"Yeni anayasa, insan onurunu ve haysiyetini koruyacak anayasa olmalı"
Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtazer Türköne, anayasayı yapanların gücünün, halkın tepesinde sopa gibi anayasal güvenceye kavuştuğunu, 27 Mayıs darbesinden sonra yapılan bütün anayasaların bu şekilde olduğunu söyledi. Türköne, "Bizim y
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-13 10:44:01
Alman Anayasası'nın, 'Devletin görevi insan onurunu korumaktır.' maddesine atıfta bulunan Türköne, "İnsan onurunu korumakla görevli bir anayasa istiyorum dediğiniz zaman bütün hükümlerinin buna uygun olması lazım. Bunu gerçekleştirdiğiniz zaman ne oluyor. İnsan onuruna aykırı güç kullanacak hiç kimseye yer vermemeniz gerekiyor. Dolayısıyla yeni yapılacak anayasa insan onurunu ve haysiyetini koruyacak anayasa olması gerekiyor." diye konuştu.
Antalya Kültürlerarası Diyalog Merkezi (AKDİM)'nin düzenlediği 'Sivil Anayasa' konulu konferansa Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Zaman Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne ve İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Sayman konuşmacı olarak katıldı. AKDİM Başkanı Erdoğan Çiğdem'in moderatörlüğünü yaptığı konferans yoğun ilgi gördü. Konferansın ilk konuşmasını yapan Prof. Türköne, Türkiye'de yeni bir anayasa yapmaya karar verildiğini, kimsenin buna engel olamayacağını vurguladı. Yeni anayasanın, Türkiye'nin tarihte ilk defa halkın yaptığı bir anayasası olacağına dikkat çeken Türköne, bunun anayasanın kendisinden daha önemli olduğunu kaydetti. Türköne'ye göre, yeni anayasa ile birlikte herkes halkın yaptığı bir anayasayı halkın istekleri doğrultusunda yorumlayacak. Anayasa Mahkemesi, karar verirken halkın ne düşündüğüne kafa yoracak.
'İDEOLOJİ MESELESİ AŞILIRSA GERİSİ GELİR'
Anayasa'yı halkın yapması kadar önemli olan ikinci bir noktanın da mevcut anayasadaki ideolojilerin temizlenmesi olduğunun altını çizen Mümtazer Türköne, şöyle devam etti: "İdeolojinin artık bir anlamı yok. Dolayısıyla yeni anayasa yapılırken en tartışılacak konulardan biri de ideoloji meselesi olacak. CHP lideri, 'anayasanın ilk üç maddesi kırmızı çizgimizdir. Bunun dışına çıkamayız. Bu üç madde kurucu iradenin iradesidir.' diyor. Bu irade kim? 1961 anayasasını yapan kurucu irade. Bu irade de 27 Mayıs darbesini yapanlar. 1982 anayasasının da aynen devraldığı irade 1961 anayasasında yer alan irade. Bu ideoloji sorununun kaynağı buradan geliyor. Bunun somut karşılığı da Atatürk milliyetçiliği. Bunu da 27 Mayıs darbecileri icat etti. 1961 anayasasından önce Atatürkçülük yoktu. Atatürk milliyetçiliği 27 Mayıs darbesinden sonra icat edildi. Demek ki anayasanın ideolojisi, 27 Mayıs darbesinin icat ettiği şey. Anayasanın ilk üç maddesi değişmesin demek, 27 Mayıs darbesini yapanların mazeretlerinin, gerekçelerinin olduğu gibi devam etsin demek. Başka bir anlamı yok. Ben bu anayasayı da keyfimce yorumlarım demek."
Türköne, bu ideoloji meselesinin aşılması halinde, herkesin memnun kalacağı bir anayasa yapmanın daha kolay olacağını dile getirdi. 'Yeni anayasada, 72 milyonun basireti ve iradesi, beş generalin yaptığı anayasadan fersah fersah iyi olacak." diyen Türköne, "Bir kere bu anayasada hata olmaz, zorbalık olmaz, gayrimeşruluk olmaz. Akıl olur, sevgi olur, empati olur. Birbirimizi anlayarak yapacağımız için yeni anayasa belki de 200 yıl yaşar." ifadelerini kullandı.
'ANAYASAYI SİYASİ PARTİLERİN DEĞİL, HALKIN YAPMASI ÖNEMLİ'
Prof. Dr. Yücel Sayman da anayasayı siyasi partilerin değil, halkın yapmasının önemli olduğuna vurgu yaptı. Şimdiye kadar 30'a yakın ilde anayasa toplantılarına katıldığını, 'Ya halk anayasa yapmayı bilir mi? Hak ve özgürlüklerini bilir mi? diye eleştiriler geldiğini hatırlatan Sayman, "Biz bu çalışmayı yaparken, halkı anayasa hukukundan sınava sokmuyoruz ki. Halkın anayasanın ne olduğunu bilip bilmemesi, nasıl yazılacağını bilip bilmemesi önemli değil. Önemli olan halk ne istiyor, ne talep ediyor. Bunu dile getirmesi. Halka güvenmemiz gerekiyor." diye konuştu.
'ANAYASADAKİ BÜTÜN MADDELER DEĞİŞMELİ'
Prof. Sayman, kesinlikle değiştirilemez denilen ilk üç maddenin dahil, anayasadaki bütün maddelerin değişmesi gerektiğini vurguladı. Bu ilk üç maddeden biri olan 'Türkiye Cumhuriyeti bir cumhuriyettir.'in de değişmesi gerektiğini savunan Sayman, şunları kaydetti: "Cumhuriyet devlet için değildir. Devlet başkanının seçimle geldiği bir rejim biçimdir. Birçok cumhuriyet biçimi vardır. Bu, 'laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir.' diye ikinci maddede belirleniyor. Demokrasiyi devlet olarak anladığınızda laik ve hukuk ifadelerine gerek yok. Zaten laik ve hukuk devleti demokratiktir. Dolayısıyla bu madde de değişmeli. Bunun değişmesini istemeyenler despotizmin laiklik anlayışını savunuyor."
Prof. Dr. Yücel Sayman, ilk üç maddeyi değiştirmek istemeyenleri de şöyle eleştirdi: "Halk yapsın ama ilk üç maddeyi değiştirtmem diyorlar. Yani bize deniyor ki aptal yerine konarak siz talep getirin ama şu üç maddeye aykırı olmasın. Oldu mu şimdi. Birden bire üzerimize bir otorite çıktı. O zaman irademizi nasıl belirleyeceğiz."
Konuşmaların ardından, AKDİM Başkanı Erdoğan Çiğdem, Prof. Dr. Mümtazer Türköne ile Prof. Dr. Yücel Sayman'a plaket verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara