Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Meclis ‘sınır ötesi’ne 33. kez yetki verdi!

Hükümetin sınır ötesi operasyon konusundaki yetkisini 1 yıl daha uzatan Başbakanlık tezkeresi Meclis’ten geçti. Zaman zaman tansiyonun tavan yaptığı Genel Kurul’da ‘terörle mücadele mi müzakere mi?’ tartışması yaşandı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-06 09:12:36

Meclis ‘sınır ötesi’ne 33. kez yetki verdi!

Hükümete sınır ötesi operasyon konusunda verilen yetkiyi 17 Ekim 2011 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl daha uzatan Başbakanlık tezkeresi, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan gergin oturumun ardından kabul edildi.

Tezkere görüşmeleri iktidar ile muhalefet arasında sert tartışmalara sahne oldu. Genel Kurul’da ilk tartışma tezkere görüşmelerinin yapılıp yapılamayacağı konusunda yaşandı. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, tezkerenin Anayasa’nın 92 ve İçtüzük’ün 49. maddelerine göre 48 saatlik süre geçmeden Genel Kurul’da görüşülemeyeceğini iddia etti.

Birleşimi yöneten MHP’li TBMM Başkanvekili Meral Akşener’in tezkerenin görüşülmesine engel bir durum olmadığını belirtmesi üzerine usul tartışması açıldı.

Kaplan tartışma sırasında, tezkerenin görüşülebilmesi için Danışma Kurulu kararı gerektiğini savunarak, “Danışma Kurulu’nda Grup Başkanvekili olarak benim görevim yoksa, o zaman hiç bir Danışma Kurulu kararı çıkmayacak, hiçbirine ‘Allah birdir’ deseniz de onay vermeyeceğiz. Şaka değil, savaş kararı alıyoruz. Bu tezkerenin Meclis Başkanlığı üzerinden Genel Kurul’a indirilmesi ahlaki, yasal değil. Bu tezkereyi Meclis’e getirirseniz, gelecek cenazelerin vebalinin altından kalkamazsınız.”

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise, bunun “savaş tezkeresi” olmadığını, meseleyi farklı yönlere çekip bir tartışmaya gerekçe yapılmasını doğru bulmadığını ifade etti. Görüşmelerin ardından Başkanvekili Akşener tutumunu değiştirmedi ve tezkere görüşmelerine başlandı.

CHP’den 6 maddelik öneri


CHP grubu adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da, parti olarak tezkereye evet diyeceklerini ancak bunun Hükümetin terörle mücadele politikalarını tasvip ettikleri anlamına gelmediğini belirtti.

Olası bir kara operasyonunun her an yapılabileceğine ilişkin bakan düzeyinde yapılan açıklamanın “affedilmez gaf” olduğunu savunan Loğoğlu, terörle mücadelede Irak’ı, Türkiye’nin yanında tutmanın, ülkenin çıkarı gereği olduğunu belirtti ve “Kandil, Irak toprağıdır. O çıbanın tamamen kurutulması için Irak’a ihtiyacımız olacaktır” dedi.

Loğoğlu, çözüm için 6 maddelik önerilerini şöyle sıraladı: “Hükümet, terörü sona erdirmek amacıyla düşünce ve önerilerini bugüne kadar olanların muhasebesini yaparak yeniden belirlemelidir. Hükümetin yaklaşımı, TBMM çatısı altında siyasi partilerin eşit sayıda oluşturacağı 8 üyeden oluşacak bir çalışma grubunda ele alınmalıdır.

Her siyasi parti, kendi katkılarını bu çalışmalar sırasında gündeme getirme imkanına sahip olmalıdır. Devlet kurum ve kuruluşları görüşlerini buraya iletmelidir. Anılan çalışma grubuna yardımcı olmak üzere yine her siyasi partinin belirleyeceği ikişer kişiden oluşacak bir Akil Adamlar Grubu oluşturulmalıdır. Meclis çalışma grubu, çalışmalarını Ocak 2012 sonuna kadar tamamlamalı ve sonuç görüşülmek üzere Genel Kurula sunulmalıdır. Meclis’in bu süreç neticesinde üzerinde mutabık kalacağı ortak aklı oluşturacak öneriler demeti uygulanması isteği ve amacıyla Hükümete iletilmelidir. Bu önerilerinin hayata geçirilmesi bakımından bütün siyasi partiler Hükümete yardımcı olmalıdır.”

MHP: Pazarlığa hayır

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural de tezkereyi destekleyeceklerini ancak AKP’nin terörle müzakere ve pazarlığına PKK açılımına “hayır” demeye devam edeceklerini söyledi. Vural, “‘Müzakere alçaklıktır yapan şerefsizdir’ diyenler bugün göğüsünü gere gere ‘Ben gönderdim’ diyebiliyor. SCiğeri kediye teslim edip sonra ‘Vay nankör’ diye itiraz ediyorsunuz” dedi.

Ak Parti: Hep görüşüldü

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır da AK Parti grubu adına yaptığı konuşmada, Hükümet ile terör örgütü arasında “siyasi görüşme” anlamına gelecek hiçbir temas olmadığını belirterek, şöyle dedi: “Ancak terör örgütünün tasfiye edilmesi amacıyla devletin ilgili kurumları her zaman görüşme yapmıştır ve gerekli olduğunda bundan sonra da yapılacaktır. Terör, sadece can güvenliğimize değil bu ülkenin kaynaklarına da kurşun sıkmaktadır. Türkiye, bugün terör örgütünü köşeye sıkıştırmış bulunmaktadır. Köşeye sıkışan bu belayı vakit kaybetmeden ama sabır unsurunu da unutmadan ortadan kaldırmamız gerekiyor.”

‘Tükürdüğünü yaladı’ gerilimi


Başbakanlık Tezkeresi’nin görüşmeleri sırasında PKK- MİT görüşmeleri ve terörle mücadele yöntemleriyle ilgili tartışma çıktı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Başbakan Erdoğan’ın, 2010 yılında Kayseri ve Sivas’ta yaptığı konuşmada, AKP iktidarının hiçbir terör örgütüyle masaya oturmayacağını, pazarlık yapmayacağını söylediğini, ancak şimdi, “Özel temsilcimi ben gönderdim” dediğini belirtti. İnce, silahlı terör örgütü üyesi olmak ve bu terör örgütünü kurmakla suçlanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin 33 ay tutuklu kaldığını, serbest kaldıktan sonra da terörle mücadele etmesi için Güneydoğu’ya gönderildiğini söyledi. ‘Bu mu sizin adaletiniz’ diyen İnce’ye CHP grubundan alkışlar geldi. Meclis’i geren diyaloglar şöyle yaşandı:

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli:

Onlar bağırıyor, siz neden bağırıyorsunuz? Sizin tebrik etmeniz gerekmez mi? Ayrıca Almanya’da terör örgütü üyelerini arabasına kim aldı? Terör örgütünün tasfiye edilmesi amacıyla görüşme yapılır. Bizden önceki hükümetler de görüşmeler yaptı.

CHP’li vekiller:

Almanya’da terör örgütü üyelerini arabasına kim aldı? sorusuna açıklık getir.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural


2002’ye kadar devlet hiçbir zaman terör örgütünü muhatap almadı. MHP döneminde siyasal iradeyle böyle bir görüşmenin yapıldığını iddia edenler, iddialarını ispatlamadıkları takdirde şerefsizliktir, alçaklıktır.

CHP’li İnce:


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “ABD’nin taşoronluğunu yapıyorsunuz” sözlerini ağır bularak, ‘Bir daha CHP’ye gelmeyeceğim’ demişti. Devlet adamıyla siyasetçi arasındaki farkı anlatacağım. Ben siyasetçi olsaydım şöyle derdim: Tükürdüğünü yaladı. Ya da derdim ki tıpış tıpış gelip bilgi verdi. Ama ben siyasetçi değilim. Kendimi devlet adamı olarak görüyorum ve Sayın Davutoğlu’na tıpış tıpış geldi, tükürdüğünü yaladı demiyorum, bilgi verdiği için teşekkür ediyorum.

Davutoğlu:


Bugünkü ziyaretim her sene yaptığım ziyaret. Ve Genel Başkanınıza da konuşmamıza başlar başlamaz taşeron kelimesinin Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı’na devlet adabına yakışmadığını kendisine ifade ettim. Bunu söylemek istemezdim çünkü konuşma belli bir mahremiyet içinde oldu ama siz bunu bana mecbur ettiniz.

Bakanın konuşması sırasında sürekli yüksek sesle itiraz eden BDP’li Özdal Üçer, Sırrı Sakık tarafından salondan dışarı çıkarıldı.

‘Anne olarak oy kullanın’

Görüşmelerin ardından oylamaya geçilmeden önce söz alan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, dünyada savaş kararlarının erkekler tarafından alındığını, Meclis’te de tüm konuşmaların erkeklerce yapıldığını belirterek, “Bir kadın ve anne olarak çocuklarımızın öldürülmesini ve başkalarını öldürmek suretiyle katil olmasını istemiyorum. Genel Kurul’daki tüm kadınların birer anne olarak oy kullanmasını talep ediyorum” çağrısında bulundu. Ardından yapılan işari oylama ile tezkere AK Parti, CHP ve MHP’lilerin desteğiyle kabul edildi.

Vatan

Haber Ara