Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arap devrimlerinin dış politika boyutları

Devrimler sadece iş arayışı, yolsuzluk ve despotluktan dolayı patlak vermedi, aynı zamanda işgalci İsrail'in, Filistin halkına yönelik zulmünü destekleyen dış güçlerin politikalarına yönelik insanların vicdanlarında saklı olan öfkeden dolayı da başgösterdi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-04 12:33:00

Arap devrimlerinin dış politika boyutları
Dr. Ahmed el Kadidi *

Arap okuyucular aylardır medyanın birçok Arap toplumunu sallayan büyük ayaklanmalara verdiği isimleri hatırlar.

Medya, Tunus devrimini 'yasemin', Mısır devrimini 'saygınlık', Yemen devrimini 'özgürlük', Libya devrimini 'Ömer Muhtar' ve Suriye devrimini 'özgürler' devrimi diye adlandırmıştır.

Hatta bazı gözlemciler Arap devrimlerine 'Facebook devrimleri' adını verirken bir kısmı da 'Arap Baharı' adını sevdi. Doğal olarak bu sıfatlar kısmen doğru. Zira devrimlerdeki uluslararası boyut yani öfkeli Arap gençlerin hedef aldığı Arap dış politika boyutu ihmal edildi.

Devrimler sadece iş arayışı, yolsuzluk ve despotluktan dolayı patlak vermedi, aynı zamanda işgalci İsrail'in, Filistin halkına yönelik zulmünü destekleyen dış güçlerin dolduruşlarına teslimiyet politikalarına yönelik insanların vicdanlarında saklı olan öfkeden dolayı da başgösterdi.

Filistin'le teması olan Arap hükümetleri öncelikle ahlakımızın öngördüğü ve Arapların imzaladığı ortak Arap savunma anlaşmalarının gerektirdiği hususlarda dahi bu kardeş halka destek olmadı.

Arap kitlelerinde hâkim düşünce, Mısır'ın Camp David politikasını sürdürdüğü, Refah kapısını kapattığı ve Cumhurbaşkanı Mübarek'in bütün İsrail liderleriyle bu adil sorun lehinde bir sonuç almaksızın görüştüğü yönünde. Hatta Mısır'daki bozulma İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını Kahire'den ilan etmesi derecesine kadar vardı.

Amr Musa'nın durumu daha iyi değil. Çünkü bizler kendisini Gazze, dökülmüş kurşun ve ateş altındayken bazı Arap dışişleri bakanlarıyla birlikte ağzı kulaklarına varacak şekilde gülerken gördük.

Tunus'un diplomasisi Devlet Başkanı Bin Ali döneminde Tel Aviv'de ofis açtı ve başına büyükelçi mertebesinde bir diplomatı getirdi.

Kahire'de 9 Eylül Cuma günü İsrail elçiliği önündeki olaylar bu hassas ve önemli boyuta ışık tuttu. Dünya, Arap devriminin uluslararası boyutlarının olduğunu anladı.

Bu boyutları Arap uluslararası ilişkilerinin İsrail'e ve zulmü kontrolsüzce destekleyen Amerikalı koruyucu ve garantörüne olan utanç verici teslimiyet döneminden insanların iradesinin gerçekçi ve tam ifade edilmesi, yani Türk diplomasisinin izlediği gibi cesur bir dış politikanın bulunması dönemine geçişi şeklinde özetledik.

Burada son bir yıl zarfında Arap ve Müslümanların vicdanını sarsan iki olayı hatırlatmak gerekli. İlki özgürlük filosuna yönelik saldırı. Türk hükümetinin Türk sokaklarının baskısı olmaksızın İsrail'e karşı nasıl bir politika izlediğini gördük.

Başbakan Erdoğan diplomatik aşağılamayı reddederek, Şimon Peres'le kendisini bir araya getiren oturumu terk ederek ve ardından barış gemilerini korumak için Akdeniz'deki Türk filosunun hareket ettiğini açıklayarak meşru öfkesini ifade etti.

İkinci olay ise Mısır ile İsrail arasında barış anlaşması olmasına rağmen İsrail kurşunuyla Mısırlı beş askerin soğukkanlılıkla öldürülmesi.

Bu iki olay Arap ve Müslüman kamuoyuna Netanyahu hükümetinin beş yıldır Gazze'ye karşı Şaron'un başladığı siyaseti sürdürdüğünü gösterdi.

Daha da önemlisi Mısır halkının Hüsnü Mübarek rejimini yıkma iradesini ortaya koyan Arap gençleri, sınırda yaşananlara itibarını verme vaktinin geldiğini gördü, İsrail-Mısır anlaşmasının ve Mısır'ın, İsrail'e gaz ihracatı anlaşmasının gözden geçirilmesini istedi.

Mübarek'in 20 yıl savunma bakanlığını yapmış Mareşal Tantavi'nin başkanlığını yürüttüğü Yüksek Askerî Konsey'in tahmin etmediği Mısır devriminin bu uluslararası boyutu devreye girdi.

Bu olayların arka planında ve bir gelecek tahmini içinde İsrail ordusu iç cephe komutanı General Eyal Eisenberg'in Arap halklarına yönelik açık tehdidini okuduk.

General 9 Eylül günü İsrail ile devrimlerini gerçekleştiren Arap ülkeleri arasında savaşlar tahmin ettiğini ifade ederek bu devrimlerin İsrail'in güvenliğini tehdit ettiğini belirtmişti.

* Umman gazetesi El Vatan, Tunuslu gazeteci ve siyasetçi, Tercüme: Zaman

Haber Ara