Mehmet Ocaktan *
Tiyatro oyuncusu, sinemacı Rutkay Aziz. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘biraz farklı konuşacağım’ diyerek başladığı konuşmasında, faşizmden girip Şili’den çıkmış. Ama nedense, modern demokrasiye mesafeli ve de nesli tükenmekte olan Ortodoks solcular gibi AK Parti düşmanlığını demokrasi zanneden bir konuşma yapmış.
Diyor ki Rutkay Aziz: “Gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. Benim Türkiye’nin gerçeklerine tanık olduğum olay: Hukukun üstünlüğünün gittiği, adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim diye pankart açan genç arkadaşımın 16 ay tutuklu kalması ama Şili’de o çocukların devrim yapması.”
Doğrusu, bu cümleleri okurken Rutkay Aziz’in büyük bir sıkıntısının olduğunu anlıyorum. Anlaşılan ratingi fena halde düşmüş, muhtemelen ciddi dizi teklifleri de gelmiyor olmalı ki, AK Parti düşmanlığı ile piyasa yapmaya çalışıyor. Boş işler bunlar tabii... Tıpkı Ergenekon’u bir ihtiyaç olarak gören Tarık Akan ve döneminin bittiğini bir türlü kabullenemeyen, bu bitişini de AK Parti’ye oy veren halka hakaret ederek noktalayan Müjdat Gezen gibi...
Herhalde herkes, konuşmasına 12 Eylül’e gönderme yaparak başlayan Rutkay Aziz’in bütün darbelere karşı olduğunu, mesela 1960 darbesine, 28 Şubat postmodern darbesine, 27 Nisan’a, Ergenekon’a, balyoz darbe planına ve internet andıçlarına da karşı olduğunu sanır değil mi?
Ama hayır, bu beyefendi, hayatının hiçbir döneminde demokrat olmamıştır. Mesela, şu ana kadar kayıtlarda 1960 darbesini eleştiren bir cümlesi yer almamaktadır.
Toplumun kahir ekseriyetine büyük acılar yaşatan 28 Şubat postmodern darbesinin baskıcı uygulamalarına, “bunlar faşizm görüntüleridir” diye itiraz eden bir ifadesini de duymadık.
Artık Rutkay Aziz de, nesilleri tükenmekte olan arkadaşları da bilmeli ki, 12 Eylül referandumunda demokrasinin ve insan haklarının çıtasını AK Parti yükseltiyor diye burun kıvırıp, bugün 12 Eylül darbesiyle ilgili nutuklar atmak ne yazık ki prim yapmıyor. Rating için başka yollar ve yöntemler bulmak zorundalar.
Antalya’nın görkemli salonlarında, Şili şarkıları söyleyip AK Parti düşmanlığı yapan bu beyefendinin, Balyoz darbe planı, internet andıcı ve de Ergenekon’la ilgili şu ana kadar küçücük de olsa bir eleştiri ifadesini duyan var mı?
Duyamazsınız, çünkü bu Ortodoks solcular için demokrasi, toplumun bütün kesimlerinin istifade edeceği bir yönetim biçimi değil, sadece bazı “arkaik solcular”ın işine yaraması gereken bir araçtır.
Saatleri “Milli Şef” dönemine takılı kalmış ve bir türlü modern zamanlara gelememiş Rutkay Aziz ve benzeri “yarı aydınlar” aslında, havasızlıktan boğulmak üzere oldukları odalarına Yeni Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük baharının girmesinden korkuyorlar.
Birilerinin, 1960 darbesinin “besleme” aydınlarına ve Ergenekon muhibbi çevrelere 12 Eylül referandumuyla birlikte yeni bir Türkiye’nin kurulmakta olduğunu, kendilerini hapsettikleri “jakoben aydınlar mahallesi”nden dışarı çıkarak biraz temiz hava almalarını söylemesi gerekiyor. Aksi taktirde, dünyanın değiştiğini hiçbir zaman fark edemeyecekler.
* Star