Avrupalı Türklere yol gösterecek bir kitap: An(n)a Aşkı
Avrupalı Türklerin aralarından çıkmış seçkin aydından biri olan yazar Mahmut Aşkar, şimdi de, özellikle Avrupa'daki Türk gençlere yol gösterecek bir romana, "An(na) Aşkı'na" imza attı. An(n)a Aşkı, okurunu Avrupa'da nasıl "İdeal bir Müslüman" ve "İde
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-22 09:25:32
Almanya örneğinde Batı dünyasında, özellikle sözde kadın hakları savunucularının Müslüman azınlıkları "kadınlarına baskı yapmakla" suçladığını ancak başta bu "sözde kadın hakları savunucuları" olmak üzere hiç kimsenin, yaşlanan, işini, eşini kaybeden ve yalnızlık içinde ölüme terk edilen kadınları, anaları görmediğini, hatırlamadığını işleyen Aşkar, kitabında Yusuf adlı roman kahramanının kimsesiz Alman yaşlı komşusu Anna'yı kendi annesi gibi görmeye başlaması ve ona sahip çıkmasını dokunaklı bir dille aktarıyor. Medya'da her gün negatif şekilde izledikleri Türklerden biri olan Yusuf'un hiç bir kan bağı olmayan Alman yaşlı kadın Anna'ya sahip çıkmasına anlam veremeyen Alman komşuların şaşkınlığını da yansıtan yazar, kitabın sonlarına doğru ise hem Türk, hem de Alman kamuoyunun büyük ilgisini çeken, Yusuf'un "Her anneye bir evlat" projesi ile, Almanya'daki Türklerin ülkeye neler verebileceğinin önemli bir ipucunu veriyor.
Yazar kitabın bir bölümünde, "Bu topluma kendi kültürümüzde var olan insani değerlerimizden verebileceğimiz bir çok güzellikler var" diyor. Romanda özellikle Türk kadınlarına büyük görevler düştüğüne dikkat çeken yazar, roman kahramanı Yusuf'un ağzından, "Bizim dışımızda gelişen, fakat bizi hedef alan kültürler çatışma veya medeniyetler ayrışması hadisesinin merkezinde Müslüman kimlikli siz kadınlar varsınız" uyarısı yapıyor.
Önemli tezatlara dikkat çeken yazar, "İnançlı kadına en büyük saygısızlığı ve hakareti yapanların ekseriyeti, ne yazık ki yine kadın hakları savunucuları olarak karşımıza dikiliyor" diyor. Türklerin de değerlerini kaybetme tehlikesine dikkat çeken Aşkar romanında, "Artık biz Türkler de bu manada batılılaşıyoruz. Anasına babasına sahip çıkmayan, bir ömrü evlatlarına feda etmiş olanlara hizmeti külfet gören.... Karşımızdaki şu yaşlı ve yalnız yaşayan kadın bizim için bir imtihandır, bir lütuftur. Ana anadır! Ananın dini, milliyeti, Türkü, Almanı olmaz. Anaların feryadını duymayan insanlığın iki yakası bir araya gelir miydi hiç? " diye soruyor.
Kitabıyla ilgili Cihan'a konuşan Aşkar, romanda kurguladığı şeylerin bir çoğunun kendisinin yaşanmış tecrübelerinden ilham aldığı sırrını veriyor ve en yakın zamanda kitabın Almancasını da yayınlanmayı planladığını müjdeliyor. Gerçek hayatta da romandaki Anna gibi yaşlı ve tek başına yaşayan bir Alman komşusu olduğunu ve onu annesi gibi görüp halinden çok etkilendiğini bildiren Aşkar, "Onu çok düşündüm. 21. yüz yıl Batı medeniyetinin insanoğlunu getirdiği noktayı düşündüm. Önce bir film senaryosu yazdım. Sonra romanlaştırdım. Çünkü burada, ileri sanayi toplumlarının, bütün insanlığın maruz kaldığı ortak bir dert var. Bu ortak mesajı vermek istedim. Roman tadında seminer verme tespitiniz yerinde" diyor.
Kitaptaki önemli mesajların bazıları ise şöyle: "İnsanlara devamlı tüketme telkininde bulunan, hatta zorlayan anlayışa göreen çok tüketen insan, daha çok itibar gören ve daha modern insandır.." "...Şimdi herşeyin fazlasıyla olduğu bir zamanda herkes sadece kendisi için var. Herşey var, fakat sevgi ve fedakarlık yok, dayanışma yok, anne baba zahmetine katlanma yok.." "...Sözde şu kadın hakları savunucuları neden yalnızlığa terk edilmiş anaların dramını da kamuoyunun vicdanına taşımazlar? ...bu nasıl aydın vicdanı?" "...Uyum sağlamıyor, paralel toplum oluşturuyor, kadına baskı uyguluyormuşuz... Bu durum Türk azınlık üzerinde irade zayıflığına sebep oluyor, toplumun direncinin kırılmasına zemin hazırlıyor" "Sizin farkınız düşenin elinden tutmak, yaşlıya saygı ve hürmet etmek olsun" "..insanı sadece üreten ve tüketen bir varlık olarak gören hayat anlayışının hakim olduğu bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Anadoludan getirdikleriniz yerli topluma taze kan gibi ihtiyaç duyulacak şeylerdir" "Abi oğluna dikkat et, ona sadece para verme, nasihat da ver, ..zamanının da bir miktarını ver" Kitap Avrupa'da Köln'deki NT Kitapevi, DİTİB ve ATİB'ten, Türkiye'de ise yayıncı kuruluş Beyan Yayınları'ndan temin edilebiliyor.
MAHMUT AŞKAR KİMDİR?
70'li yılların başında üniversite okumak için Almanya'ya gelen, yazarlığın yanı sıra bir çok sivil toplum faaliyetlerinde bulunan Mahmut Aşkar, şu an Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yürütüyor. 1952 yılında Iğdır'da doğan, ilkokulu Karakoyun'da, ortaokul ve liseyi Iğdır'da okuyan Aşkar, lise yıllarında da (1968-71) mahalli gazetelerde şiir ve yazıları yayınlandı. Liseden sonra öğrenci olarak Almanya'ya gelen Aşkar, Aachen Teknik Üniversitesi (RWTH) Metalurji Fakültesi'ni bitirerek Metalurji mühendisi oldu. Üniversite eğitimine paralel olarak cemiyet hayatında aktif görevler üstelenen Aşkar, bir grup arkadaşıyla Türkçe dergi çıkardı, haftalık ve aylık dergilerde yazdı. 1985 yılında, "Gurbetteki Uyanış" adlı piyesi yazıp yöneten, 1986 yılında ise, "Dalından kopmuş yapraklar" adlı filmin senaryosunu yazıp filmi yöneten Mahmut Aşkar, Almanya'daki bazı Türk/Müslüman sivil toplum kuruluşlarında genel sekreterlik ve genel başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Bazı aylık yayın organları ve internet sitelerinde yazmaya devam eden yazar Mahmut Aşkar'ın daha önce, "Toplum Raydan Çıkarken", "Hüseyinleşmek" ve "Müslümanı Avrupalılaştırmak" adlı kitapları yayınlandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara