarından tümüyle arındırmak gibi bir imkanın olmadığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Meselenin doğru değerlendirilebilmesi adına herkesin aklıselim içinde, sağduyu içinde hareket etmesi lazım. Fakat siyasi partilerimiz ne yazık ki hala terör örgütünü hedefe koyması gerekirken, iktidar partisi olarak bizi hedefe koymanın gayreti içinde. Bununla bir şey elde edemezsiniz. Halkımızın bu tür oyunlara geleceğini zannediyorsanız bunda da yanılırsınız. Çünkü halkımız neyin, nerede, nasıl cereyan ettiğini çok daha iyi biliyor.

Fakat siyaset hala bunu kavramış değil. Onun için biz genel görüşme teklifi ile ilk adımı attık. Dün genel görüşme yapıldı. Kapalı oturumda, 'Buyurun ne söyleyecekseniz söyleyin. Önerileriniz varsa ortaya koyun ama öneri yerine siz hala AK Parti iktidarına vurmak suretiyle buradan bir şeyler elde edelim diyorsanız, buradan bir şey elde etmeniz mümkün değil. Çünkü bu iş çözüm istiyor, çözüm. Fırsatçılığa bu işi dönüştürmeyelim.

Gün slogan atma zamanı değildir, hamaset zamanı değildir, böylesine hassas bir gündemin reytinginden nemalanmak günü hiç değildir.''

-''Terör odağı insani değerlere, izana, insafa, vicdana zerre kadar değer vermiyor''

Türk Milletinin, böyle zor zamanlarda sabır ve metanetini koruyabilen, ortak aklı harekete geçirebilen ve soğukkanlılığını muhafaza edebilen bir millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, doğrudan birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, toplumsal huzur ve istikrara yönelen bu türden ağır badirelerden de bu dirayetle metanetle bir bütün olarak çıktıklarını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Üzülerek ifade edeyim ki; bu büyük milletin olgunluğundan, insanlarımızın metanet ve dirayetinden kendilerine gerekli dersleri çıkaramayanlar da oluyor. Bu zor zamanlardan kendilerine menfaat devşirmeye çalışanları, bu hassas dönemlerin gerektirdiği olgunluğu gösteremeyenleri ibretle izliyoruz.

Terör bu ülkenin sadece bugününe ait bir sorun değil. Ülkemiz onlarca yıldır bu karmaşık meseleyle mücadele halindedir. Bu mücadelenin bir tarafında zaman zaman kılık değiştiren, strateji değiştiren, yöntem değiştiren bir terör odağı var. O odak görüldüğü üzere baştan beri insani değerlere, izana, insafa, vicdana zerre kadar değer vermiyor, buna uygun davranmıyor. Buna karşılık devletin bir devlet gibi davranmak mecburiyeti var.

Mesele sadece askeri bir mesele değildir, sadece bir güvenlik meselesi de değildir.''

-''Bunların siyasi uzantıları, Kürt kökenli vatandaşlarımın asla temsilcisi değildir''-

AK Parti olarak, iktidara geldiklerinden bu güne bu meseleye bu şekilde yaklaştıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, meselenin diplomatik, sosyo-ekonomik, psikolojik boyutlarını ele aldıklarını söyledi. Terör örgütüne dış destekleri kesmek için diplomatik adımlar attıklarını belirten Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine tarihinde görülmeyen yatırımları yaptıklarını dile getirdi. 9 yılda yaklaşık 30 katrilyon liraya ulaşan bir yatırımı bu bölgelerde yaptıklarını anlatan Erdoğan, alt ve üst yapısıyla farklı bir Doğu ve Güneydoğu bulunduğunu ifade etti.

Erdoğan, şunları söyledi:

''Düşünebiliyor musunuz? Bir havaalanı inşa edeceksiniz, onu istemeyen bir terör örgütü... Orada insanları tehdit eden bir terör örgütü... Aynı şekilde, açılışlar yapacaksınız, halkını tehdit eden bir terör örgütü... Yollar yapacaksınız, müteahhit firmaların makinelerini yakan bir terör örgütü... Böyle bir zihniyet olabilir mi? Bunlar hiçbir zaman benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olmadılar.

Bunların siyasi uzantıları da benim Kürt kökenli vatandaşlarımın asla temsilcisi değildir. Asla bunların böyle bir derdi yoktur. Buyurun, ellerinde kazandıkları belediyeler var. O belediyelerin olduğu şehirleri, ilçeleri, beldeleri gezdiğiniz zaman altyapıların ne halde olduğunu görürsünüz, kanalizasyonların nasıl caddede aktığını görürsünüz. Yatırım adına hiçbir şeyin olmadığını görürsünüz. Bu bir şeyi gösteriyor. Dertli olmak gerekir, aşık olmak gerekir. Bunların milletinin derdiyle, halkının derdiyle, vatanının, şehrinin, ilçesinin, beldesinin derdiyle dertlenmek gibi bir derdi yok. Bunlar sadece buradan nemalanmanın gayreti içerisindedir. Tek yaptıkları da budur.

Bunlar bu mücadelenin çok boyutlu ele alınmasını, iyi değerlendirilmesini, atılacak her adımın mutlaka önünü kesmenin gayreti içindeler. Gelin ortak adım ile adımlarımızı atalım. Bir yandan hukukun dışına çıkmayacaksınız, bir yandan suçluyla suçsuzu birbirinden ayıracak dikkati göstereceksiniz, bir yandan da terörün faturasını en ağır şekilde yaşayan bölge halkının refahı için gayret göstereceksiniz...''

AA

Haber Ara