Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Vatan yazarından akla ziyan bir makale

İşte Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'nun Ankara'daki patlamayla ilgili akla ziyan yazısı:

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-21 10:50:33

Vatan yazarından akla ziyan bir makale
Dört yanınızı düşmanla doldurursanız, ‘Beni kim vurdu’ diye düşünürsünüz? / Mustafa Mutlu / Vatan


Türkiye’nin kalbi Ankara’da... Ankara’nın kalbi Kızılay’da... Kızılay’ın kalbi Kumrular Caddesi’nde...

Yani... Çankaya Kaymakamlığı’nın hemen önünde ve Başbakanlık binasının birkaç yüz metre yanında patladı bomba!

Üç vatandaşımız öldü, çok sayıda vatandaşımız da yaralandı...

Gazetenin baskıya girdiği saatlerde, kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısının daha da artmayacağını umuyorum...

***

İyi de; kim ya da kimler, neden gerek duydular böylesine alçakça bir katliama?

Hedefleri neydi?

Ne yazık ki bu sorunun yanıtını kimse öyle kolay kolay veremez!

Veremez; çünkü düşmanımız o kadar çok ki...

Ve bu “düşmanların” çoğunu, iktidarın son birkaç ayda izlediği “yanlış ve saldırgan” dış politika başımıza bela etti!

“Komşularla sıfır sorun” politikası izlediklerini dile getirenler ve bununla her fırsatta övünenler; neredeyse, “sorunsuz komşu ilişkisi” bırakmadı çevremizde...

***

Soruyu yineleyelim:

“Kim ya da kimler neden böyle bir katliama ihtiyaç duydu?”

***


MİT Müsteşarı’nın Oslo’da “elebaşılarıyla” görüştüğü terör örgütü PKK yapmış olabilir mi örneğin...

Elbette... Zaten ilk akla gelen de o!

***

Peki; Suriye? Bizim hükümetin son birkaç aydır her fırsatta “savaş tehdidi” savurduğu bu ülke çıkamaz mı taşın altından?

Neden olmasın? Devletlerin tarihi bu tür kirli ve karanlık operasyonlarla dolu! Hem kendi vatandaşlarını bile katletmekten geri kalmayan bir diktatör, neden kendisine talimatlar yağdıran komşu ülkeyi karıştırmak istemesin ki?

***

Ya İsrail? Mossad ajanları örneğin?

“Siz ilişkileri mi kesersiniz, biz de böyle yanıt veririz” demek istemiş olamazlar mı?

Yahudi lobisinin etkisinde kalıp, İsrail’e her fırsatta destek vermek zorunda kalan ABD’yi de unutmamak gerek bu listede...

***

Bitmedi; Mısır var sırada...

Üstelik bu ülkede “iki düşmanımız” birden var artık: Devrik lider Mübarek yanlıları ve Başbakan’ı havaalanında karşılayıp, “Mısır devleti laik modeli seçmeli” sözlerini duyduktan sonra büyük hayal kırıklığı yaşanan Müslüman Kardeşler Örgütü...

***


Libya’yı unutabilir miyiz?

Yeni yönetime destek için yardım malzemesi götüren Türk uçağına füze attırtan Kaddafi’nin elinin armut toplayacağını mı sanıyorsunuz?

***

Ve hem ezeli, ebedi düşmanımız (!) Yunanistan... Kıbrıs Rum Kesimi’nin Akdeniz’de doğalgaz aramasını engellemek istediğimiz için yapmış olamaz bu kötülüğü bize?

***

Dost görünüp her fırsatta arkamızdan vuran Avrupalı bazı büyük devletleri de dâhil edin listeye... Gerçek dostumuz olsalar; PKK’nın yıllardır kendi topraklarında cirit atmasına, son olarak Cumhurbaşkanı’nın Almanya’da konuşma yaptığı salonu basmasına göz yumarlar mıydı?

***

Gördüğünüz gibi düşmanımız o kadar çok ki; böyle bir ortamda kaderimiz, her zaman “kim vurdu”ya gitmektir...

Peki; çok değil, sadece bundan iki yıl öncesine kadar, yukarıda saydığım bu düşmanlar var mıydı?

İsrail’den onur ödülü almıyor muydu Başbakan? Suriye ile ortak bakanlar kurulu toplantısı düzenlemiyor muydu? Yunanistan’la, Libya’yla ve Mısır’la iyi ilişkiler içinde değil miydik?

Öyleyse...

Kabul etmek gerekir ki; yukarıda saydıklarımın hepsi “potansiyel suçlu” olabilir...

Ama, lütfen söyleyin:

Üç yılda ilişkileri bu hale getiren ve ülkeyi bir cadı kazanının içine atanların hiç mi günahı yok?

Haber Ara