Başçı: İşin zor kısmını aştık ama fırtına da arkadan geliyor
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yaşanan ekonomik krize karşı alınan tedbirlerin amacına ulaştığını, ancak yine de tedbiri elden bırakmamak gerektiğini söyledi. Yaşananları, Türkiye'yi bir uçağa benzeterek anlatan Başçı, "Türkiye'de şu an yumuşak
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-30 12:19:51
Edirne Ticaret Borsası'nda düzenlenen 'Para Politikaları' konulu konferansa katılan Erdem Başçı, burada yaptığı konuşmada, işadamlarına önemli tavsiyelerde bulundu. Kredi büyümesine karşı alınan tedbirleri savunan Başçı, kredilerin büyüme hızının özellikle küresel parasal genişleme sonrasında olağanüstü hızda olduğunu vurguladı. 2010 yılının son aylarında hızın olağanüstü seviyede olduğunu hatırlatan Başçı, kredilerin büyüme hızını şu şekilde ifade etti:
"Tedbirleri almaya başladıktan sonra zorunlu karşılık artırımını devreye soktuktan sonra kademeli bir şekilde bu fark azalmaya başladı. Ve mevsim ortalamalarına yaklaşmaya başladı. En son haziran ayında BDDK'ın aldığı tedbirlerden sonra bu fark iyice azaldı ve eksiye düştü. Ve şu anda mevsim ortamalarının altında kredi büyümesi. Ama kredi büyümeye devam ediyor. Dolayısıyla kredilerde bir daralma yok. Büyümeye devam ediyor. Toplam krediler yüzde 10 ile 20 gibi oranında artmaya devam ediyor. Tüketici kredileri artış ise yüzde 10 seviyesine kadar düştü artış hızı olarak o yüzden sağlık bir yavaşlama orada sözkonusu."
Kredilerdeki gerilemeyi, 'sağlıklı bir yavaşlama' olarak niteleyen Başçı, "Türkiye'de şu an yumuşak iniş gerçekleşti." ifadesini kullandı. Bununla birlikte tedbirli olmaya devam edilmesi gerektiğine işaret eden Başçı, şöyle konuştu:
"Yani uçağın tekerlekleri yere değdi. Şu anda piste hareket etmeye devam ediyoruz. Yavaşlıyoruz. Fakat kemer ikaz ışıkları henüz sönmedi. Yani lütfen kemerlerinizi çözmeyiniz ve yerlerinizden kalkmayınız. Uçak henüz park etmedi. Ama işin zor kısmını geçtik ve şu anda yumuşak iniş gerçekleşti diyebiliriz. Fırtına da arkadan geliyor. Yani resmimiz şu anda böyle. BDDK'ın haziran ayında aldığı kararlar tüketici kredilerinin bazılarına yönelik. İhtiyaç kredisi dediğimiz türlerine yönelik. O tedbirler son derece etkili oldu. Ve tüketici kredilerinde yüzde 40, 45 seviyelerinde artmakta olan yıllık tüketici kredilerinin artış hızı yüzde 10'lar seviyesine geriledi. Bu son derece faydalı. Çünkü Türkiye'de tasarruf oranlarının düşmesini sağlayan faktör tüketici kredilerinin fazla artmasıydı. Bu şekil tasarruf oranları daha makul seviyelere doğru gelecektir diye düşünüyoruz."
"TL'DEKİ DEĞER KAYBI, ŞU ANA KADAR FAYDALI VE YETERLİ"
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'de alınan tedbirlerden sonra TL'de bir değer kaybının gözlendiğini ifade etti. Küresel parasal genişlemenin TL üzerinde oluşturduğu ilave değerleme baskınısını ortadan kaldırdıklarını vurgulayan Başçı, "Daha doğal ve normal piyasa şartları içerisinde oluşmasına imkân sağlayacak şekilde bu gereksiz ilave değerleme baskısını ortadan kaldırdık. Diğer ülkeler bunu başaramadı. O yüzden onların paraları değerlenmeye devam etti." dedi.
Ani bir çıkış olduğunda TL'deki değer kaybının diğer ülke paralarına göre 'sınırlı' kaldığına işaret eden Başçı, şunları söyledi:
"Ağustos'un ilk iki haftasında kuvvetli bir ani çıkış olmuştu. Bir de biz İMF, Dünya Bankası toplantılarında iken o hafta ani bir çıkış olmuştu. Bu çıkışlar esnasında dikkat ederseniz diğer ülkelerin paraları çok ciddi değer kaybediyor. Fakat TL'deki değer kaybı son derece sınırlı. Bu da bir anlamda bizim değer kaybını erken gerçekleştirmiş olmamazının bir sonucu. Bazı yapısal sebepler var Türk Lirası'nın az oynak olmasından. Seviye olarak reel efektif döviz kuru seviyesi olarak bizim gibi gelişmekte olan ülkelere karşı şu anda tarihindeki en düşük seviyelerinde Türk Lirası'nın. Gelişmiş ülkelere karşı TL ticaret olarak değeri orada da Lehmann krizinden sonra ulaştığı en değersiz noktanın bile altında. O yüzden hiç kimse şu anda Türk Lirası aşırı değerli diyemez ve demiyor zaten. İhracatçımız ve işadamlarımız dahil yabancı yatırımcılar dahil uluslararası kuruluşlar da Türk Lirası'nın aşırı değerli olduğunu iddia eden kimse yok. Bu da yumuşak inişin önemli bir parçasını oluşturuyor. Uçağın bir sağ ve sol tarafında iki tekerlek takımı var. Bir tanesi döviz kurları ile ilgili tekerlek takımı, öbürü ise kredilerle ilgili tekerlek takımı. Orada ikisi de şu anda yere değmiş durumda. Son derece uygun bir şekilde yeni bir çıkış dalgası olursa ona hazırlıklı bir şekilde bulunuyoruz. Bunu gerçekten de gözlemlemek mümkün. Ağustos öncesi biz para politikası kurulu yön değiştirdi. Döviz kurlarıyla ilgili politikamızı açıkça değiştirdik. TL'deki değer kaybını şu ana kadar faydalı ve yeterli görüyoruz. Bundan sonraki değer kayıplarını biz politika yapıcıları olarak olumlu karşılamayacağız. Onunla ilgili döviz likiditesini gerekirse TL likiditesi olarak vereceğime dair 4 ağustos'ta açıklamalarımızı yaptık. Borçlanma faizimi 350 basamak artırdık. Bu döviz kuruna yönelikti aslında. Politika faizini bir miktar indirdik. O yüzden Ağustos'un 22'sinde yaptığımız toplantıdan bu yana Türk lirasının değer kaybı diğer ülkelere göre son derece sınırlı oldu. Yüzde 4 civarında görünüyor. Fakat Brezilya'da yüzde 14'ün üzerinde. Bunun nedeni değer kaybını biz önceden gördük. O yüzden şu anda çok fazla değer kaybetmiyor. Amerikan Doları'na karşı iyi performans gösteren ülkeler Japonya, Çin, Arjantin, İsrail sonra Türkiye geliyor."
DOLAR VE EURO NEDEN ARTIYOR?
Türk Lirası'nın ABD Doları ve euro karşısından değer kaybetmesi konusuna değinen Başçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"TL'nin dolar ve euro karşısında değer kaybetmesinin iki faktör birbirine ters çalışıyor. Bir yandan parasal genişleme var. Diğer yandan rezerv paraya dönüş. Güvenli liman arayışı. Rezerv para ne demek? Ticarette kullanılan para ABD ve euro. Onlar rezerv paralar olduğu için o paralar cinsinden dünya da borçlanıyor. Yaygın miktarda dolar borçlu, euro borçlu olan kişiler var. Borç vermiş ve almış olanlar var. Böyle panik dönemlerinde bu alacağından ziyade nakitte kalayım. Yani borcumu yenilemeyeyim nakitte kalayım şeklinde bir korku oluyor. Ve güvenli liman olarak dolar ve bazında euroya dönebiliyorlar. Alacak yerine nakitte kalıyor. Durum böyle oluşan bu parada kıtlık oluşuyor. Güvenli liman kıtlığı diyoruz. ABD'de üç katına çıkmasına rağmen güvenli liman olarak ABD görülüyor. Böyle bir ikilem var. Onun ABD Merkez Bankası talebe çok fazla arz ederek cevap verdi. Ama dönem dönem yetmeyebiliyor."
SON VİDEO HABER
Haber Ara