Kazaya karışan genci, çarptığı araçtakiler döverek sakat bırakmış

Geçirdiği trafik kazası sonrasında ağır yaralanan ve 2 yıl bitkisel hayatta kalan Serhat Mustafa Hüsrevoğlu, konuşmaya başlayınca davanın seyri değişti. Serhat, ailesine ağır yaralanarak sakatlanmasına trafik kazısının değil, çarptığı araçtan inen iki kişinin kendisini feci şekilde dövmelerinin neden olduğunu söyledi. Trafik kazası olarak Ümraniye Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, Serhat'ın verdiği ifadeyle olaydan iki yıl sonra "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Tuzla'ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'dan Mayıs 2010'da yardım isteyen engelli Serhat Mustafa Hüsrevoğlu'nun, hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmesine neden olacak olayın ortaya çıkmasıyla tüm ailesi şaşkınlığa uğradı. Endüstri meslek lisesini bitirdikten sonra bir klima servisinde stajyer olarak çalışmaya başlayan 18 yaşındaki Serhat Hüsrevoğlu, Temmuz 2006'da ustası ile birlikte Ümraniye'de klima montajına gitti. Çalışma sırasında ustası Serhat'a firmaya ait otomobilin anahtarını vererek yakındaki markete alışveriş için gitmesini istedi. Dönüşte Dudullu Bayraktar Bulvarı'nda Serhat'ın kullandığı araç ile Mutlu Mobilya Mağazası'na ait kamyonet çarpıştı.
Kazanın ardından Serhat, ağır yaralı olarak Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hayati tehlikeyle yoğun bakıma alınan Serhat, 18 ay boyunca yaklaşık 20 hastane dolaştı. 1 yıl yoğun bakımda kalan Serhat, hastanelerin çeşitli servislerinde yattı. Durumu hızla iyileşen Serhat yoğun bakımdan çıktıktan sonra çeşitli hastanelerde fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavisi gördü. Kazadan yara almadan kurtulan kamyonet sürücüsü Hüseyin Mutlu ve Serhat Hüsrevoğlu arasındaki trafik kazası için Ümraniye 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu sırada trafik bilirkişisi Serhat Hüsrevoğlu'nu asli kusurlu tespit etti. Sigortası olmayan Serhat Hüsrevoğlu'nun tüm tedavilerini ailesi kendi imkanlarıyla karşılamak zorunda kaldı.
Tedavisi boyunca hiç konuşamayan ve annesi tarafından sıvı gıdalarla beslenen Serhat, kazadan 2 yıl sonra (Aralık 2008)'de annesine işaretlerle ve dilinin döndüğü ölçüde ısrarla bir şeyler anlatmak için büyük çaba sarf etmeye başladı. Oğlunu 2 yıldır eliyle besleyen ve tüm mal varlığını iyileşmesi için harcayan anne Bircan Hüsrevoğlu, Serhat'ın kazada değil, dövülerek o hale geldiğini anlatmaya çalıştığını anlayınca şaşkınlık geçirdi.
Oğullarının trafik kazası sonucu ağır yaralanarak bitkisel hayata girdiğini düşünen anne Bircan ve baba Yaşar Hüsrevoğlu, hemen Ümraniye'deki savcılığa giderek durumu anlattı. Savcıya verdiği ifadesinin ardından mahkemeye çıkarak anne ve babasına söylediği gibi "Kazadan sonra beni dövdüler onun için ağır yaralandım" diyen Serhat, duruşmada sürücü Hüseyin Mutlu'yu da hatırlayarak kendisini dövdüğünü söyledi. Hüseyin Mutlu, Serhat'ın iddialarını reddederek yaralanmanın trafik kazasından kaynaklandığını belirtti.
Dava 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçlamasıyla ağır ceza mahkemesinde gönderildi
Mahkeme Serhat'ın el yazısıyla ve kısıtlı konuşmasıyla aldığı ifade üzerine olayın darp ya da trafik kazası olup olmadığının araştırılması için dosyayı Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi 23 Aralık 2009'da, mahkemeye bir yazı göndererek "nörolojik tabloya neden olan yaralanmanın trafik kazası olabileceği gibi kafa bölgesine direk künt travma ile de meydana gelebilecek nitelikte olduğu, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamadığı oybirliği ile mütalaa olunur" dedi. Ümraniye 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu'nun bu cevabı üzerine Serhat'ın darp sonucu hayatını engelli olarak sürdürmek zorunda kaldığı ihtimalinin araştırılması için dosyayı Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi de "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla dava açtı.
Gözleri yaşlı anne Bircan Hüsrevoğlu ise beş sene boyunca beklediğini söyleyerek şöyle konuştu; "Ben yüce adalete güveniyorum, sonucu bekliyorum, inanıyorum ki adalet yerini bulacak. Oğlum çabalarımızla çok yol kat etti. Serhat şu an yardım ile yürüyebiliyor ve yemeğini yiyebiliyor. Nereyi duyduysam, nerede hastane varsa gitmediğim yer kalmadı. Allah bana dayanma gücü ve sabır versin, ben de oğluma bakayım. Ama tek kaygım bana bir şey olursa oğluma kim bakacak diye endişeleniyorum. Oğlunun tedavisi ile ilgili şu ana kadar eş dost ve kendi imkanlarımızla buraya kadar geldik, ancak artık gücümüz tükendi. Yetkililerden Serhat'ın tedavisi için yardım bekliyoruz. Doktorlar tedaviye devam edildiği takdirde oğlumun tamamen iyileşebileceğini söylüyorlar. O günleri göremezsem gözüm açık gider."