Koert Debeuf *
Birkaç gün önce, Kahire'de Tahrir Meydanı devriminin genç liderlerinden biriyle konuşuyorduk. Bana şaşırtıcı bir hikâye anlattı. 6 Nisan Hareketinden 59 genç liderle birlikte, birkaç hafta önce Türkiye'ye davet edilmişler. Ama turizm amaçlı değil. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve pek çok kişiyle daha görüşmüşler.
Bu çok meşgul politikacılar, onlara zaman ayırıp gelecekle ilgili planlarından bahsetmişler. Mesajları; Türkiye, Mısır ve İran arasında yeni bir ittifak oluşturma istekleriymiş. Türkiye dostluk ve büyüyen ekonomisi için yeni büyük bir pazar umuduyla Mısır'a çok şey yatıracaktır. İran ile yapmayı planladıkları ise pek net değil. Ama bu üç ülkenin askerî ve ekonomik açıdan, bölgenin en güçlüleri oldukları açık.
Bana, "Bu arada siz Batıdakiler İran'a farklı bakıyorsunuz. İran bizim için güçlü bir ülke." dedi.
Türk liderlerin bunu bizzat söylemiş olması, hikâyeyi daha da güçlendiriyor.
Elbette Türkiye'nin bölgede lider olmaya başladığı doğru. Bunu açıkça göstermek için Erdoğan, yakın zaman önce Mısır, Libya ve Tunus'u ziyaret etti. Arap Birliği toplantısında, Filistinlileri desteklemenin bir seçenek değil bir zorunluluk olduğunu söylediğinde, çok güçlü bir izlenim bıraktı. Havaalanında coşkulu kalabalıklar tarafından karşılandı.
İttifak, çok uzun vadeli bir plan olabilir. Ama birkaç gün sonra Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu bir mülakatta, Mısır ile bir ittifak arayışında olduklarını ve Türkiye'nin iki yıl içinde ülkeye en az 4 milyar Avroluk yatırım yapacağını söyledi. Bu arada Avrupa bir milyondan bahsediyor.
Her hâlükârda, pek çok Mısırlı da bunu destekliyor.
Gelecekte ittifak konusunda ne olursa olsun, Türkiye'nin kafasını Batıdan Doğuya çevirdiği açık. AB'ye girmelerine izin verilmemesiyle öfkelenen ve aşağılanan Türkler, laik İslami ilkelere dayanan kendi birliklerini kurmak istiyorlar.
Bunu bir şekilde anlıyorum. Batıda dilenci gibi karşılanmaktansa Doğuda kahraman gibi karşılanmak çok daha güzel. Neticede AB onlara öyle davrandı. Bu, yakın zamanda pişman olacağımız bir tavır.
* Yazar AB Parlamentosu Alde Grubu Temsilcisidir, EU Observer, Belçika, Tercüme: BYEGM