Bu gücü kim kontrol edecek?
Türkmenler dünyanın en büyük ikinci doğalgaz rezervini buldu. Fakat bu gücü kimin kontrol edeceğiyle ilgili birçok soru işareti var.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-12 13:03:44
Ülkenin güneyindeki Yolöten-Osman bölgesinde 2004 yılından beri çalışmalarda bulunan İngiliz araştırma şirketi Gaffney Cline and Associates, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta düzenlediği basın toplantısıyla araştırma sonuçlarını açıkladı.
EN AZ 13.1 TRİLYON METREKÜP
Şirketin temsilcisi Jim Gillet, yaptığı sunumda yürüttükleri araştırma sonucu Güney Yolöten-Osman gaz yatağının en yüksek 21.2 trilyon metre küp, en düşük ise 13.1 metre küp ve en iyi tahminlerine göre ise 16. 4 trilyon metre küp doğalgaz rezervine sahip olduğunu açıkladı.
2011 yılı araştırmalarını geçtiğimiz hafta tamamladıklarını duyuran Gillet, uydu araştırmalarıyla da desteklenen çalışmalar sonucu bölgedeki 19 kuyuda, 2 bin kilometrekare alanda 3 boyutlu sismik araştırmalarda bulunduklarını belirtti. 1800 kilometrekare alanda ise 2 boyutlu sismik araştırmalar yaptıklarını dile getiren Jim Gillet, bölgedeki Yaşlar yatağında da araştırmalarda bulunduklarını ve en yüksek tahminlerine göre 5 trilyon metre küp doğalgaz rezervi tespit ettiklerini açıkladı.
EN DÜŞÜK TAHMİNLE 30 YILLIK GAZ
Gillet buna göre, Güney Yolöten-Osman gaz yatağının Basra körfezindeki Güney Pars-Kuzey Dome yatağından sonra dünyanın en büyük doğalgaz rezervini bulundurduğunu söyledi. Özellikle Rus basınında Türkmen doğalgazının gündemde olan TAPI, Nabucco, Çin ve diğer doğalgaz projeleri için yetersiz olduğu yönündeki haberlerle ilgili soruyu da cevaplayan Gillet, ''Araştırmalarımızın arkasındayız, söz konusu yataktaki en düşük tahminimiz bile pek çok projeyi 30 yılı aşkın süreyle tedarik edebilecek kapasitede'' diye konuştu.
Şu andaki araştırmalarının 20 kilometrekare alanı kapsadığını belirten Gillet, 2011 araştırma sonuçlarına göre, bölgenin daha da genişletilebileceğini, kesin sonuçları elde etmenin yıllar sürebileceğini sözlerine ekledi. Gillet, bölgedeki kuyularda tespit edilen doğalgazın kalitesinin yüksek olduğunu da kaydetti. Gillet, Türkmen gaz kaynaklarının gelecekte öngörülen temel talepleri karşılayabileceğini, buna Rusya, İran, Çin ve Avrupa'nın da doğalgaz ihtiyacının dahil olduğunu ifade etti.
Daha önce de 2008 yılında bölgede araştırmalarda bulunan bağımsız araştırma kuruluşu Gaffney Cline şirketi, söz konusu bölgenin 14 trilyon metre küp doğalgaz rezervi ile dünyanın 4. büyük doğalgaz yatağı olduğunu açıklamıştı. Türkmenistan, bu doğalgaz sahasının işletmeye açılması için başta Çin olmak üzere Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin enerji şirketleri ile sondaj ve doğalgaz arıtma tesisi projeleri için 9, 7 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. Sözkonusu ülkelerin şirketleri bu alanda çalışmalarını sürdürüyor.
AVRUPA'NIN 50 YILDAN FAZLA GAZ İHTİYACINI KARŞILAYACAK
Geçtiğimiz aylarda, Türkmenistan bu yatağın çalışmalarının hızlandırılması için Çin ile 4,1 milyar dolarlık kredi anlaşması da imzaladı. Rusya, İran ve Çin'e doğalgaz ihraç eden Türkmenistan, Türkmen doğalgazını Afganistan ve Pakistan üzerinden Hindistan'a kadar ulaştıracak TAPI projesini hayata geçirmek için çaba gösteriyor. Öte yandan, Türkmen hükümeti Nabucco projesine de gaz tedarik etmeye hazır olduğunu da çeşitli vesilelerle dile getiriyor. İngiliz şirketinin araştırma raporuna göre, Güney Yolöten-Osman doğalgaz yatağı Büyük Britanya nın 350 yıllık, Avrupa'nın ise 50 yıldan fazla doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek.
En yüksek rezerv tahmini üzerinden yapılan hesaplamalara göre her 1000 metrekübü 350 dolarlık ortalama satış fiyatı üzerinden rezervin toplam ticari karşılığının 9.9 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor.
BU GÜCÜ KİM KONTROL EDECEK?
Türk cumhuriyetleriyle Türkiye’nin ilişkileri maalesef istenen seviyeye çıkabilmiş değil. En yakın olduğumuzu zannettiğimiz kardeş ülkelerle bile çetrefilli sorunlarımız var. Çeşitli sebepler, gerekçeler sıralamak mümkün. Ancak Türkiye bugünkü gücünü ve pozisyonunu 20 yıl önce yakalayabilmiş olsaydı, doksanlı yıllarda Turgut Özal gibi bir isimle Türk dünyası bir çığır açmış olabilirdi.
Fakat geçmişe mazi diyorlar. Türkmenistan‘da dünyanın en büyük ikinci gaz yatağı rezervi bulunduğu haberini dün alınca, yıllar önce Türkiye’nin gündemine soktuğum Trans Hazar Doğalgaz Boru Hattı‘nı mecburen anımsadım. ABD’nin Hazar havzası için önemsediği, arkasında durduğu projelerden biri olan ve Türkmenistan zengin doğalgazını Türkiye’ye taşıyacak hattın yapımı için de General Electric ve Bechtel Group (% 50) ile Shell (% 50) konsorsiyum oluşturmuştu. Bu projeye Azerbaycan direnç gösterdi.
Sonra Türkmenbaşı, İran üzerinden boru hattı yapılması yönünde teklif öne sürdü ve maalesef proje hayata geçirilemedi. Türkmenistan‘da dünyanın ikinci doğalgaz yatağı keşfedildiği haberi, bilgisi güzel, amma velakin bu gücü, bu değeri kimler, nasıl kontrol edecek? Bu sorunun cevabı elbette ciddi sorunlar da içeriyor. Güçlü Türkiye bakalım, bu meselede ne kadar mesafe kat edecek?
HAZAR'DA HAZAN MEVSİMİ
Trans Hazar Hattı’nın, Türk cumhuriyetlerinin vizyonu, nosyonu olmaması nedeniyle hayata geçirilmediğini şu detayla daha iyi anlamak mümkün. Mesela Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı, bu proje için konsorsiyumdan milyonlarca dolarlık ön ödeme talep etmişti. Daha sonra Hazar Denizi’nin statü sorunu, bu boru hattından faydalanacak ülkelerce kaşınarak proje daha da çıkmaza sokuldu. BP‘nin Azerbaycan‘a ait karasularda doğalgaz rezervi keşfetmesiyle devreye İngiliz oyunu da girince Trans Hazar tamamen tarihe gömüldü.
Son gelen habere göre Türkmenistan’da çalışmalarda bulunan İngiliz araştırma şirketi Gaffney Cline and Associates’ın, 21.2 trilyon metreküp rezerviyle Güney Yolöten-Osman gaz yatağını, yani dünyanın en büyük 2. doğalgaz yatağını bulduğu yönünde. Peki, bu gaz dünya pazarlarına rekabetçi olarak nasıl arz edilecek? Trans Hazar, bugün faaliyette olsaydı Avrupa‘nın önemli bir açığı giderilmiş olurdu, bu rezervle yüzler daha da gülerdi. Fakat bu ülkelerin istikrarı için, gelecekleri için başta Türkmen ve Azeri doğalgazı olmak üzere Batı’ya doğru alternatif hatlara ihtiyaçları söz konusu.
Türkmenistan’ın Rusyaİran-Çin üçgenini çeşitlendirmesi, enerji kaynaklarını değerinde tutabilmesi için elzem. Avrupa Birliği yetkilileri, Türkmen makamlarından Nabucco için gaz tedariki yönünde söz alıyorlar, ama boru hatta nerede? Hazar’ın göl mü, deniz mi olduğu konusunu kim çözecek? Avrupa’nın 50 yıldan fazla doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek bir rezervden söz ediliyor, ama taşınma meselesi hâlâ aşılabilmiş değil. Azerbaycan ve Türkmenistan’a yön verenler yıllar önce iyi bir gelecek hesabı yapmış olsalardı, bugün Hazar’da hazandan bahseder miydik?
RUS GAZI AVRUPA'YA YAYILIYOR
Doksanlı yılların ortasından bu yana özellikle Amerika’nın çabalarıyla Türkiye’nin Doğu-Batı Enerji Koridoru olması yönünde ciddi çalışmalar yapıldı. Tansu Çiller gibi isimler bu tarz projeleri önemsememişler, gereğini yapmak bir yana zarar veren adımlar atmışlardı. Sovyetler’den ayrılan kardeş cumhuriyetlerin liderleri de sudan çıkmış balık gibi olduklarından, enerji koridoru meselesini kavrayamadılar.
Türkiye boru hatlarını savundukça da petrol ve gazları kontrollerinden çıkacakmış gibi davranıp, projelere el altından köstek olmaya başladılar. Enerji koridoru sayesinde daha özgür, daha bağımsız, kendi kaynaklarını istedikleri gibi piyasaya sunma imkânı elde edeceklerinden bihaber oldular. Tekrar Rusya‘ya mahkûm kaldılar. Rusya da bunların gazını ucuza alıp satmaya devam etti. Gazprom‘un bu yılın ilk 5 ayında AB’ye sattığı gaz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’nin üzerinde artış gösterdi.
Güntay Şimşek / Habertürk
SON VİDEO HABER
Haber Ara