Okullarda 'Yaşama Sanatı' zorunlu ders olsun
Prof. Dr. Cafer Tayyar, okul müfredatına 'yaşama sanatı dersi' konulması gerektiğini söyledi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-05 11:33:57
Sarıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de tüm ölümlerin yarıdan fazlasının kalp-damar hastalıklarından kaynaklandığını belirterek, Türkiye'de 35-65 yaş arasında 12 milyondan fazla insanın çok ciddi kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski altında olduğunu söyledi.
Türkiye'de şu an 3 milyon civarında vatandaşın koroner kalp hastası olduğunu, buna her yıl 90 bin kişinin eklendiğini bildiren Sarıoğlu, her yıl 300 bine yakın insanın kalp krizleri ve enfarktüs nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
Sarıoğlu, kalp ve damar hastalıkları için harcanan tanı ve tedavi giderleri ile bu hastalığa bağlı iş ve güç kaybının yol açtığı sosyo-ekonomik maliyetin her yıl 20 milyar dolardan fazla olduğunun tahmin edildiğini anlattı.
Dünya Sağlık Teşkilatı raporlarına göre, 2020 yılında kalp, damar hastalıkları ve depresyonun insan sağlığını tehdit eden faktörler arasında ilk sırada yer alacağını vurgulayan Sarıoğlu, şöyle konuştu:
''Kalp, damar hastalıkları ve depresyonun en önemli sebebi ise 'yönetilemeyen stres'. Sosyal bir topluluk halinde yaşıyoruz. Çıkarcı, bencil, ölçüsüz bir ihtiras ve rekabet duygusuyla yaşanan hayat, daima stres doludur. Halbuki bu hayatı daha paylaşımcı ve dayanışma içinde yaşamak mümkündür ve öyle olması gerekir. O zaman stres de azalacaktır. Herkesin kendisini güven ve huzur içinde hissedebileceği, karşılıklı saygı ve güven ilişkisi içinde bir toplumsal yaşam tasarlamalı ve öyle yaşamalıyız ama tam tersi bir hayat yaşıyoruz. Bireysel çıkarlar ön planda, köşeyi dönme, kısa zamanda her ne pahasına olursa olsun başarı ama haklı ve dürüst değil, bir başkasının sırtına basarak, onun haklarına tecavüz ederek bir başarı... Siz kendi çıkarlarınızı, ben kendi çıkarlarımı savunursam sürekli bir çatışma kaçınılmaz oluyor. Bu çatışma, stres, mutsuzluk ve huzursuzluk demektir. Bunun yol açtığı sonuç; sağlıksız kalp ve damar sistemi, ruh yapısı. Onun için kalp ve damar hastalıkları ve depresyon en önemli sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Huzurlu ve mutlu bir hayat sürüyor, stresi kontrol edebiliyorsanız, kanda birtakım mutluluk hormonları yükseliyor ve sizde bir iç huzuru, yaşama sevinci meydana geliyor. Eğer siz stresi kontrol edemiyorsanız, stres hormonları yükseliyor ve huzursuz, endişeli, kaygılı, mutsuz bir hayata mahkum oluyorsunuz. Stres hormonlarının yaptığı etkiler, kalp ve damar sisteminde, damarların daralmasına, kireçlenmesine yol açıyor ve kalp damar hastalıklarına mahkum oluyoruz.''
''Yüzde 80 oranında önlenebilir''
Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, kalp ve damar hastalıklarına stres kadar ''sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara ve zararlı alışkanlıklar''ın da neden olduğunu belirterek, ''Eğer bunları başarılı bir şekilde kontrol edersek, kalp ve damar hastalıkları yüzde 80 oranında önlenebiliyor'' dedi.
Sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, sigara ve kötü alışkanlıklardan uzak durma, stresin kontrol edilmesinin çocukluk yaşlarında kazanılan davranış kalıpları ve alışkanlıklarla ilişkili olduğunu belirten Sarıoğlu, şöyle devam etti:
''50 yaşına gelen insana 'Şunu yeme, bunu yeme' diyorsunuz. 50 yaşına kadar adamın damak zevki, beslenme kültürü oluşmuş, onları değiştirmek çok zor oluyor. 'Spor yap' diyorsunuz. Düzenli spor alışkanlığını edinmemiş bir insana 'spor yap' derseniz, bu havada kalan bir tavsiye haline gelir. Dünya Sağlık Teşkilatı raporlarına göre, dünyada sigara alışkanlığının yüzde 50'den fazlası 12 yaşından önce, yüzde 95'i 20 yaşından önce başlıyor. Onun için dikkat ve çabalarımızı çocukluk yaşlarına yönlendirmemiz lazım. Yapılan çalışmalar, damar sertliği denilen hastalığın 2 yaşından itibaren başladığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla sağlık bilincinin geliştirilmesi, bütün bu yaşam tarzı ve kalıplarının çocuklara öğretilmesi büyük önem taşıyor.''
''Yaşama sanatı dersi zorunlu olmalı''
Kalp sağlığının çocukluktan başladığına dikkati çeken Sarıoğlu, hayatın sağlıklı ve huzurlu aynı zamanda anlamlı ve verimli bir şekilde nasıl yaşanabileceği konusunda insanlığın evrensel bilgi ve tecrübe birikimlerini çocuklara aktarmanın önemine işaret etti.
Sarıoğlu, ''Gerektiği gibi yaşamak bir sanattır. Hayatımızı bilerek, seçerek, duyarak sanatkarca bir hassasiyet ve çaba ile yaşamak zorundayız. Bu nedenle eğitim sistemimize ilkokullardan üniversitelere kadar en önemli ama en önemli ders olarak 'Yaşama Sanatı Dersi' konulmalıdır'' dedi.
''Yaşama Sanatı Dersi''nin eğitimin temel hedefi olması gerektiğini belirten Sarıoğlu, ''İnsanlar kitabi bilgileri, iki kere iki dört ederi, Kızılırmak'ın uzunluğunun kaç kilometre olduğunu kitaplardan, ansiklopedilerden öğrenebilir. Çocuklara bu hayatı nasıl yaşayacağımızı ve yaşamamız gerektiği konusunu örnekleriyle etkin bir şekilde aktarmamız lazım'' diye konuştu.
Kalp ve damar hastalıklarına neden olan faktörlerin başında stres ve huzursuz yaşamın geldiğini kaydeden Sarıoğlu, yaşamda huzuru ve mutluluğu ön plana alan bir eğitim programı geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
''Stresi yönetmeliyiz''
Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için 4 altın kural bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
''-Sağlıklı beslenme: bunun ölçüsü de kültürümüzde var. Akdeniz diyeti denilen bol sebze, meyve ve tahıl ağırlıklı yiyecekler tüketilmeli. Başta zeytinyağı olarak bitkisel yağlar tercih edilmeli. Balık tüketilmeli. Kandaki kolestrol seviyesini yükseltmeyecek yiyecekler yenmeli. Halk, besinlerden mucize bekliyor. 'Domates yerseniz şu olur, soğan suyu içerseniz bu olur' falan filan... Böyle bir şey yok, böyle mucizevi bir bitki de yok. Yaşam tarzımızı değiştirmemiz ve bunu öğretmemiz lazım.
-Dinamik yaşam: hareketli yaşamın bir nimet olduğunu bilmemiz lazım. Yürüyebileceğimiz mesafeleri, çıkabileceğimiz merdivenleri fırsat olarak değerlendirmeliyiz.
-Stresi yönetilmeliyiz: Bunun için de hayatımıza bir anlam kazandırmalıyız. Hayata anlam kazandıran şey; beden ve akıl gücüyle çalışmak, bir eser ortaya koymak ve bunu diğer insanlarla ve varlıklarla paylaşmaktır. Bunun sonucunda ortaya çıkan iç huzuru ve yaşama sevinci sizi kalp ve damar hastalıklarından ve depresyondan korur. Bu, stresi yönetmenin ve etkilenmemenin en önemli dayanağıdır.
-Sigara içmemek: Sadece sigarayı bırakmak ve haftada 3-4 gün dinamik yürüyüş yapmak, kalp ve damar hastalıklarını yüzde 50 oranında azaltıyor.''
İşi şovmenliğe dökenler
İnsanlara sigaradan uzak ve dinamik bir yaşam sürdürmelerini tavsiye eden Sarıoğlu, ''İşi şovmenliğe döken doktor arkadaşlarımız da var. Fındık, fıstık yiyin. Bir avuç fındık, bir ceviz, 3 cevizi tek tek mi, hepsini birden mi yiyin gibi komik komik şeyler. Bunlar sadece günü birlik, insanların dikkatini çekmek ve spekülasyon yaratmak amacıyla söylenen şeyler. Her gün bir şey çıkıyor. Anlamıyorum. Bugün ceviz, yarın domates... Bunlar güzel ama zaten hayatımızda yapmamız gereken şeyler. Bunlardan birtakım mucizeler beklemek ve üretmeye çalışmak yanlış'' diye konuştu.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara