Suriye sallanan bir diş
Suriye’deki Esed Yönetiminin durumunu her geçen gün ‘sallanan bir diş’e benzeten yazar Sedat Laçiner, Suriye'ye ABD'den bakmak yerine Türkiye'den bakmayı deniyor...
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-02 07:45:58
Suriye’de Esed Yönetimi her geçen gün ‘sallanan bir diş’e benziyor. Batı dişleri salladıkça hem acı artıyor, hem de çatışmalar. Suriye 40 yıldır Esed diktatörlüğünün elinde sessiz sessiz inliyordu. Şimdi bu iniltiye başka iniltiler ve gürültüler de karışmaya başladı. Belli ki Esed’in de günleri sayılı ve ABD’den bakıldığında sorun sadece bir zaman meselesidir. Ancak konuya Suriye’nin içinden, hatta Türkiye’den baktığınızda sorun o kadar da basit değil. Çünkü her geçen gün kanlı bir iç savaş ve/veya bölünme ihtimali güçleniyor.
Ordu çözülüyor
Suriye’de olaylar her geçen gün karşılıklı silahlı çatışmaya dönüyor. Muhaliflerin en önemli sorunu dağınık olmalarıydı. Batı bu dağınıklığı giderebilmek için özel bir çaba harcıyor. Türkiye de bu çabaların dışında değil. Muhaliflerin, özellikle dışarıda birleşmelerinde komşu ülke olarak Türkiye özel bir öneme sahip.
İkinci hayati sorun muhaliflerin silahlandırılması ve eğitimi. Suriye Ordusu’ndan kaçanlar eğitilmiş direnişçi ihtiyacına katkı sağlıyor. Önümüzdeki günlerde ordudan ciddi çözülmeler bekleni
yor. Bilindiği üzere Suriye Ordusu’nun çoğunluğunu Sünniler oluştururken, üst subay kadrosunun tamamına yakını Beşar Esed’in de mezhebi olan Nusayrilerden oluşuyor.
Pekçok analizciye göre ülkede silahlı çatışmalar aynı anda patlak verir ise Beşar Esed’in dayanması kolay değil. Ülkede otorite, çok beklenmedik bir şekilde kırılabilir. Ancak bu durumda dahi Nusayriler iktidarı ve silahı bırakmak istemeyecektir. Bu da çok kanlı ve vahşi katliamlara neden olabilir.
Suriye’de muhalifler her hafta Cuma namazı sonrası hükümeti protesto ediyorlar ve demokratik bir Suriye talep ediyorlar. Bu gösterilerin pekçoğu kanlı bitiyor. Birleşmiş Milletler’e göre Mart ayından bu yana öldürülen Suriyeli gösterici sayısı 2.700’ü aşıyor. Şam’a oldukça yakın ve Sünnilerin çoğunlukta olduğu Rastan kentinden gelen haberler ise gösterilerin karşılıklı silahlı çatışma haline dönmekte olduğunun açık kanıtı. Rastan’da pekçok firari asker muhaliflerin safına katıldı ve hükümet güçlerine ateş açtı. Devlet basını Rastan’da muhaliflerin 7 askeri öldürdüğünü, 32’sini ise yaraladığını yazdı. Rastan
önemli, çünkü Şam Yönetimi ilk kez bu kadar ciddi bir silahlı direnişle karşılaşıyor. Rastan’ın da bulunduğu Humus her geçen gün direnişçilerin örgütlendiği bir yere dönüyor. Firari askerler ve gönüllüler ile cephenin kısa sürede büyüyeceği açık.
Kürtler kilit rolde
Suriye’deki çatışmaların kaderini değiştirebilecek olan ise Kürtler. Kimi kaynaklara göre ülkedeki Kürtlerin sayısı 1.5 milyondan fazla. Bunların 500.000’den fazlasının Suriye vatandaşlığı bile bulunmuyor. Geçmişte daha çok Türkiye’den göç etmiş bu kişiler toplumun en alt tabakasını oluşturuyor. Kürtler 2004’de Kamışlı’da bir ayaklanma denemesinde bulundular. Fakat başarılı olamadılar. Batı’nın endişesi ise Kürtlerin zayıf bir ayaklanmaya kalkışmaları halinde Suriye güçlerince tamamen ezilmeleri. Diğer taraftan Kürt ayaklanması Suriye’deki demokrasi taleplerini bölücülük sorunu haline dönüştürerek muhalefetin birliğini de bozabilir. Türkiye’nin işi ise Suriye’de oldukça zor. Türkiye bir yandan Suriye’yi kazanmak için yıllardır verdiği emeklerine üzülüyor. Diğer taraftan ise iç savaş ve ülkenin bölünmesi olasılığı Ankara’yı kara kara düşündürüyor. Özellikle Kürtlerin durumu çok hassas. Suriye’de de ikinci bir Barzani vakası yaşanırsa terör Kuzey Irak’tan sonra sığınabileceği ikinci bir üs daha bulmuş olacaktır. Türkiye böyle bir kıskaça tahammül edemez. Bunu önlemenin yolu ise Türkiye-Suriye sınırını ABD veya bir başka ülkeye terk etmemekten geçiyor. Kısacası Suriye hikayesi kısa sürede bizi de içine çeken bir girdaba dönüşmek üzere.
SON VİDEO HABER
Haber Ara