Doğu Akdeniz pastasını bölüşemeyenler
Ortadoğu’daki çekişme, Doğu Akdeniz’e kimin hükmedeceği konusuna yoğunlaştı. Türkiye birçok konuda geri adım atabilir, ancak Kıbrıs bir kırmızı çizgi. Ankara’nın çaldığı savaş davulları, Kıbrıs’la sınırlandırılamaz. Çünkü bu süreç aslında ‘deniz sınırlarının’ değil, ‘nüfuz sınırlarının’ belirlenme süreci. Lübnan'da yayınlanan El Sefir gazetesinden Muhammed Nureddin'in analizi:
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-23 18:19:08
Muhammed Nureddin *
Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Akdeniz’de doğalgaz ve petrol aramaya başlamaması yönünde yaptığı güçlü uyarılar ön plana çıktı.
Türk-Kıbrıs gerginliği, Doğu Akdeniz ülkeleriyle ilişkili birçok dosyanın da bir araya gelmesinin zirvesinde yaşanıyor.
Hatta Ortadoğu’daki çekişme, Doğu Akdeniz’e kimin hükmedeceği konusuna yoğunlaştı. Aslında tüm bu dosyalar, iç içe geçmiş durumda.
Türkiye birçok konuda geri adım atabilir, ancak Kıbrıs bir kırmızı çizgi. Erdoğan, Suriye’yi değil de Kıbrıs’ı Türkiye’nin iç meselesi olarak görebilir.
Bu sorun, ülkede belirli bir siyasi eğilime ait değil; aksine tüm grupları bir araya getirmekte. İslamcı Necmettin Erbakan’ın, laik Bülent Ecevit’le 1974 Kıbrıs harekâtı kararını nasıl birlikte aldıkları sır değil.
1960’ların başından itibaren ada şartlarının değiştirilmesine itiraz hakkını Yunanistan gibi Türkiye’ye de veren garantörlük anlaşması, Ankara’ya müdahale imkânı sunuyor.
Fakat Türkiye’nin milli güvenliğini koruma noktasında Kıbrıs’tan ödün vermesi imkânsız. Zira milli çıkarlarını korumak için Rum kesimi ve Yunanistan’la savaşa bile gidebilir. Fakat Ankara, Rum kesimiyle gerginliğini diğer ülkelerle anlaşmazlıklarında ve bölgedeki nüfuz çekişmesinde işleve koyabilir.
Rumlarla gerginliğin tırmandırılması, Mavi Marmara’dan dolayı özür dilemeyen İsrail’e, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki nüfuzunu hatırlatan bir mesaj niteliğinde.
Keza AB’ye de üyelik şartlarını hafifletmesi ve Rum kesimine şımarık oğlan muamelesi yapmaması yönünde bir mesaj. Türk tehdidi eskiden sarsılan imajını geri kazanmak ve bölgedeki başarısızlıklarını telafi etmek niyetinden geliyor.
Ortadoğu’daki gerginlik, tüm bölge ülkelerinde tırmanışta. Ankara’nın çaldığı savaş davulları, Kıbrıs’la sınırlandırılamaz. Çünkü bu süreç aslında ‘deniz sınırlarının’ değil, ‘nüfuz sınırlarının’ belirlenme süreci.
Herkes pastadan payına düşeni istiyor. Dolayısıyla herkes, içinde boğulacağı bir deniz pastasını bölüşme çabasında.
* Sefir gazetesi, Lübnan, Tercüme: Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara