Amerikalılar 'Mısırlı gibi yürü'yor
'80’lerin pop şarkısı “Walk Like an Egyptian” (Mısırlı gibi yürü) Wall Street’te ve bir düzine başka Amerikan şehrinde filizlenen protesto hareketinin en yaygın sloganlarından biri haline geldi. Genç Amerikalılar, sosyal adalet için sokaklara dökülme konusunda Mısırlı emsallerinden ilham aldılar.'
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-07 07:50:51
Dertleri çok, taleplerinin çoğu belirsiz; fakat on milyonlarca çalışan insanın geçimlerini, bankerleri ve milyarderleri desteklemek için feda etmiş görünen bir sisteme karşı artan öfkelerini yansıtıyorlar.
ABD’de son otuz yıl içinde gittikçe aşırılaşan sosyal eşitsizlik karşısında, endişeli ve çaresiz bir yaşam üzerinde kafa yoran bir nesli temsil ediyorlar. Ve ekonomik statükoya karşı, yakın zamanda Madrid, Atina, Lizbon, Santiago, Tel Aviv, Paris ve tabii ki Kahire, Tunus ve Trablus’un üstünden geçen küresel meydan okumaya katılıyorlar.
Tabii ki Mısırlı emsallerinin aksine, genç Amerikalılar’ın demokratik bir sistemde oy kullanma hakları var ve görünürde onlara seçim sandığı aracılığıyla değişimi arama gücü veriyor. Fakat Wall Street’i işgal edenler, şirket sermayelerinin hangi parti iktidarda olursa olsun, politik sistemlerine hakim olduğunu biliyorlar.
Başkan Barack Obama’nın Washington’un öncelik ve yöntemleri konusundaki vaatlerine umut bağlamışlardı. Ancak bir kez Beyaz Saray’a girdiğinde onun da selefleri ile aynı kurumsal, siyasi ve güvenlik güç odakları tabanında, dikkate değer bir süreklilik arz edecek biçimde yönettiğini keşfettiler.
***
Aslında Amerikan şehirlerindeki protestolar Başkan Obama’ya karşı ciddi tehditler. Değişim vaat ederek seçildi ve şimdi aynı seçmenleri mevcut durumunun her şeyi daha iyi hale getirdiğine ikna etmeli: Yaşamları daha kötüye gitmesine rağmen. Obama için siyasi tehlike, şu gerçekte yatıyor: Şu anda Obama başkanlığının onaylayamayacağı kadar derin değişimler talep ederek sokağa dökülen göstericilerin aktivist enerjilerini yeniden seçilme kampanyası için kontrol etmeyi umut ederdi.
Wall Street protestoları, seçmenler hükümetlerini sorumlu tutmak için sokaklara çıkmaya istekli değillerse oylamanın çok az şey değiştireceği konusunda artan bir bilinci yansıtıyor. Bu düşünce Batı’nın her yerinden gençler tarafından paylaşılıyor.
Wall Street’i İşgal Et hareketi, net bir odaktan ve taleplerden yoksun olduğu için başarısız olursa, fenomen tekerrür edecek gibi. Batı’daki orta sınıfın çocukları, eğitim ve temel hizmetler için harcamaları kesen, fakat istihdam konusunda çok az şey yapan tasarruf politikaları arasında yoksulluğa kayacakları bir dünya üzerine düşünüyorlar ve bu kitlesel protestoların Batı şehirlerinde tekrar bir yaşam tarzı haline gelmesi ve bunun 1960’lardan beri görülmemiş bir ölçekte olması tehlikesini taşıyor.
Eğer Mübarek’i deviren genç Mısırlıların cesareti, genç Amerikalılar’a artan ekonomik umutsuzluk ve düşüşün ortasında umut ve haysiyet aramak için sokaklara çıkmaları için ilham verdiyse; Amerikalılar’ın, karar verme mekanizması vatandaşlıktan uzak ve yapısal olarak, güçlü ticari ve Wall Street çıkarlarına köle olan bir demokratik sisteme duydukları şüphe de Mısırlı emsallerine bir ders olmalı.
Genç Amerikalılar, en azından iki hafta öncesine kadar, Obama’nın yetkisini kapalı kapılar ardında, belirli politikaları seferber etmek ve gerçekleşmeleri için baskı yapmayı sürdürmekten çok “değişim” için kullandığında, pasif bir şekilde oturmakla hata ettiklerini anladılar.
Mübarek’i deviren Mısırlılar’dan da “devrimi” tamamlayacaklarını ve demokrasiye geçişi yöneteceklerini vaat eden bir generaller konseyine güvenmeleri istendi. Bu geçişin biçimi, kapalı kapılar ardında seçilen muhattaplarla görüşüldü. Silahlı Kuvvetler Yüksek Şurası ise, tutuklamaları, kanguru mahkemelerini ve Mübarek’in nefret edilen Acil durum yasalarını sürdürürken, devrimin dilini kullanarak kendi gündemini dayatıyor gibi görünüyor.
Mısır’ın geçişinin ne kadar demokratik bir sonuç vereceği sorusu, yine organize ve aktif vatandaşlığın onun yönetiminden uzakken, generalleri demokrasiye zorlamak için ne kadar bir araya gelebileceğine bağlı.
ABD ve Mısır’daki politik durum çarpıcı biçimde farklı fakat her iki yerde de değişim arayan genç insanlar iktidara gelmelerine yardımcı olduklarını sorumlu tutmanın önemini kavrıyor ve sokağın sesinin, yönetimle ilgili karar vermenin kapalı kapıları ardında da duyulduğuna emin oluyorlar.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara