Mahkemelere direnen TİB neyi karartıyor?
TİB, Hrant Dink'in öldürüldüğü bölgedeki telefon görüşmelerini isteyen mahkemelere direniyor.. Mahkemenin ikinci kez aynı talebi üzerine cevap yazısı gönderen TİB, istenilen bilgileri yine göndermedi
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-06 22:35:19
Dink davasında mahkemeye dilekçe veren Dink ailesi avukatları, cinayet günü olay yeri fotoğraflarının ve cinayet öncesi ile cinayet sırasındaki kayıtlar incelendiğinde, bir kişinin iki ayrı görüntüde telefonla görüştüğünün anlaşıldığını bildirmişti.
Mahkeme de cinayetle bağlantılı olabilecek bu görüşmenin ve olası diğer görüşmelerin tespit edilmesi için TİB'den kayıtları istemişti. TİB ilk başlarda 'o bölgede görüşme yok' diyerek bir cevap verdiyse de bunun doğru olmadığı ortaya çıkmış, bu durum TİB'in birşeyleri karartmaya çalıştığı şüphesine yol
açmıştı. Direnişin sürmesi şüpheyi derinleştiriyor.
Dink'in öldürüldüğü sırada olay yerinde telefonla görüşen kişinin tespiti skandalı giderek büyüyor. Dink davasının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dink ailesi avukatlarının talebi üzerine, olay günü Saray Kumaşçılık önünde iki noktadan cep telefonuyla konuşan 4 şüpheli kişinin tespiti için bu mevkii kapsayan baz istasyonlarından yapılan tüm
görüşmelerin bildirilmesi amacıyla TİB Başkanlığı'na yazı yazmıştı.
Mahkemenin ilk talebini reddeden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) gerekçe olarak 'Şüpheli ya da sanık olmayan çok sayıda kişinin görüşme kayıtlarının alınması anlamına geleceğini ve bunun da özel hayatın gizliliğinin ihlaline neden olacağını' göstermişti. TİB, mahkemenin söz konusu talebini geri çekmesi için itiraz etti ancak itiraz bir üst mahkemece de reddedildi.
TİB işi yokuşa sürdü
Talebini yenilen mahkemeye TİB'ten yeni bir cevap daha geldi. Ancak bu cevapta da TİB, istenilen bilgileri yine göndermedi. Bölgedeki tüm görüşmelerin bildirilmesinin mümkün olmadığını belirten TİB, mahkemeye 'Baz istasyonu sorgusu yapılabilmesi için arayan ve aranan numaraların olması gerekiyor' diye yanıt gönderdi. 27 Eylül 2011'de mahkemeye ulaşan TİB İdari
Daire Başkanı Dr. Abdülkadir Mahmutoğlu imzalı yazıda şöyle denildi:
"Mahkemenizce gönderilen yazıda talep edilen baz istasyonu sorgusunun yapılabilmesi için aşağıda belirtilen şekilde temsili görüşme yapılması gerekmektedir. Baz istasyonu sorgusu talep edilen GSM işletmecisi ve/veya işletmecilerine ait numaradan (Avea, Turkcell, Vodafone) her biri için ayrı ayrı olmak üzere diğer işletmecilere ait (GSM veya sabit hat) herhangi bir numara aranmak suretiyle yapılacak, en az 1 dakikalık görüşmelerin, arayan numara, aranan numara, arama tarihi, arama saati, dakikası ve arama süresinin açıkça yazılarak gönderilmesi halinde gereği yerine
getirilecektir. Bilgi ve gereğini arz ederim."
O BÖLGEDE TELEFONLA GÖRÜŞEN ŞÜPHELİ ŞAHIS
Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe veren Dink ailesinin avukatları, cinayet günü olay yeri fotoğraflarının ve cinayet öncesi ile cinayet sırasındaki kayıtlar incelendiğinde, aynı kişinin iki ayrı görüntüde telefonla görüştüğünün anlaşıldığını bildirmişti.
Dilekçede, şu ifadeler kullanılmıştı: "Cinayet günü tespit edilen ve dosyada mevcut güvenlik kamera kayıtlarına takılan şüpheli kişinin 14.53'te Akbank önünde ve 11.16'da Saray Kumaşçılık önünde olmak üzere iki noktadan cep telefonu ile konuştuğu tespit edilmiştir. Bu şahsın kimliğinin tespit edilebilmesi için iki aşamalı talep oluşturulmuş ve birinci aşamada şüpheli kişinin konuştuğu iki noktanın Turkcell, Vodafone ve Avea için baz istasyonu bilgilerinin tespit edilmesi, ikinci aşamada ise elde edilen baz istasyonlarından 19 Ocak 2007 günü saat 11.10 ila 11.25 saatleri ve 14.45-15.00 zaman aralarında yapılan tüm görüşmelerin listesinin ve
listedeki telefon numaralarının kimlere ait olduğunun tespiti talep edilmiştir."
TİB'den ilk ret
Avukatların bu talebi üzerine harekete geçen mahkemenin bilgi istediği TİB ilk aşamada, 'O bölgede hiç görüşme yok, o bölgede baz istasyonu yok" dedi. Ancak bu iki iddia da yalanlandı. Turkcell ve Vodafone'dan sonra Avea da 'Bize soran olmadı" diye açıklama yaptı. Hrant Dink cinayetinin işlendiği güne ait kamera kayıtlarında cep telefonuyla konuşan şüpheli kişileri tespit
etmek için mahkemenin talep ettiği iletişim bilgilerine "Baz istasyonu ve kayıt bulunamadı" şeklinde yanıtlar veren TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı), GSM şirketlerinin açıklamaları karşısında zor durumda kaldı.
TİB'in cinayet gününe ait kamera kayıtlarında cep telefonuyla konuşan şüpheli kişileri tespit etmek için, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kanalıyla talep edilen iletişim bilgilerine "baz istasyonu ve kayıt bulunamadı" şeklinde yanıtlar vermesinin ardından konu GSM şirketlerine de soruldu.
TİB'in yanıtında "Söz konusu bölgede baz istasyonu bulunmadığı" iddia edilen Vodafone, Şişli bölgesinde baz istasyonunun olmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Vodafone'nun, Agos gazetesine gönderdiği açıklamada şöyle denildi: "Şirketimiz şehir merkezi sayılan Şişli 'de tam olarak kapsamayı sağlayacak yeterli sayıda baz istasyonuna sahip olup, söz konusu alan ise şirketimizin tamamen kapsama alanı içerisindedir. TİB 'den konuyla ilgili olarak şirketimize ulaşan herhangi bir talep bulunmamaktadır." Turkcell de TİB'in kendilerinden bilgi istemediğini duyurdu. Son olarak Avea da konuya ilişkin sorular üzerine şu açıklamayı yaptı:
"Değerli gazeteci merhum Hrant Dink ile ilgili olarak bizlerden; olay günü GSM operatörleri üzerinden gerçekleşen görüşmelere dair herhangi bir bilgi/döküm talebi olmamıştır. 2006 yılında çıkan kanun gereği bu tür bilge ve talepler hususunda tek yetkili merciin TİB olarak belirlenmiş olmasıdır. Bildiğiniz üzere söz konusu vahim vaka 2006 yılı sonrasında vuku bulduğu için mahkemelerin bu tür talepleri yönlendirilmiş olup, asıl bilgi ve soruşturma
TİB kanalı ile yürütülmektedir."
TİB'den ikinci ret
TİB'in ikinci aşamadaki direnişi, mahkemenin talebinin 'özel hayatın gizliliğini ihlal edeceğini' gerekçe göstererek üst mahkemeye itiraz etmesi şeklinde oldu. Ancak bu itirazı görüşen İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, oybirliğiyle TİB'den istenilen belgelerin özel hayatın gizliliğini ihlal kapsamında olmadığına karar verdi ve belgelerin gönderilmesi gerektiği
belirtildi.
TİB'den üçüncü ret
Üst mahkemenin itirazını reddetmesinin ardından TİB'in gerekli bilgileri göndereceği düşünülüyordu. Ancak TİB, işi yokuşa sürerek talebi dolaylı yoldan yine reddetti. TİB'in ilk aşamada 'o bölgede görüşme yok' diyerek verdiği cevabın doğru olmadığının ortaya çıkması, birşeyleri karartmaya çalıştığı şüphesine yol açmıştı. Şimdi mahkemelere direnmeye devam etmesi bu şüpheyi derinleştiriyor: Acaba o bölgede cinayetle ilgili görev alan bazı kişiler ve güçler korunmak mı isteniyor?..
kontrgerilla.com
SON VİDEO HABER
Haber Ara